spot_img
spot_imgspot_img
20.4 C
İstanbul
Cuma, 11 Ekim 2024

Rolls-Royce’den sıfır karbon salınımının yolları

Seçtiklerimiz

ROLLS-ROYCE NET SIFIR KARBON SALINIMINA ULAŞMANIN 10 YOLUNU AÇIKLADI
 
Günümüzde daha temiz, daha sürdürülebilir enerji çeşitleri yaratma ihtiyacı artık her zamankinden daha da önemli. Rolls-Royce ise dünyada bu hedefe kendini adamış az sayıda şirketten biri olmak için çaba gösteriyor.
 
BM Race to Zero kampanyası kapsamında, 2030 yılına kadar operasyonlarında net sıfır karbona ulaşacağını taahhüt eden Rolls-Royce, faaliyet gösterdiği sektörlerde de 2050 yılına kadar yeni ürünler ve teknolojiler geliştirerek net sıfır karbona ulaşmalarını sağlama yolunda öncü bir rol oynamayı planlıyor.
Rolls-Royce ayrıca, bu yıl içinde net sıfır karbona nasıl ulaşacağına dair detaylı bir yol haritası yayınlayacak. Şirket bir taraftan da bu hedefe ulaşmasını sağlayacak teknolojiler geliştirmek için üzerinde çalıştığı 10 yöntemi açıkladı.
 
1. Devamlı verimliliğe odaklanmak
 
Günümüzde yenilikçi teknolojik gelişmeler yaşam şeklimizi geliştirme potansiyeline sahipken, verimlilik için yapılan iyileştirme çalışmaları sayesinde insanlık olarak çok yol kat ettik.

Rolls-Royce ise bu yolda ürünlerini daha verimli hale getirmek için büyük bir özveri ile çalışmalarına devam ediyor. Verimliliğe ulaşmak, yakıt tüketimini ve emisyonu azaltmak için motorlarının her bir bileşenini detaylıca incelediklerini belirten Rolls-Royce yetkilileri, motorlarını daha akıllı hale getirerek çevresel etkiyi azaltabildiklerini belirtiyor.

 
Airbus A350’ye güç veren Trent XWB, iyileştirilmiş teknoloji, hafif malzemeler ve son 25 yılda Trent motor ailesinde gerçekleştirilen iyileştirme çalışmalarının bir kombinasyonu sayesinde şu ana kadar Rolls-Royce ailesinin en verimli geniş gövdeli motoru olma özelliğini taşıyor. A350 ile yapılan bir uçuş, muadili ile yapılan uçuşlardan %25 daha az emisyon yayıyor.
 
2. Ağırlık ve emisyonu azaltmak için yeni nesil teknolojiler geliştirmek
 
Rolls-Royce, gaz türbinli motorlarının verimliliğini sürekli iyileştirmenin yanı sıra, bu alanda önemli değişiklikler elde etmek için devrim niteliğindeki yeni motor tasarımları üzerinde de çalışıyor.

Rolls-Royce’un ilk Trent motoru olan Trent 700 ile karşılaştırıldığında, yakıt tüketimi ve emisyonlarda %25 azalma sağlayacak yeni bir motor tasarımı olan UltraFan üzerinde çalışmalar da devam ediyor.

 
Rolls-Royce ilk UltraFan motor demosunu geliştirmek için çalışmalarını sürdürüyor. Şirket geliştirdiği bu demoyu 2021’de Derby, Birleşik Krallık’taki yeni test merkezinde test edecek. Söz konusu bu motor, Rolls-Royce’un Bristol’deki yeni “Kompozit Teknoloji Tesisi`nde” üretilen hafif kompozit fan kanatlarına, kasalarına ve şu anda Almanya’da test edilen dünyanın en güçlü dişli kutusuna sahip.
 
“Team Tempest Muharip Uçak Programı`nda” da önemli bir rol üstlenen Rolls-Royce, ayrıca ileri kompozit malzemeler ve katmanlı üretim tekniklerini (veya 3D baskı) kullanarak, daha yüksek sıcaklıklarda çalışabilen, hafif ve yoğunluğu daha fazla olan bir güç ve tahrik sistemi ortaya koymayı planlıyor.
 
Planlanan bu yeni teknolojiler, gelecekteki uçakların verimliliğine önemli katkılar sağlayacak.
 
3. Kompakt nükleer santrallerle düşük karbonlu enerjiyi, erişilebilir ve yatırım yapılabilir hale getirmek
 
Mühendislik, üretim ve inşaat kuruluşlarından oluşan bir konsorsiyumun liderliğini yapan Rolls-Royce, küçük modüler reaktör tasarım prensiplerini güç santralinin tamamını kapsayacak şekilde genişleterek güç santrallerinin erişilebilir olmasını sağlıyor.

Her ne kadar kulağa biraz fütüristik gelse de bu durum, nükleer enerji alanında Rolls-Royce’un yıllardır sürdürdüğü çalışmalar sırasında edindiği özgün beceri ve yetenekleri ortaya koyuyor.

 
Bu planlar doğrultusunda, her bir elektrik santrali ortalama 60 yıl süreyle işletilebilecek ve Leeds büyüklüğündeki bir şehre güç sağlamak için yeterli olan 440 megavat elektrik enerjisi üretebilecek.

Bu santraller filo olarak işletildiklerinde ise uygun maliyetli düşük karbonlu enerjinin hızlı ve gereken yüksek miktarlarda nasıl elde edileceği konusundaki çıkmaza, rüzgâr enerjisiyle benzer maliyette bir elektrik üretme potansiyeli ile çözüm sunarlar.

 
Birleşik Krallık hükümetinden sağlanan sürekli destek ile beraber, Rolls-Royce elektrik santrallerini oluşturacak modülleri 2024 veya 2025 itibarıyla üretecek fabrikaları 2021’de inşa etmeyi planlıyor. Bunu takiben, ilk elektrik santralleri 2029’da faaliyete geçecek.
 
Rolls-Royce liderlik ettiği konsorsiyuma ait kompakt nükleer santrallerin ev, işyeri, okul ve hastaneler için şebeke elektriği sağlayan net sıfır karbon bir enerji sisteminin merkezi haline gelebileceğini düşünüyor. Bu enerji sistemleri ayrıca sanayiye güç sağlayabileceği gibi, kara taşımacılığı ve havacılık sektörleri için gerekli net sıfır karbon salınımlı sürdürülebilir yakıtları üretmek içinde kullanılabilir.
 
4. Sürdürülebilir yakıt kullanımına hız kazandırmak
 
Sürdürülebilir yakıtlar, Rolls-Royce motorlarının ürettiği karbonu önemli ölçüde azaltma potansiyeline sahip ve neredeyse tamamı, düşük karbonlu yakıt karışımlarıyla

İlgili Makaleler

- Corendon -spot_img

Son Dakika