TÜRSAB Orta Anadolu BYK ile kaçak faaliyetlerin önlenmesi ve denetlenmesi kapsamında işbirliği protololü imzalayan Ankara Rehberler Odası ANRO; resmi web sitesinden yaptığı duyuruda eleştirilere cevap verdi.
İstanbul Rehberler Odası’nın 3.4.2014 tarihinde imzaladığı TÜRSAB protokolünün ardından, Ankara Rehberler Odası’nın da benzer bir protokol ile denetim işbirliği konusunda TÜRSAB ile mutabakata varması camiada eleştiri ve tepkiler alarak geniş yankı bulmuştu.
Odaların kendi başına karar vermelerinin TUREB çatısına ve rehberlik camiasına zarar verdiği yönünde tepki gösterilmesi üzerine açıklamada bulunan ANRO; Protokol imzalanmadan önce TUREB Başkan Yardımcısının bilgilendirildiği ve imza törenine davet edildiğine dikkat çekti.
TÜRSAB BYK’ları ile imzalan protokolün nedenleri ve gerekçelerinini sıralayan ANRO Yönetim Kurulu; resmi web sitesinde konu ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:
ANRO ÜYESİ MESLEKTAŞLARIMIZA VE REHBER KAMUOYUNA DUYURULUR
Sayın Üyelerimiz ve Sayın Meslektaşlarımız,
Bilindiği gibi Odamız ve TÜRSAB Orta Anadolu Bölge Yürütme Kurulu arasında 06.06.2014 tarihinde kaçak rehberlik ve kaçak seyahat acentacılığı faaliyetlerinin ortaklaşa denetlenmesi için bir protokol imzalanmıştır. 04 Nisan 2014 tarihinde İRO ve TÜRSAB arasında imzalanan protokol metni esas alınmış ve metin üzerinde ufak eklemeler yapılarak, imzalanan metin gerek WEB sayfamızda gerekse üyelerimize iletilen duyuru ile meslektaşlarımızla paylaşılmıştır. Protokol imzalanmadan önce TUREB başkanına telefonla ulaşılamadığı için TUREB Başkan Yardımcısı haberdar edilmiş, IRO-TURSAB protokol metninin model alınacağı ve üzerinde ufak değişiklikler yapılacağı şifahi olarak belirtilerek, törene TUREB’in de katılımı için davet yapılmıştır.
Son birkaç gündür özellikle –her nasılsa TUREB Yönetiminin kararlarını oda yönetimlerinden çok önce duyan ve yayınlayan- bir genç meslektaşımızın da yazdığı TurizmHaberleri.com sitesi de dahil olmak üzere sosyal paylaşım sitelerinde bir bilgi kirliliği yaşandığı, Odamız yönetiminin az sayıda da olsa yersiz ve yanlış yönlendirici eleştirilere maruz bırakıldığı görülerek, bu bilgilendirme mesajını yazma gereğini hissettik.
Herşeyden önce TÜRSAB’ın rehber-acente arasındaki iş ilişkisinin bir tarafı olduğu gerçeğinden yola çıkılırsa, bu kurumun bölge yürütme kuruluyla uzun yıllara dayanan iyi diyalog ve işbirliğimizi devam ettirmenin meslektaşlarımızın yararına olduğu açıktır. 2012 senesinde yürürlüğe giren Yasamızın bize tanıdığı denetim yetkisinin, henüz odalarımız kurulmadan önce mevcut odaların bazıları tarafından agresif bir şekilde uygulanmasından kaynaklanan kurumlar arası gerginlik bu yetkimizin kullanılmasını yavaşlatmış ve denetimlerde TÜRSAB’dan temsilci alınmasını imkansız hale getirmiştir.
IRO tarafından TÜRSAB ile protokol imzalama yoluyla TÜRSAB’ın denetimlere katılmasının önü açıldıktan sonra iki aylık bir süre geçmiş ve bu süre zarfında TUREB tarafından hiçbir odaya bu konuda birlik olarak nasıl bir yol izlendiği, TÜRSAB ile herhangi bir görüşme yapılıp, yapılmadığı konusunda bir bilgilendirme veya yönlendirme yapılmamıştır. Aynı şekilde Odamız tarafından imzalanan protokolün, aynı gün TUREB ve oda yöneticilerin arasındaki yazışma platformuna bildirilmesinden sonra da TUREB’den herhangi bir görüş belirtilmemiş, aksine, protokolden beş gün sonra, “Konya’da kaçak rehberlik faaliyetlerinin bölge esnafını mağdur ettiği ” gibi oldukça enteresan bulduğumuz bir gerekçeyle Konya’da ve yetkili illerde denetim yapmamızı tavsiye eden bir TUREB yazısı alınmıştır.
TUREB’in de muhtelif defalar haberdar edildiği gibi Odamızın bugüne dek Konya’da yaptığı denetlemelere ne Konya İl Turizm Müdürlüğü ne de TÜRSAB Konya BYK katılmışlardır. Denetimlerde eleman görevlendirmeleri için yazılan yazımız her iki kurum tarafından ya yanıtsız bırakılmış ya da olumsuz yanıt verilmiştir. Odamız yetki bölgesinde bulunan bölgelerden Safranbolu’da da aynı durum yaşanmıştır. Denetim sonucunda tutulan kaçak rehberlikle ilgili tutanakların para cezasına dönüştürülebilmesi için mevzuat gereği tutanaklarda ya TÜRSAB ya da İl Turizm Müdürlüğü temsilcilerinin imzaları gerekmektedir. Hal böyleyken iki kurumdan da eleman alınmaksızın yapılan denetimler Odamız için yalnızca maddi-manevi külfet olmaktan öteye gidememektedir.
TÜRSAB BYK’larıyla protokol çerçevesinde gerçekleştirilecek denetimlerin hangi bakımdan meslektaşlarımızı mağdur edeceği, iki kurum arasındaki protokolün sahadaki rehberin faaliyetine nasıl olumsuz etki edeceği veya rehberleri müzelere nasıl kilitleyeceği hususu tarafımızca anlaşılamamaktadır.
Protokolde yer alan “Transferlerde rehber bulundurma zorunlu değildir. ” maddesi zaten 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu, 10. Maddesi (a) fıkrası gereği uyulması zorunlu bir husustur ve bu maddenin protokolde yer alması hiçbir mevzuatı ihlal etmemektedir. Kaldı ki Odamız yetki bölgelerinin lokal özellikleri “transfer ” bahanesine geçit verecek yoğun turizm aktivitesine sahip değildir ve bu bölgelerde “transfer ” bahanesiyle kaçak rehberlik mümkün değildir.
İşaret edilen diğer madde ise “Araç denetimleri kalkış, varış ve ziyaret noktalarında yapılacak olup, seyir halinde araç durdurma uygulamaları yapılmayacaktır. ” şeklindedir ki bu madde de mevcut denetim koşullarımız açısından bir taviz içermemektedir. ANRO’nun bir denetim aracı yoktur, denetim yapılan yerlere seyahat vasıtaları ile gidilmekte ve ziyaret noktalarında denetim yapılmaktadır. Ayrıca “kaçak rehberlik faaliyeti ” mutlaka anlatım yapılırken tespit edileceği için ziyaret noktalarında denetim yapılması makuldür. Kaldı ki seyir halindeki araçların durdurulması bir nevi “yol denetimi ” olup, seyir halindeki araçları durdurmak için belli mevzuatlarda belirli kriterler bulunmaktadır. Örneğin vergi mevzuatında yol denetimleri için: görünürlük koşulu bulunmakta, uygun bir noktaya “vergi kontrolü ” ibareli levha konulması veya elde tutulması gerekmektedir. Bölgelerin özelliklerine göre eğer yol denetimi kaçınılmaz ise, bu o bölge odalarının turizm paydaşlarıyla birlikte mevzuata uygun şekilde uygulama planı oluşturmasını gerektirir. Aksi takdirde “yetki aşımı ” ve “tanıtımın baltalandığı ” gerekçeleri sunulmaya devam edecektir. Sonuç olarak Odamız mevcut koşullarında zaten denetimler esnasında seyir halinde araç durdurma uygulanmamaktadır.
Yukarıda açıklanan hususlara ek olarak, zaten uygulama esnasında ortaya çıkacak koşullara göre protokolün revizyonunu mümkün kılan bir madde de mevcuttur.
Tüm bu açıklamalardan sonra tekrar belirtmek isteriz ki: ANRO-TÜRSAB Orta Anadolu BYK protokolü, denetimlerimize işlerlik kazandırmak ihtiyacından yola çıkarak ve emsal teşkil eden IRO Protokolünün metni benimsenerek yalnızca ANRO ve TÜRSAB Orta Anadolu BYK bölgesini bağlayacak şekilde oluşturulmuştur. IRO Protokolünün bir devamı niteliğinde değildir. Sahada aktif ve tüm kriterlere uyan meslektaşlarımızın faaliyetlerini olumsuz etkileyecek hiçbir husus bulunmamaktadır. Her ne kadar sosyal medyadaki çeşitli mesajlarla ve bunlara yapılan beğeni/yorumlarla “sağduyu sahibi ANRO üyelerinin Protokole tepki vermesi ” teşvik ediliyorsa da üyelerimize gerçekten sağduyu sahibi olup, gereksiz itham ve suçlamalarla yönetimimizi dolayısıyla Odamızı yıpratmaya çalışmadıkları için teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Saygılarımızla,
ANRO Yönetim Kurulu