S: Ekonomik kriz San Diego havaalanını nasıl etkiledi?
TB: Hem gelirimizi, hem bütçemizi tabi ki etkiledi. Yani, bu alanların ikisine de dikkat etmemiz, merkez ve faaliyetin her birini nasıl yöneteceğimize bakmamız ve ilerlememiz hakkında stratejik kararlar vermemiz gerekiyordu. Faaliyet açısından baktığımızda, kadro modelimizi ve faaliyet yapımızı yeniden gözden geçirmemiz gerekiyordu; harcamalarımızı azaltacak şekilde bazı kararlar aldık.
Sermaye bütçesi açısından baktığımızda, programımızı değiştirecek projeler yapmadık ama finans planımıza bakarak projelerimizi önceliğe göre düzenlememiz ve projelerimizi daha uzun süreye yaymamız gerekti. Yani, bazı projeleri gelirimizin artacağı dönem için birkaç yıl beklemeye aldık. Kriz, şu anda dahil olduğumuz 1.2 milyar dolarlık bir proje olan ‘’yeşil bina’’ (‘Yeşil Bina’ Terminal 2 büyüme programı) projemizi ve stratejimizi oluşturmamıza yardımcı oldu. Faiz oranları düştükçe, aslında tasarruf etmeye başladık çünkü projemizi dayandırdığımız inşa harcamamız %6 civarındaydı ama senetlerle biz %4.38 faiz oranında sattık. Yani en kötü durumlarda bile bir ışık olduğunu gördük.
S: Farklı pazarlar ile ilgili olarak, Orta Doğu piyasası hakkında konuşalım. Bu alandan olan havayolları çok dinamik, dünya genelinde varlıklarını büyütmek için çok çalışıyorlar. San Diego’daki Orta Doğu havayollarıyla olan durum nedir?
TB: Aslında San Diego’da hiç Orta Doğu havayolumuz bulunmuyor, bunun sebebinin bir tanesi de büyük A380 ve 747’leri destekleyecek yeterli büyüklükte pist olmamasıdır. Yani, önemli pazarlarımızda Orta Doğu servisimiz bulunmuyor, ama Asyalılara 2 Aralık’ta Narita, Tokyo’ya başlayan Japan Airlines servisiyle servis sunmaya başladık. Bu güzergah ayrıca, San Diego’nun Asya’ya ilk duraksız servisi olma özelliği taşıyor. Bu, San Diego’nun pist ortamı nedeniyle daha bir çok yıl sahip olamayacağı bir servisti. 787, bu pazara servis sunan bir uçak ve bu tip uçak, San Diego gibi pazarlar için dizayn edildi, yani 787’nin eklenmesiyle bu uzun mesafeli pazarların çoğuna katılabileceğiz çünkü San Diego, havayolları için bu pistleri karlı hale getirme kapasitesine kesinlikle sahip. Özetle, Orta Doğu servisine sahip değiliz, ama Asya servisi şu an sahip olduğumuz ve ilerde geliştirmeyi düşündüğümüz bir servis.
S: Gelir elde etmek için alternatiflere bakma konusunda, havaalanınızın gelir kaynaklarına bakma konusunda bir programı var mı?
TB: Diğer herkes gibi, gelirimizi nasıl arttırabiliriz ona bakmamız gerekiyor. Tek görevi yeni iş fırsatlarına bakıp bunları pazarımız için değerlendiren ve var olan programlara bakarak kazanç sağlayabileceğimiz ek gelir fırsatımız olup olmadığına bakan bir iş geliştirme fonksiyonu kurduk. Bunun üç yıl önce ikincil önceliğimiz olan bir şey ve şimdi ileriye bakmamız gerektiğini düşünüyoruz. Kriz zamanında, kiralamalarımızla, kriz programımızla oldukça zaman harcadık, tüm programı yeniden düzenledik, tamamen farklı bir iş modeli kullandık ve 56 dükkandan 86 dükkana çıktık ve bu da gelirimizi %20 ile %30 arasında büyüttü.
Yaptığımız birkaç şey var, bu yıl yer hizmetleri operatörleriyle yeni kira görüşmelerimiz için yeni yaklaşımlar kullanıyoruz ve kiraları görüşmede kullandığımız yeni yöntem, tesisimize daha büyük kolaylıklar sağladı ve bununla, bir milyon dolarlık kiradan beş milyon dolara çıkmış olduk.
Şu anda, tüm gelir kaynaklarımızı sağlayacak havayollarına bakmadan, San Diego’da gelirimizi arttıracak yeni fırsatlara bakıyoruz. Bize açık olan her yola bakıyoruz, hiçbir şeye hayır demeyeceğiz, belirli servisler için üçüncü kişilerle de görüştük.
Tüm bunları değerlendiriyoruz. Tabi ki havaalanların yaptığı geleneksel şeyleri yapacağız, park gelirimiz nedir, bunları arttırmak için kapasitemiz ne durumdadır vs. çoğu havaalanının yaptığı ve bizim henüz hiç yapmadığımız şeylerden biri, yer ulaşımımız için maliyet kurtarma programı uygulamaktır. 3 yıl önce, bir araya geldik ve tüm yer ulaşımı servislerini sağlayan asıl maliyeti gözden geçirdik ve programa katılım oranlarına bağlı olarak yer ulaşımı sağlayacılarının arasından tüm bu harcamaları bölüştürdük. Bu kesinlikle bizim gelirimizi arttırdı çünkü sağlayıcılar bunları yapmaları istendiği için mutlu değiller ama bu tabi ki faaliyet harcamasını kapsayan ve havaalanı geliştiren adil bir yöntem. bir çok yıl boyuncadüşük fiyatlardan faydalandıkları oldukça açık ama şimdi herkesin kendi ağırlığını taşıması tamamen adil. Bu da bizim için tamamen yeni bir gelir kaynağı.
S: Havaalanları ve havayolları arasındaki işbirliği göz önüne alındığında ve sadece San Diego için değil, daha iyiye nasıl ulaşılabilir?
TB: Tüm ilişkilerde, daima ilerlemek için fırsatlar vardır ve bir çok yıl boyunca havaalanları ve havayolları hep birbirleriyle çatışma içinde oldu ama aslında gerçek şu ki havayolları ve havaalanları için ‘’biri olmazsa, diğeri de olmaz’’.
Gerçek şu ki, artık havaalanları sadece hükümete dayalı tesisler değiller.
Bu yüzden, işi geliştirmemiz önemli. Hissedarlarımızın ve tedarikçilerimizin olduğu bir iş modelinde çalışıyoruz, onlarla beraber çalışmak durumundayız ama aynı zamanda, kendi işinizi de yönetebilmelisiniz ve bu da havaalanlarının yapmaya çalıştığı şeydir. Havayolları bir ilişki içerisinde olduklarını ne kadar çabuk fark ederlerse, o kadar çabuk bir takmn haline geliriz ve bir çok konuyu çözümlemeye çalışırız. Havaalanlarının yapmak istediği diğer şey havayollarından uzun dönemde fayda sağlayabilmektir.
Pazarda harika operatörler, iş adamları bulunuyor ve hep beraber çalışmak için bir şansımız var çünkü altyapı olmadan havayolları da kendi işlerini büyütemezler. Büyümeye yardım eden pistlerimiz, taksi yollarımız ve yerlerimiz bulunuyor.
