Hava-İş eski Genel Başkanı Atilay Ayçin, THY yönetimiyle Hava-İş’in yeni yönetimi arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Ayçin, bu toplusözleşmenin fiyasko olduğunu belirterek "Tam bir yenilgidir, 569 günlük mücadeleye ihanettir" açıklamasında bulundu.
Toplu sözleşmenin grevci işçilere bir haftadır gösterilmediğine dikkat çeken Ayçin, "Ben ‘305, işten atıldığı 28 Mayıs 2012’deki haklarıyla ve direniş sürecindeki mağduriyetleri giderilerek işe döndürülsün. Toplu iş sözleşmesinde Revizyon 3 ve ücretler konusundaki taleplerimiz kabul edilsin, yeni yönetimin elini sıkarım, sıkmaktan da gocunmam’ dedim ama olmadı. Apar topar sözleşme imzaladılar. Açıklama yapmadan, söz verdik diye grev çadırını kaldırdılar. Bir hafta geçti, neyi imzaladıklarını açıklayamıyorlar. İnternet sitelerine koyduklarında da bir şey yok. Çünkü greve çıkış nedenimiz olan hiçbir madde toplusözleşmede yok. Uçuş emniyetini tehlikeye atan Revizyon 3’ün iptali ve 305 işçinin işe iadesini sağlayacak maddeleri toplusözleşmeye koymamışlar. Bir protokol imzalamışlar; ‘305, oluşturulacak bir komisyon değerlendirilmesine tabi tutulacak, Revizyon 3 konusunda sendikanın talebi değerlendirilecek’ deniyor. İmzalanan bu" dedi.
BÜYÜK HAK KAYBI VAR
THY çalışanları ve 305’in büyük hak kayıplarına uğradığını kaydeden Ayçin, protokolün tamamen THY yönetimi ve hükümetin istediği doğrultuda imzalandığını söyledi. Ayçin, protokole göre olacakları şu şekilde ifade etti:
"305’i kısmen eleyecekler, 305 içerisinde, işten atarken farkına varmadıkları yandaşlarına yakın duranlar var, bunları alacaklar, diğerlerine sıfırdan başlamayı dayatacaklar. 5- 6 bin TL alan insanları, işe giriş ücretleri de düşürüldüğü için, bin TL’yle işe başlatmaya çalışacaklar. Revizyon 3 uygulanmasın diyorduk. Daha önceki dönemlerde imzalanan toplusözleşmelerde yer alan dinlenme ve tebliğ sürelerine riayet edilmesini istiyorduk. Ama, çalışanların ve yolcuların uçuş güvenliği hiçe sayılmaya devam edecek."
BİZE DE ÖNERDİLER REDDETTİK
Grev sürecinde THY yönetiminin bu talepleri kendilerine de sunduğunu söyleyen Ayçin, "Biz şiddetle reddettik. Biz bu tür çözümleri tartışmadık bile. Revizyon 3’ü kabul etmedik. 305’in işten atılmadan önceki şartlarıyla, direniş sürecindeki mağduriyetleri giderilmek suretiyle işe dönmesini talep ediyorduk. Bunun dışındaki çözümleri kabul etmediğimiz için bu mücadele uzun sürdü. Eğer bu şekilde olmasını isteseydik, biz de bitirirdik." dedi.
FELAKETE SÜRÜKLENİYOR
Ayçin THY’nin felakete sürüklendiğini belirterek, "Bakın açık ve net söylüyorum bugünkü çalışma şartlarında, mevcut dinlenme süresi kısa, çalışma süreleri uzun, boş günleri azaltılmış uçucularla kazaya, kırıma davete çıkarıyorsunuz. Biz çalışanların ve yolcuların emniyetli uçuş standartlarına kavuşması için greve çıktık. Ancak olacak kazanın ve zararın telafisi yok. Tamamen yandaş kadrolaşma, aşırı kâr politikasıyla bu şirket felakete gidiyor." uyarısında bulundu.
Ayçin’e Başbakan’a ‘zalim’ demekten bir yıl ceza verildi
Hava-İş eski Genel Başkanı Atilay Ayçin, Başbakan Erdoğan’a "zalim" dediği için bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. Geçen yıl THY işçilerinin AKP İl Binası önünde yaptığı eylemde yaptığı konuşma nedeniyle Hava-İş eski Genel Başkanı Atilay Ayçin dün İstanbul 8’inci Sulh Ceza Mahkemesi’nin karşısına çıktı. Mahkeme heyeti Atilay Ayçin’e bir yıl hapis cezası verdi. Ceza 10 aya düşürülerek, 5 yıl ertelendi.
1989’da sendika başkanı seçildiğinde cezaevleriyle buluştuğunu, 2013’te sendikacılığı bırakırken de ceza aldığını söyleyen Ayçin, "1991 yılında yaptığım bir konuşma nedeniyle 1995 yılında ceza aldım. HAVAŞ’ın özelleştirilmesine karşı yapılan direniş sırasında beni direniş çadırından alıp götürdüler. Terörle Mücadele Ceza Yasası değişti. 6 ay yattıktan sonra çıkarıldım. Sendikacılık hayatım bitmişti. Haklarım iade edildiğinden, geldikten sonra sağ olsun arkadaşlar genel başkanlık görevimi sürdürmemi istediler.
Bugün ceza almamın nedeni ise 305 arkadaşımızın işten çıkarılması sebebiyle AKP İl Binası önünde yaptığımız basın açıklamasında, yaptığım konuşma oldu. Konuşmada, Esad’ı zalimlikle suçlayan Başbakan’a ‘Zalimlik etmek sadece öldürmekle olmaz; 305 kişinin ekmeğiyle oynamak, onları işsiz bırakmak, çoluk çocuğunu aç sefil bırakmak, hak mücadelesini ceberrut bir duruşla cezalandırmak da zalimlik’ demiştim. Bu laftan dolayı, yani Başbakan’a ‘zalim’ dediğim için bir yıl hapis cezasıyla cezalandırıldım. Ancak 10 aya düşürüldü, 5 yıl ertelendi. Yani sendikacılığa cezaeviyle başladık, yine cezayla bitiriyoruz desem abartılmış olmaz." dedi.
