25 Şubat 2009 Çarşamba günü, içinde 127 yolcu ve 7 mürettebat bulunan Türk Hava Yolları’na ait Tekirdağ adlı uçak Hollanda’nın Amsterdam kentindeki Schiphol havaalanına inişi sırasında düştü. Kazada 2’si pilot 9 kişi hayatını kaybetti.
İkinci üzücü kaza bundan 1 ay sonra yaşandı. 25 Mart 2009 Çarşamba günü, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nu Kahramanmaraş’tan Yozgat’a götüren helikopter Göksun ilçesindeki dağlık alanda düştü. BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu dâhil 6 kişi hayatı kaybetti.
Neden bu tür şüpheli olaylar genelde Çarşamba günü, darbeler Cuma günü olur tartışması bu yazının konusu değil… Yeri geldiğinde ona da temas ederiz.
Bugünkü yazımda, son aylarda hem gittikçe gerilen sinirleri biraz da olsun gevşetmek, hem de konu hava taşıtlarının geçirdiği kazalardan açılmışken, genel kültür mahiyetinde özellikle uçak kazalarında en şanslı koltukların hangileri olduğu konusunda yapılan bir araştırmadan söz etmek istiyorum.
Her ne kadar kimi insanlarda uçak fobisi (aerofobi) varsa da, aslında uçaklar tüm taşıtlar içinde en güvenli olanı… Son 50 yılda gerçekleşen uçak kazalarını takip eden planecrash.com sitesinin bir araştırması, uçakların hala dünyanın en güvenilir ulaşım aracı olduğunu kanıtlamış durumda. Bir trafik kazasında ölme riski 18 binde 1 iken, uçak kazasında ölme riski 10.4 milyonda 1. Yani on milyonda bir… Evde banyoda kayıp düşüp ölmekten daha düşük bir oran…
İlginçtir, uçak kazasından kurtulma şansı çok az diye düşünülse de, bu yargı da doğru değil. Bir uçak kazasından kurtulma ihtimali ortalama yüzde 53.
İngiltere’deki Greenwich Üniversitesi ve İngiliz Sivil Havacılık Yönetimi, kaza sırasında hangi koltuğun daha güvenli olduğunu belirlemek için 105 uçak kazasını incelemişler. Bu uçak kazalarından kurtulan 2 bin kişi ile nasıl kurtuldukları konusunda kapsamlı araştırma yapmışlar.
Konuyu dağıtmadan şunu da ilave edeyim. 17 Ağustos 1999 depreminden sonra enkaz altından kurtulan yüzlerce kişi üzerinde bir saha çalışması yürütmüş ve “Depremde Mucizevî Kurtuluşlar” adıyla kitaplaştırmıştım. Deprem yazın gerçekleştiği için, uzun süre sonra enkaz altından kurtulanların büyük bölümünün banyo mutfak gibi ıslak zeminlere ve kalorifer peteği gibi içinde su bulunan noktalara yakın olanlar arasından olduğunu tespit etmiştim.
12 Kasım 1999 Düzce Depremi kışa denk geldiği için, bu defa felaketin boyutları değişmiş, insanlar depremin ilk savurması anında vücutlarına darbe alma almadan kurtulsalar da, kaldıkları enkazın altında soba gibi ısı kaynaklarına yakın olanların yanarak öldüklerini tespit etmiştim.
Bu ayrıntılar uçak kazaları için de bir ölçüde geçerli…
En şanslı koltuklar…
Araştırmalara göre, uçak salimen yere inse de, herhangi bir nedenle alev alan yanmakta olan bir uçakta, acil çıkışın 5 sıra çevresinde ve koridor tarafında oturanların canlı olarak kurtulma şansı diğer yolculardan daha yüksek.
En yüksek kurtulma şansı, acil çıkış kapısının sırasında ya da onun bir iki sıra yakınında oturanlarda. Acil çıkış kapısının 2 ve 5 sıra çevresinde oturanlarda yangından kurtulma olasılığı önemli bir oranda azalıyor, ancak yine de umut var.
En riskli koltuklar…
En riskli koltuklar ise acil çıkışa 6 sıra ya da daha da uzak olanlar.
Uçağın ön tarafında oturanların kaza esnasında hayatta kalma şansı yüzde 65 iken arka tarafta oturanların şansı yüzde 53’e düşüyor. Koridor koltuklarında uçan yolcuların kurtulma şansı yüzde 64, diğer koltuklarda ise yüzde 58.
Her ne kadar yolcular uçuş kartı alırken yukarıdan manzara seyretmek ve iki kişi arasında sıkışıp kalmamak için pencere kenarından yer istiyorlarsa da, koridor tarafında oturmak, pencere kenarından oturmaktan daha güvenli?
Kaderde varsa olan zaten olur diyebilirsiniz.
Tedbire riayet etmek de kaderin bir parçası değil mi?
Ne dersiniz?
(Not: Son iki yazımda BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun geçirdiği helikopter kazası ile ilgili çeşitli sorular sormuştum. Nitekim kaza ile ilgili şüpheler giderek derinleşmeye başladı. Bakalım Başbakan Erdoğan’ın sözünü ettiği Meclis soruşturmasından ne çıkacak? Konuyu araştırmakta görev alacak milletvekillerinin özellikle haber7.com’da kaza ile ilgili haber ve yazılara yapılan okuyucu yorumlarına göz atmalarını öneriyorum. Ufuk açıcı ve katkı yapıcı yorumlar var. Şahsi mailimize parlak fikirlerini gönderen okuyucularımızın bu düşüncelerini açık ortamda da paylaşmaları yararlı olur.
