İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı Yatırım, Yapım ve İşletme A.Ş (İSG) tarafından düzenlenen 1. Ulusal Kargo Forumu’nda kargo sektörünün temsilcileriyle Sabiha Gökçen Havalimanı yönetimi bir araya geldi. Kargo sektörünün temsilcileri forumda Sabiha Gökçen Havalimanı’nda hava kargo taşımacılığına yeterince önem verilmediğini dile getirdiler.
Forumda söz alan Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Genel Müdürü Müjdat Mandal, Atatürk Havalimanı’nda hava kargonun ithalat ve ihracat taşımaları olarak yaklaşık yüzde 70’inin elleçlendiğini dile getirerek, “Atatürk Havalimanı’ndaki kargo tesisleri artık bu ihtiyacı karşılayacak altyapıya sahip değil. Bu tesislerin kısa sürede yeniden yapılandırılması ve yıllardan beri söylemlerimizde yer alan kargo köyü de maalesef mümkün görülmemektedir. Bu durumda yapılması gereken havayolu taşıyıcılarının Sabiha Gökçen Havalimanı’na sefer yapmalarını özendirici hale getirerek, bu havalimanındaki kargo aktivitesini harekete geçirmek ve kargo acentelerinin burada konuşlanmalarını sağlamaktır. Önemli olan hava kargo trafiğinde ithalat ve ihracat taşımalarımızın yanı sıra, aktarma transit trafiğine önem vererek Türkiye’yi bir lojistik üs ve cazibe merkezi haline getirmektir. Türkiye neden Dubai gibi, bir lojistik üs olmasın” diye konuştu.
Miras Havayolları Türkiye Temsilcisi Ahmet Aniş de ABD’den başlayarak tüm dünyayı saran ekonomik krizin hava kargo sektörüne de bulaştığını söyledi. Aniş, “Bu kriz ortamında havayollarının gösterişli, büyük havalimanları yerine düşük maliyetli havalimanlarına ihtiyacı bulunmaktadır. İstanbul’a ikinci bir havalimanı gereksinimi, Atatürk Havalimanı’nın çok büyük bir hızla büyümesi sonucu, talebi karşılayamaz ve fiziksel özelliklerden dolayı daha fazla büyüyemez hale gelmesiyle ortaya çıktı” dedi.
Miras Havayolları Türkiye Temsilcisi Ahmet Aniş de ABD’den başlayarak tüm dünyayı saran ekonomik krizin hava kargo sektörüne de bulaştığını söyledi. Aniş, “Bu kriz ortamında havayollarının gösterişli, büyük havalimanları yerine düşük maliyetli havalimanlarına ihtiyacı bulunmaktadır. İstanbul’a ikinci bir havalimanı gereksinimi, Atatürk Havalimanı’nın çok büyük bir hızla büyümesi sonucu, talebi karşılayamaz ve fiziksel özelliklerden dolayı daha fazla büyüyemez hale gelmesiyle ortaya çıktı” dedi.
Kargo konusunda Atatürk Havalimanı ile Sabiha Gökçen Havalimanı’nı karşılaştıran Aniş şunları söyledi: “Atatürk Havalimanı yıllar içerisinde kendisine bir network oluşturdu. Tüm yurtiçi ve yurtdışı bağlantıları bu havalimanından yapılıyor. Şimdi de bu havayolunda Ataköy yönüne doğru bir lojistik kent yapılması planlanıyor. Yani bugüne kadar bir ölçüde ihmal edildiğini söyleyebileceğimiz kargo, esaslı bir şekilde ele alınmaya başlandı. Sabiha Gökçen’de ise durum tamamen farklı. Sabiha Gökçen Havalimanı, Anadolu Yakası’nda Adapazarı ve Bursa’ya kadar uzanan büyük bir sanayi merkezinin tam ortasında bulunmaktadır. Fakat bu havalimanına kargo açısından bakıldığında inanılmaz derecede düşük bir dolulukla çalışmakta olduğu görülüyor. Atatürk Havalimanı’nda görülmek istenmeyen Laleli bagajlarının dışında kayda değer bir doluluk yok. Oysa oldukça yüksek rakamlara ulaşan bu yatırımın işlevsellik kazanarak geri dönüşümünü kazanabilmesi için Sabiha Gökçen Havalimanı’nın, İstanbul’da eksikliği hissedilen kargo öncelikli bir havalimanı olarak ilan edilmesini gerekli buluyoruz.”
“Toplam zarar 6 milyar dolar”
2009 yılının ilk çeyreğinde, krizin hava kargoda tüm ağırlığıyla hissedileceğine işaret eden Aniş, havayollarının 2008 itibariyle bekledikleri toplam zararın 6 milyar dolarak hesaplandığını belirtti. Aniş, “Krize karşı hemen hemen tüm havayolu şirketleri sefer sayılarını azaltma ve bazı hatları tarifelerinden çıkarma yoluna gidiyorlar. Bizim görüşümüze göre ise bazı hatlardan çıkmadan önce, ilgili havalimanı otoriteleriyle bir araya gelerek soruna karşılıklı bir çözüm arayışına gitmek gerekir” diye konuştu.
“Atatürk Havalimanı’nda ilkel şartlarda kargoculuk yapıyoruz”
Reibel Taşımacılık Yönetim Kurulu Başkanı Arif Badur ise Sabiha Gökçen Havalimanı’na gelen bir kargonun başka bir limana aktarılmasında çok ciddi zaman kaybı yaşandığına dikkat çekerek, “Burada mesai ücretleri ödüyoruz, teminat gibi birçok işlemle uğraşmak durumunda kalıyoruz. Uluslararası rakiplerimiz bu tarz işlemlerle uğraşmıyor.Türk havayolu kargoculuğu bürokratik işlemler nedeniyle ağır işliyor” dedi.
Badur, Atatürk Havalimanı C Terminali’nde 2006’da çıkan yangına da değinerek “Burada yanan antrepolar Devlet Hava Meydanları işletmeleri’nindi. Bu antrepoların hemen ertesi gün yapılmaya başlanması gerekirdi. Fakat kaç senedir bu yapılmıyor. Bu nedenle ilkel şartlarda kargoculuk yapmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
İSG’nin hedefi kargo trafiğinde yeni pazarlar
İSG Genel Müdürü Gökhan Buğday da “Havayolu taşımacılığı günümüzün uluslararası lojistik ağları için vazgeçilmez bir bileşendir” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin son yıllarda gösterdiği büyüme doğrultusunda hava kargo taşımacılığı da kayda değer bir artış göstermektedir. Havalimanı olarak, Türkiye sanayisinin can damarı olan Marmara Bölgesi’nin dünyaya açılan en yakın kapısıyız. Bunun bilincinde olarak kargo operasyonlarına büyük önem veriyoruz. Havalimanı kapsama sahamızda birçok sanayi kolu yer aldığından otomotiv, kimya, gemi inşa sanayi ve gemi bakımı gibi spesifik endüstriyel kargo alanlarına güçlü bir şekilde hizmet verebilecek donanıma ve insan kaynağına sahibiz.
Havalimanındaki kargo terminalinin 90 bin ton yıllık kargo kapasitesine sahip olduğunu söyleyen Buğday, “1140 metreye 150 metre boyutlarına sahip olan kargo apronumuz 11 geniş gövdeli kargo uçağının park edebileceği şekilde tasarlanmıştır. Hedefimiz, havalimanımızda kargo trafiğinde yeni pazarlara girerek, entegre bir kargo işletme sistemi geliştirmek ve önemli bir bölgesel kargo merkezi haline gelmek” şeklinde konuştu.Perşembe Rotası/İLHAN DUMAN
“Toplam zarar 6 milyar dolar”
2009 yılının ilk çeyreğinde, krizin hava kargoda tüm ağırlığıyla hissedileceğine işaret eden Aniş, havayollarının 2008 itibariyle bekledikleri toplam zararın 6 milyar dolarak hesaplandığını belirtti. Aniş, “Krize karşı hemen hemen tüm havayolu şirketleri sefer sayılarını azaltma ve bazı hatları tarifelerinden çıkarma yoluna gidiyorlar. Bizim görüşümüze göre ise bazı hatlardan çıkmadan önce, ilgili havalimanı otoriteleriyle bir araya gelerek soruna karşılıklı bir çözüm arayışına gitmek gerekir” diye konuştu.
“Atatürk Havalimanı’nda ilkel şartlarda kargoculuk yapıyoruz”
Reibel Taşımacılık Yönetim Kurulu Başkanı Arif Badur ise Sabiha Gökçen Havalimanı’na gelen bir kargonun başka bir limana aktarılmasında çok ciddi zaman kaybı yaşandığına dikkat çekerek, “Burada mesai ücretleri ödüyoruz, teminat gibi birçok işlemle uğraşmak durumunda kalıyoruz. Uluslararası rakiplerimiz bu tarz işlemlerle uğraşmıyor.Türk havayolu kargoculuğu bürokratik işlemler nedeniyle ağır işliyor” dedi.
Badur, Atatürk Havalimanı C Terminali’nde 2006’da çıkan yangına da değinerek “Burada yanan antrepolar Devlet Hava Meydanları işletmeleri’nindi. Bu antrepoların hemen ertesi gün yapılmaya başlanması gerekirdi. Fakat kaç senedir bu yapılmıyor. Bu nedenle ilkel şartlarda kargoculuk yapmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
İSG’nin hedefi kargo trafiğinde yeni pazarlar
İSG Genel Müdürü Gökhan Buğday da “Havayolu taşımacılığı günümüzün uluslararası lojistik ağları için vazgeçilmez bir bileşendir” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin son yıllarda gösterdiği büyüme doğrultusunda hava kargo taşımacılığı da kayda değer bir artış göstermektedir. Havalimanı olarak, Türkiye sanayisinin can damarı olan Marmara Bölgesi’nin dünyaya açılan en yakın kapısıyız. Bunun bilincinde olarak kargo operasyonlarına büyük önem veriyoruz. Havalimanı kapsama sahamızda birçok sanayi kolu yer aldığından otomotiv, kimya, gemi inşa sanayi ve gemi bakımı gibi spesifik endüstriyel kargo alanlarına güçlü bir şekilde hizmet verebilecek donanıma ve insan kaynağına sahibiz.
Havalimanındaki kargo terminalinin 90 bin ton yıllık kargo kapasitesine sahip olduğunu söyleyen Buğday, “1140 metreye 150 metre boyutlarına sahip olan kargo apronumuz 11 geniş gövdeli kargo uçağının park edebileceği şekilde tasarlanmıştır. Hedefimiz, havalimanımızda kargo trafiğinde yeni pazarlara girerek, entegre bir kargo işletme sistemi geliştirmek ve önemli bir bölgesel kargo merkezi haline gelmek” şeklinde konuştu.Perşembe Rotası/İLHAN DUMAN