spot_img
spot_imgspot_img
22.5 C
İstanbul
Cumartesi, 27 Temmuz 2024

Bir mucizenin anatomisi

Seçtiklerimiz

 

Vanity Fair Dergisi, bu ayki sayısında 15 Ocak 2009’da havada Kanada kazı sürüsüne girerek New York’taki Hudson Nehri’ne iniş yapmak zorunda kalan US Airways’e ait Airbus A320 tipi yolcu uçağının inanılmaz öyküsüne yer verdi. 14 sayfalık yazı, derginin profesyonel pilot yazarı William Langewiesche tarafından kaleme alındı.

New York La Guardia Havalimanı, 15 Ocak 2009’da olağan yoğunlukta bir gün yaşıyordu. US Airways’e ait 1549 sefer sayılı Airbus A320 uçağının mürettebatı, 150 yolcusuyla Charlotte’a gitmek için son hazırlıklarını yapıyordu. Kokpitte, 58 yaşındaki Kaptan Pilot Chesley Sullenberger’e 49 yaşındaki İkinci Pilot Jeffrey Skiles eşlik ediyordu.
A320, La Guardia’dan 15.25’te havalandığı sırada onlarca Kanada kazından oluşan kuş sürüsü bin metre yükseklikte saatte 85 kilometre hızla havalimanının 8 kilometre kuzeyinde uçuyordu.
Son 20 yılda yeni doğal yaşam kurallarıyla birlikte ABD’deki Kanada kazı nüfusu hızla artmaya başladı. Kuşlar, iklim değişikliğiyle birlikte göç etmeyi unutmuştu. 1970’de 200 bin olan Kanada kazı sayısı, bugün 4 milyonu aştı. Ancak bu kuşlar, 30 kilograma yaklaşan ağırlıkları ve 2 metrelik kanat açıklığı ile uçakların en büyük belalısı.
Kumandalar İkinci Pilot Skiles’deydi. Kalkıştan 2 dakika sonra Kaptan Sullenberger kuş sürüsünü gördü. Ama manevra yapmakta geç kalmışlardı. Büyük bir gürültü koptu. Ön cam kanlar içinde kaldı. Kuşlar sadece kokpite değil uçağın motorlarına, kanadına ve kuyruğuna da çarpmıştı. Sullenberger “Kumandalar bende” diyerek uçağın kontrolünü aldı. Hemen hava trafik kontrol merkezine bilgi verildi. La Guardia’ya geri döneceklerdi.
Sullenberger iniş için dönmeleriyle birlikte piste kısa kalacaklarını anlamıştı. Kaza sonrasında olay simülatörde denendiğinde Sullenberger’in hesabı doğru çıktı. Uçak o anki irtifası ve hızıyla La Guardia’nın 13 pistinin ancak 1.6 kilometre yakınına gelebiliyordu. A320, Hudson Nehri’ne inecekti. Kokpit ve kabinde hazırlıklar başladı.
New York soğuk bir ocak ayı yaşıyordu. Hudson Nehri yer yer buz tutmuştu. Ama rüzgar sakindi. Hudson üzerinde pek fazla turist taşıyan tekne de yoktu. Uçak suya inişe dayanabilecek miydi?
TECRÜBE VE TEKNOLOJİ
Avrupalı uçak imalatçısı Airbus kurulduğu yıllarda Amerikalı rakipleri tarafından pek dikkate alınmamıştı. Şirket asıl çıkışını 1980’lerin ortasında yeni uçağı A320 ile yaptı. İşin başında eski bir test pilotu olan Bernard Ziegler vardı. A320’de tüm sistemler bilgisayarla yönetiliyordu. Bilgisayar gerektiğinde pilotun verdiği kumandaları kısıtlıyordu.
A320’nin kumanda sistemi, “fly by wire” olarak adlandırılan kablolu uçuş sistemiydi. F-16 gibi savaş uçaklarında denenen sistem, Concorde’dan sonra ilk defa bir yolcu uçağında kullanılacaktı. Ziegler’in bu tasarımına Avrupa’da karşı çıkanlar olmuş, ABD’de ise alay konusu yapılmıştı. Bu teknolojilerin hepsi ilerleyen yıllarda bir bir yolcu uçaklarına uygulanacaktı. Aslında bütün uçaklar suya inebilecek şekilde tasarlanıyor. Ancak hesaplar teorik olarak ve kağıt üzerinde yapılıyor. Gerçekte ise her şey değişebiliyor. Bir uçağın suya inmesi, gövdenin imalat şemasına göre parçalanma ve hatta yangın riski taşıyor.
ŞOKU KUYRUK ALDI
Nehir yüzeyine ilk olarak uçağın kuyruk bölümü temas etti. Şokun önemli kısmını kuyruk aldı. Sonra kanatlar ve arkasından ön bölüm suya oturdu. Çarpmayla birlikte uçağın alt gövdesinde yırtılma meydana geldi. Kabin yavaş yavaş su alıyordu. Tahliye paniksiz ve kontrollü yapıldı. Uçağın içine su girse de yarı dolu yakıt tankları yastık görevi görüyordu. A320 batmıyordu. Kaptan Sullenberger, uçağı terk etmeden önce herkesin dışarı çıktığını gözüyle gördü. Uçağı en son o terk etti.

MOTORLAR DURURSA NE OLUR

Tonlarca ağırlıktaki dev yolcu uçağını havada tutan motorlar durursa ne olur? Bunun tek bir cevabı var. Yolcu uçağı modern bir planör haline gelir. Yani taş gibi düşmez. Motorlar durduğunda uçağın sürati sayesinde motor palleri dönmeye devam ediyor. Böylece az da olsa bir güç üretiliyor.
Ağustos 2001’de Kanadalı Air Transat’ın Airbus A330 uçağı, Atlantik Okyanusu’na yeni çıkmışken, yakıtı kritiğe düşmüştü. Pilotlar en yakın havalimanı olan Azor’a döndüklerinde ise motorlar durmuştu. Önlerinde 166 kilometre mesafe vardı. Yükseklikleri ise 12 bin metreydi. A330 tam 20 dakika kuş gibi süzüldü. Büyük bir facia, başarılı inişle mucizeye döndü.

KUŞLAR UÇAKLARA YILDA 1.2 MİLYAR DOLAR ZARAR VERİYOR

* * * ABD’de 1990’dan bu yana kuş çarpması nedeniyle 369 olay yaşandı.
* * * Bunların yüzde 86’sında uçaklarda herhangi bir hasar meydana gelmedi.
* * * Kanada kazları 1995’te Amerikan Hava Kuvvetleri’ne ait E-3 AWACS uçağının düşürdü. Olayda 24 kişi hayatını kaybetti.
* * * En çok çarpışma 150-1200 metrede meydana geliyor. Ancak 11 bin metrede de kuşa çarpan uçaklar var.
* * * Kuşlar uçakların en çok burun, kokpit ve motorlarına çarpıyor.
* * * Motora kuş çarptığında kabin havalandırma sisteminden yolcu ızgarada yanmış et kokusu alır.
* * * İmalatçılar tasarım sırasında kuş çarpma testleri yapıyor. Ağırlığı 1.8 kg olan kuşlar saatte 462 km hızla motora fırlatılıyor. Motorların çarpma sonrasında uçağı havada tutacak kadar güç üretmesi gerekiyor. /Kasım CİNDEMİR/WASHINGTON

İlgili Makaleler

- Corendon -spot_img

Son Dakika