“Büyük balık küçük balığı değil, hızlı balık yavaş balığı yutar…” Dünyada değişen paradigmaya işaret eden bu felsefeye göre artık en başarılı ve karlı şirketler en büyük değil aslında en hızlı şirketler…
Bu felsefeden yola çıkarak üç yıldan beri düzenlenen “Hızlı Balık” yarışması ise Türkiye’deki en yenilikçi, en hızlı firmaları bulmayı hedefliyor. Referans Gazetesi ve Türk Ekonomi Bankası’nın işbirliği ile bu yıl üçüncüsü düzenlenen yarışma sonuçlandı. 13 ayrı sektörün en hızlı balıkları belirlenirken, Türkiye’nin en Hızlı Balığı ise Pegasus Hava Yolları oldu.
Referans Gazetesi’nin üç yıl önce başlattığı yarışmanın amacı, piyasa dinamiklerini, global, ekonomik ve teknolojik gelişmeleri yakından takip eden, sektörüne öncülük eden, rakiplerine göre daha hızlı davranan, eldeki avantajları kullanarak pazara hızla yayılan ve gerektiğinde hızla durabilecek esneklikte olan hızlı şirketleri ödüllendirmek ve başta KOBİ’ler olmak üzere, iş dünyasının girişimci ve yenilikçi yönünün teşvik edilmesiydi. Her yıl giderek artan şekilde ilgi gören ve katılımcı sayısı artan Hızlı Balık yarışması bu yıl kriz bile dinlemedi. Yoğun ilgi gördü. 252 firmanın başvurduğu yarışmada PricewaterhouseCoopers’ın (PWC) ön değerlendirmesinden sonra finale kalan 102 firma, iş dünyasının 15 önemli isminin oluşturduğu jüri tarafından büyüme göstergeleri, verimlilik-karlılık oranları ve inovatif yapıları olmak üzere 3 ana kategoriye göre değerlendirildi.
Büyük ödülün sahibi Pegasus
Gıda sanayi, tarıma dayalı sanayi, metal ve metal ürünleri, makine, techizat, kimya-petrokimya-plastik, mobilya ve orman ürünleri, tekstil-giyim, taşıt araçları ve yan sanayi, ticaret, yapı malzemeleri, ulaştırma-taşımacılık-lojistik, bilgi ve iletişim hizmetleri sektörlerinde rakiplerini geride bırakan 13 firma birinciliğe layık görüldü.
Hızlı Balık yarışmasında büyük ödülün sahibi, başarılı yatırımları ve yenilikçi vizyonuyla Türk havacılık sektörüne farklı bir soluk getiren Pegasus Hava Yolları oldu. 2008’in sektörlere göre Hızlı Balıkları ise Mobilya ve Orman Ürünleri’nde Yıldız Entegre Ağaç Sanayi, metal ve metal ürünlerinde Kurtoğlu Bakır ve Kurşun, makine sektöründe Hidromek, ulaştırma ve taşımacılıkta Pegasus Hava Yolları, bilgi ve iletişim teknolojilerinde Savronik Elektronik Sanayi, kimya- petrokimya-plastik sektöründe Polinas Plastik Sanayi, techizatta Subor Boru Sanayi, yapı malzemeleri sanayiinde Aşkale Çimento, gıda sanayiinde Keskinoğlu Tavukçuluk, tarıma dayalı sanayide Matlı Yem, taşıt araçları ve yan sanayide Ford Otosan, tekstil-giyimde Ayaydın-Miroglio Grup ve ticarette Groseri oldu.
Hızlı Balıklar nasıl belirlendi?
* PricewaterhouseCoopers (PwC) uzmanları tarafından hazırlanan formlar hazırlandı. Bu formlar katılımcı şirketlerin rahatlıkla dolduracakları şekilde spesifik sorulara dayandırıldı.
* Başvurular geldikçe bu şirketlerin 2005 yılından bu yana gerek finansal tablolarında gerekse diğer performans göstergelerine ilişkin verileri ve trendleri ortaya koyan bilgi dosyaları hazırlandı.
* Tüm başvuruların tamamlanmasının ardından PWC uzmanları rakamsal verilerin yanı sıra şirketlerin yer aldığı sektörlerdeki önemli gelişmeler ve firmaların Hızlı Balık ruhunu yansıtan hikayelerini inceledi.
* Birinci aşamada başvuran 252 aday firma, PricewaterhouseCoopers (PwC) tarafından yapılan ön tasnif sonucuna göre 102’ye indirildi.
* Bu firmalar, ölçeklerine bakılmaksızın büyüme göstergeleri, verimlilik-karlılık oranları ve inovatif yapıları olmak üzere üç ana kategoride ele alındı.
* Bu kategoriler şu nedenlerle seçildi: Büyüme hızı: Şirketler hızlı kararlar alarak yeni ürünler ve hizmetlerle, yeni pazarlara yayılarak satış hacimlerini hızla artırırlar ve rakiplerini geride bırakırlar.
* Karlılık: Şirketler gerek opererasyonel etkinlik, gerek yeniliklerle pazara girerek ortalamanın üzerinde sermaye getirisi sağlarlar.
* Etkin Varlık Kullanımı: Şirketler yeni pazarlara yayılabilecek kadar hızlı ve gerektiğinde aniden durabilecek ve manevra yapabilecek esneklikte olurlar,
* Bu kategorilere göre başvuran şirketlerin 2005-2007 yılları arası birleşik büyüme hızları, sermaye karlılık oranı ve etkin varlık kullanımından herhangi iki tanesinde sektör ortalamalarının üzerinde olan firmalar değerlendirmeye alındı.
* 15 isimden oluşan jüri üyeleri adaylar hakkındaki bilgileri hem projeksiyondan hem de PwC’nin hazırladığı dosyalardan takip ederek birincileri belirledi.
JÜRİ SEÇKİN İSİMLERDEN OLUŞTU
Hasan Ersel (Danışman) Referans Gazetesi Yazarı, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi
Varol Civil Türk Ekonomi Bankası Genel Müdürü
Eyüp Can Sağlık Referans Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Ertuğrul Özkök Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Ayşe Sözeri Cemal Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Üyesi, Reklam ve Araştırma Grup Başkanı
İlhan Palseker Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi
Abdülkadir Konukoğlu Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Turgut Boz Türk Ekonomi Bankası Ticari ve Kobi Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı
Arzuhan Doğan Yalçındağ Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı
Şerife İnci Eren İnci Akü Yönetim Kurulu Başkanı
Mehmet Büyükekşi Türkiye İhracatcılar Meclisi Başkanı
Cansen Başaran Symes PricewaterhouseCoopers Türkiye Başkanı
Tuncay Özilhan Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı
Vuslat Doğan Sabancı Hürriyet Gazetecilik İcra Kurulu Başkanı
Agah Uğur Borusan Holding CEO’su
Serpil Timuray Vodafone Türkiye İcra Kurulu BaşkanıGeçen yılın hızlı balıkları
K CATERİNG
İDO
ERTUĞRULLAR MAKİNE
GÜZELİŞ PORSELEN
MUDO
YAVUZ TEKSTİL
ARBEL BAKLİYAT
ALARA TARIM
BEREKET ENERJİ
YÜREK METAL
İNCİ AKÜ
Sabancı’nın kanatlı atı Pegasus 4 yılda yüzde 57 büyüdü
2005 yılında satın aldığı Pegasus’u ‘seksi’ bir marka haline getiren Ali Sabancı, algıyı doğru yönetti ve misafirine istediğini vererek Referans’ın “en hızlı balığı” olmaya hak kazandı.
Yer, Adana… Yıl, 1970… Babası Şevket Sabancı ile birlikte bir uçağa binen 10 yaşındaki Ali Sabancı, hosteslerin yolculara bağırmasına, sıcak gelmesi beklenen yemeklerin soğuk gelmesine tanıklık eder. Ediz Hun’un Hülya Koçyiğit’e “Sen hiç uçağa bindin mi?” diye sorduğu, yüksek bilet fiyatlarının hantal operasyonlarla bütünleştiği, “İstersen uç” mantığının hüküm sürdüğü yıllardır. Tüm bu siyah-beyaz anıların belleğinde yer etmesi, Ali Sabancı’nın 2005’te Pegasus Havayolları’nı satın alarak kendi deyimiyle “10 üzerinden 4 bildiği” havayolu sektörüne girmesinin ardında yatan sebeplerin başında gelir.
“Böyle bir ortamda, dinamik bir ortam yaratmak” sloganıyla yola çıkan Sabancı’nın, Esas Holding bünyesindeki Pegasus’u 4. yılını doldurdu. Düşük maliyetli havayolu modelinin Türkiye’deki ilk temsilcisi olan Pegasus, kurulduğu yıldan bu yana havada birçok ‘ilk’lere imza attı. 2005-2008 yılları arasında havayolu sektörü yüzde 20 büyürken, Esas Holding’in amiral gemisi Pegasus, 4 yılda yüzde 57 büyüyerek, Referans’ın “En Hızlı Balık”ı olmaya hak kazandı.
Türkiye’nin en hızlı büyüyen özel havayolu şirketi olan Esas Holding’in amiral gemisi konumundaki Pegasus, 2008 yılında tarifeli ve charter uçuşlar olmak üzere 4 milyon 400 bin yolcu taşıdı. Charter uçuşlardaki etkinliğini tarifeli uçuşlara aktarmak isteyen şirket, 2005 yılında 115 bin olan tarifeli yolcu sayısını, 2008 yılında 3 milyon 221 bine çıkarmayı başardı. Kasım 2005’te tarifeli seferlerine başlayan Pegasus, şu an 15 olan uçak sayısını, yeni nesil Boeing 737-800 tipi uçaklarla 2015 yılına kadar 43’e çıkarmayı planlıyor.
Şirket dünyada uygulanan düşük maliyetli havayolu modelinin ilk temsilcisi olarak yurtiçinde 16 ve yurtdışında 10 noktaya tarifeli uçuyor. Fiyatların düşme eğiliminde olduğu sektörde, firma satışlarını 2006 yılında yüzde 14.9, 2007’de ise yüzde 18.1 artırdı. Pegasus ayrıca, uçakların üzerine reklam alınması, uçak içinde yapılan marka tanıtımları, ikram satışları ve dinamik ücret sistemi ile hayata geçirdiği low cost uygulamalar sayesinde de sektörde farklılığını ve ‘seksiliğini’ kanıtladı.
Hedef, algıyı değiştirmekti
1990 yılında Aer Lingus Silkar Yatırım ve Net Holding’in ortak girişimiyle kurulan Pegasus, Esas Holding tarafından Ocak 2005’te satın alındı. Satın aldıkları dönemdeki Pegasus’u, 15 yılda, tur operatörlerinin 15 milyon misafirini taşıyan ama hiçbir zaman kendi misafirini taşıyamayan ve kendi markasını yaratamamış bir şirket olarak tanımlayan Ali Sabancı, ekibiyle birlikte, uçak kavramının halkın gözünde erişilemeyen bir meta olduğu gerçeğiyle yola çıktıklarını ve marka yaratmanın peşine düştüklerini anlatıyor. Ulaşılması gereken hedefin ise kolay olmadığını, çünkü değişmesi gerekenin ‘algı’ olduğunu vurgulayan Sabancı, bu süreci şöyle anlatıyor:
“Her uçakta 2 pilot, 2 motor var, hostesler servis yapıyor. Pilotlara müdahale edemezsin, kabine edemezsin, dolayısıyla algıya müdahale etmemiz gerekiyordu. Daha dinamik bir yapıya getirerek diğerlerinden ayrılabilirsin. Ama bunun için bir ‘seksilik’ eklemen lazım. Çünkü bu yeni bir ürün değil. 2008 yılında 48 kampanya yapmışız. Yani sürekli kampanyalarla algıyı yönetmişiz.”
Misafirin havayolu şirketinden 3 temel beklentisi olduğunu dile getiren Sabancı, bunlardan birincisinin A noktasından B noktasına direk uçmak, ikincisinin zamanında kalkış, üçüncüsünün ise en düşük fiyat olduğunun altını çiziyor. “Bizim tek yaptığımız tüm bunları gerçekleştirmek ve misafirlerimize doğru kanallara duyurmak oldu” diyen Sabancı, Pegasus’un başarısının altında bunun yattığını belirtiyor.
Pegasus’un tarihi ‘ilk’erle dolu
Şirketin algısının değişmesinin ardından ise, ‘ilk’ler gelir… Örneğin, uçak içi ikramların satılması… Ayda ortalama 112 bin ürün sattıklarını anlatan Sabancı, “Demek ki, her 2 misafirden biri ürün satın alıyor. Kabindeki arkadaşlar satış eğitimi alıyor. ‘Birşey içer misiniz’ demiyor, ‘ne içersiniz’ diyor” diye konuşuyor. Satış performansını artırmak için ise yine Pegasus’a özel bir çözüm bulunur, ‘paylaşmak’… Yani, kabin memurlarının satıştan yüzde 10 komisyon alması ve her ay en çok satış yapan ilk 10 elemana ödül verilmesi.
Sabancı, “Bu bize onların performansını gözleme imkanı da veriyor. Paylaşıp, umursatıyorsun. En üst katta oturup mönüye karar veremezsin. Onlar benim temsilcim. Herkesle paylaşman lazım” diyor. Pegasus, havada ilk piyango bileti satışı uygulamasını da başlattı. Sabancı, bu uygulamayı ise, “Zaten uçağa bindiğin zaman bedava gazete, dergi yok. Misafirin hayatına bir şey katman lazım” diye açıklıyor. Şirket Türkiye’de ilk kez uçak üstü ve içi reklam alanları ile bilete endeksli seyahat sigortasını da uyguladı.
Şirkette geleneksel hiyerarşi yok
Şirketin mutfağına bakıldığında ise, ön cephedeki başarıyı anlamak daha kolay. Çalışanların ve ekibin önerilerinin dikkatte alındığı, kar paylaşımı sistemiyle, çalışanların da kara ortak edildiği Pegasus, bu yönüyle de diğer bir çok şirketten ayrılıyor. Pegasus Havayolları’nın üst yönetiminde farklı bir hava esmesine neden olan ise, Ali Sabancı’nın ABD ve İngiltere’de geçirdiği yıllar ve edindiği tecrübe olur. Sabancı, “Amerika’da sadece kendin olduğunu öğreniyorsun. Şirkette yöneten ve yönetici arasında o geleneksel hiyerarşi yok. Sabah kalkıyorsun, akşam 7’de eve geliyorsun, ayık kaldığın zamanın büyük bir kısmı burada geçiyor. Demek ki burada huzurlu ve mutlu olman lazım ki, üretken ol. Paylaşacaksın ki verim al” diyor.
Air Berlin yatırımı, Pegasus’u güçlendirecek
Esas Holding, Pegasus’taki başarısından sonra, 2007 yılında İzmir Havayolları’nın (İzAir) yüzde 20’sini satın aldı. İzAir büyüme platformuna girdikten sonra ise, geçtiğimiz haftalarda Almanya’nın ikinci büyük havayolu şirketi Air Berlin’e ortak olduğunu açıklayarak krizde gündem değiştiren Ali Sabancı, Air Berlin yatırımı sayesinde Pegasus’un daha da güçleneceğini düşünüyor.
Sabancı, “Ticari ilişkilerin ötesinde filo planlamasına yönelik kararlar alacağız. Boeing ve Airbus ile Pegasus ve İzAir olarak yeniden pazarlık masasına otururken belki Air Berlin’i de yanımıza alacağız. Pazarlıkta elimiz güçlenecek” diye konuşuyor. Pegasus’un gelecek planlarında ise markaya güçlendirmek ve pazar payını artırmak var. Şu anda yüzde 17 olan pazar payını 3 yıl sonunda yüzde 25’e çıkarma planı olan Sabancı, “Küçük ölçekli havayollarının ayakta kalacağına inanmıyorum. Büyümezseniz yok olursunuz. Ufkumu genişletmem lazım. Kendi markamı güçlendirmek istiyorum” diyor.
NASIL HIZLI BALIK OLDU?
* Düşük maliyetli havayolu modelinin Türkiye’deki ilk temsilcisi oldu.
* 2005-2008 yılları arasında sektör yüzde 20 büyürken, Pegasus yüzde 57 büyüdü.
* Uçak içi ikram satışı ile hava taşımacılığına yeni bir anlayış getirdi.
* Uçak üstü ve içi reklam alanları ve bilete endeksli seyahat sigortasını ilk kez uyguladı.
*Ekonomik fiyatlarla web sitesinden araç kiralama, otel, seyahat sigortası sundu.
* HSBC işbirliği ile çıkardığı Pegasus Kart ile yolculara hem uçuş hem de alışveriş yaparken puan kazanma ve indirimli veya bedava uçma şansı sundu.
* Türkiye’de zamanında kalkış oranı en yüksek olan havayolu firması oldu.
* 2005 yılında yakıt fiyatları artarken uygulamaya konulan ‘War on Fuel’ projesiyle maliyetlerini 2.2 milyon dolar azalttı. SEVDA YÜZBAŞIOĞLU – İSTANBUL