Selçuk Yöntem ile Tarık Ünlüoğlu’nun aralarında bulunduğu grup ilk üç sırada oturuyor… Tüm hostesler etraflarında pervane… Başka yolcu yokmuş gibi, sadece onlarla ilgileniyorlar… 40’ından sonra popüler olmanın dayanılmaz cazibesini yaşayan Ünlüoğlu ile Yöntem de sürekli ayakta, ilgi odağı…
Hemen arkalarında oturduğum için film gibi izliyorum onları… Bir ara Selçuk Yöntem, çantasını açıp bir şişe viski çıkardı, montunun kenarına sıkıştırdı ve kokpite giren Tarık Ünlüoğlu’nun peşinden gitti.
Merak ettim, viskiyi nerede içiyorlar diye. 10-15 dakika sonra tuvalet bahanesiyle perdeyi açıp içeri geçtim, hostesler sohbet ediyordu, iki sanatçımız, orada değil, kokpitteydi. Sesleri geliyordu. Olayı yol arkadaşım sevgili magazin müdürümüz Nurettin Soydan’a da anlattım.
Yaklaşık 80 dakika sonra Ercan’a indi uçak. Tarık Ünlüoğlu ile Selçuk Yöntem kokpitten çıkarak pembeleşmiş suratlarıyla girdiler içeri. ‘Hayatımızın en güzel uçuşunu ve inişini yaptık’ diye espri bile patlattılar arkadaşlarına.
Şimdiii…
İki sanatçı, yolculuk boyunca, üstelik viski içerek kokpitte nasıl uçtu?
Pilotlar buna nasıl izin verdi?… Alkolün etkisiyle tehlike yaratacak bir hareket yapsalardı ne olacaktı?
Acaba, Yöntem ile Ünlüoğlu’nun viskisine pilotlar da ortak oldu mu?
Amaaan burası Türkiye!… Bize bir şey olmaz, uçak falan düşmez. Ünlülere de kimse dokunamaz. Kurallar, güçlüler ve ünlülerden yana işler daima.
Sözümüzü tuttuk
İşte böylesine hoş olmayan bir durumla başladı Kıbrıs yolculuğum. Neyse ki, sevgili kardeşim Sertip Gücün’ün Mercury Otel’de özel olarak hazırlattığı yemek de keyfimiz yerine geldi Nurettin’le… Selçuk Yöntem ile Tarık Ünlüoğlu’nun kokpitte yaptığını ben yemekte yaptım gönlümce.
Muazzez Ersoy’un konseri için gelmiştik Kıbrıs’a… Hikayesi haftalar öncesine dayanıyordu…
Sanatçıyla ‘ 5’i Bir Yerde’ röportajını yaparken konuşmuş ve konsere gelmek için söz vermiştik Nurettin Soydan ile.
Konsere gelince. Bir ara iki yüzlü bazı menajerlerin destek olacağız diye arkasından kuyusunu kazıp, yıpratmak istediği Muazzez Ersoy, yıllarca birlikte çalıştığı ve altın çağını yaşadığı Sertip Gücün ile yeniden barışarak, en doğru kararı verdi ve büyük bir hızla yeniden zirveye uzandı. Ersoy, halen piyasada aranılan 2-3 Türk müziği sanatçısından biri.
Muazzez Ersoy, 2 saat süren programında Selahattin Pınar, Yusuf Nalkesen, Avni Anıl, Yıldırım Gürses gibi geniş bir zaman yelpazesinde yer alan ünlü bestecilerin en güzel eserlerini seslendirdi. Kanun virtüözü Halil Karaduman’ın enerji ve ustalığı da konsere ayrı bir renk kattı… Tabii, nostalji albümlerinde yer alan ve Ersoy ile bütünleşen ‘ Kahverengi gözlerin, Bir Fincan kahve, Kalbimi Kıra Kıra’ gibi şarkıları da… Hani, Muazzez Ersoy, bu konserdeki repertuarını birkaç değişiklikle albüm yapsa, inanın albüm en az 200 bin satar…
Ağaoğlu Kıbrıs’ta
Kıbrıs’ta turizm sektörü büyük hız kazanıyor. Birbirinden iddialı ve lüks oteller inşa ediliyor. Önümüzdeki günlerde Atlas Jet ve Merit yeni oteller yapacakmış. Bu arada büyük paralarla inşa edilen Cratos’u Hilton zincirine katmak için pazarlıklar başlamış. Savoy Otel, büyük bir yat limanı inşa etmek için kolları sıvamış. Ve; daha böylesine marka olmadan tanıdığım kadim ve eski dostum Ali Ağaoğlu’na Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ‘Artık Kıbrıs’a girme vaktin’ geldi dediği herkesin dilinde… Eğer girerse yavru vatanı uçurur vallahi!…
Havalimanında kavga
Ercan Hava alanında İstanbul’a dönüş uçağımızı beklerken, güvenlik denetiminin yapıldığı bölge birden karıştı. Ağız dalaşı küçük bir meydan muharebesine dönüştü. Kadınlı erkekli 25-30 kişilik bir grup tartıştıkları 4-5 polisi fena hırpaladı. Özelikle kadınların küfürleri havada uçuştu. Sayıları az olan polisleri, araya giren diğer vatandaşlar kurtarırken düşündüm. Polise saldırma cesaretini nereden alıyor bu insanlar?. Kıbrıs’ı küçük görmek mi en önemli neden acaba? Bu şiddeti Almanya ve Amerika’da sergileyebilirler miydi? Sonuç, toplumumuz giderek öfke ve kabalığa teslim oluyor!…