S: ANA için son dönemdeki trendler nelerdir?
OS: En çok yönelim Haneda’daki uluslararası faaliyetlerinin yenilikçi bir şekilde büyümesi. Haneda, 2010’dan beri bunlara açık bir durumdaydı ama gündüz faaliyetleri kısa mesafeli rotalarla sınırlıydı. 30 Mart 2014’ten itibaren gündüz bölümleri sayısal olarak arttırıldı ve orta ve uzun mesafeli faaliyetlere açıldı. Haneda’nın lokasyonunun Narita ile kıyaslandığında Tokyo’ya daha ulaşılabilir bir mesafede olması, Haneda’dan gerçekleşen uçuşların rekabetçiliğini arttırıyor. Ve biz de, hem güzergahları hem uçuş sıklıklarını arttırarak fırsatlardan olabildiğinde yararlanıyoruz.
İkincisi de Tokyo’nun 2020 Olimpiyatlarına ev sahipliği yapacak olması. Bununla birlikte hükümet, Japonya’nın turizm altyapısını geliştirmeyi planlıyor. Daha iyi otel tesislerine ve birden çok dil bilen personele olan yatırımlarla, hem turizm hem iş sebebiyle Japonya’yı ziyaret etmek yolcular için çok daha kolay hale gelecek.
Buna bağlı olarak hükümetin Japonya’ya olan ziyaretçi sayısını arttırma politikası da diğer bir trend. Geçtiğimiz sene ilk defa ziyaretçi sayısı 10 milyona ulaştı. Diğer bir hedef ise bu rakamı 2020’ye kadar iki katına çıkarmak. Bu amaca yardım etmek için ve Tokyo’nun Olimpiyatları kazanmasından da önce güney doğu Asya ülkeleri için vize şartları biraz daha kolaylaştırılmıştı. Şimdiden pozitif sonuçları görmeye başladık. Örneğin Tayland’dan gelen yolcu sayısı büyük ölçüde arttı.
Bu trendlerin ışığında, ülkeye gelen yolcu pazarına daha çok odaklanıyoruz. Tabi ki biz bir Japonya havayoluyuz, bu sebeple en iyi Japon stili servisini sunmaya devam etmek için elimizden geleni yapacağız. Bu bizim için bir avantaj çükü Japonya misafirperverliğinin uluslararası alanda oldukça çekiciliği bulunuyor. Biz de özel çabalar göstererek, Japonya’dan olmayan misafirlerimizin bizimle iyi bir seyahat tecrübesi yaşamalarını sağlamaya çalışmaya devam ediyoruz.
S: Uluslararası ve iç hat servislerin gelişmesi arasındaki dengenin nasıl olduğunu düşünüyorsunuz?
OS: Uluslararası uçuşlarımızın 2016’ya kadar iç hat uçuşlarımızdan daha fazla olmasını planlıyoruz.
Uluslararası uçuşları büyütme stratejisin, birçok faktörü dikkate alması gerekiyor. Başlangıç olarak, Japonya’nın demografik özellikleri değişiyor. Popülasyon gittikçe yaşlanıyor ve sayısı azalıyor. Ayrıca, ‘’Abenomic’’ başarılı olsa bile, biz hala olgun ekonomiyle ekonomik büyümenin birlikte gitmesini bekliyoruz. Ek olarak, hızlı tren ağının büyümesi, daha önce hava bağlantıları tarafından yönetilen seyahat yapılarına yeni bir rekabet alanı oluşturuyor. Bu da bize, ANA’nın tam donanımlı servis işi modeli için iç hat talebinde önemli bir büyüme beklemememiz gerektiğini söylüyor.
Uluslararası uçuşları büyütme stratejisin, birçok faktörü dikkate alması gerekiyor. Başlangıç olarak, Japonya’nın demografik özellikleri değişiyor. Popülasyon gittikçe yaşlanıyor ve sayısı azalıyor. Ayrıca, ‘’Abenomic’’ başarılı olsa bile, biz hala olgun ekonomiyle ekonomik büyümenin birlikte gitmesini bekliyoruz. Ek olarak, hızlı tren ağının büyümesi, daha önce hava bağlantıları tarafından yönetilen seyahat yapılarına yeni bir rekabet alanı oluşturuyor. Bu da bize, ANA’nın tam donanımlı servis işi modeli için iç hat talebinde önemli bir büyüme beklemememiz gerektiğini söylüyor.
Bu fırsatların olmadığını anlamına gelmiyor. ANA Grubu içerisinde, düşük ücretli bir havayolu (LCC) iş modelini kullanan bir noktadan bir noktaya servis sunan Peach ve Vanilla Air havayolları var. Bu, yeni bir talep yaratmaktır. Avrupa’da LCC faaliyetlerinin gelişimi, tüm pazarda büyüdü. Ben de bunun Japonya’da da gerçekleşeceğine inanıyorum.
S: Şu ana kadar LCC faaliyetlerinden neler öğrendiniz?
OS: Pek çok şey öğrendik. Geçtiğimiz birkaç yıl boyunca, ANA’da harcamalarını azaltmaya odaklandık. Fakat LCC maliyet yaklaşımının nasıl olduğunu gördüğümüzde, düşünme şeklimiz tamamen farklı. En büyük fark uçuş planlarının nasıl yönetildiği. ANA’da uçuş planlarımızı müşterilerimizin ihtiyaçlarıyla dengede tutarak ayarlıyoruz. Bizim için, planlamanın uygun olması, harcamalarımızı kapatmak için kar payı koymamızı sağlayan faktörlerden biri.
LCC yaklaşımı ise tamamen planlama verimliliği ile ilgili. Düşünme şekli şu; eğer verimliliğin son damlalarını planlamadan çıkartabiliyorsanız, o zaman planlama çok uygun olmasa bile yolcuların dikkatini çekebiliyorsunuz.
ANA’nın iki tane LCC’si bulunuyor. Peach, Osaka merkezli ve hem iç hat hem de kısa mesafeli uluslararası uçuşlarında çok başarılı bir başlangıç yaptı. Ve Vanilla Air, Narita’dan olan uçuşlarla Air Asia ile olan iş ortaklığını yeniliyor.
Japonya pazarında LCC’lerin tanıtılmasının bizim iç hat müşterilerimizi azaltacağı ile ilgili bir çok spekülasyon vardı. Şu noktada buna şahit olmadık. Bazı azalmalar oldu ama bizim beklediğimiz kadar büyük oranda değil. LCC’lerin en büyük etkisi, yeni talebi hızlandırıyor.
S: Boeing 787 sizin çevreye olan görevinizi yerine getirmenize katkı sağlıyor mu?
OS: Evet. Biz çevrenin sürdürülebilirliği konusuna kendimizi adadık ve çevresel sorunlarda endüstrinin yaklaşımıyla aynı yolda ilerliyoruz.
Politik temelde, ICAO süreciyle piyasa merkezli ölçütlerin getirdiği küresel çözümleri destekliyoruz. Faaliyetsel temelde 787, daha verimli uçaklarla çevresel performansın geliştirmesinde gerçek bir gelişme yaşadığımızın bir örneği. Ayrıca Boeing 787, gürültü kirliliğini de azaltıyor. Japonya’da bu hala çok büyük bir sorun, çünkü Japonya’da Osaka-Itami gibi birçok havaalanı var.
Üstelik, biz sürdürülebilir bio-yakıtın gelişimi konusunda Boeing ve diğer ortaklarla yakın derecede çalışıyoruz. Konumuz ücreti azaltmak ve stoku arttırmak. Hükümet, güneş enerjisi ve diğer alternatif enerji kaynaklarında yaptığı gibi riski azaltıcı yatırımlar yapmak için teşvik ödemeleri sağlasa gerçekten çok faydalı olurdu.
S: 787 uçaklarından memnun kalmış olmalısınız, çünkü bir sonraki uçak siparişinizin büyük bir kısmı 787’lerden oluşuyor.
OS: Bu bizim şu ana kadarki en büyük siparişimizdi – 2016 ve 2017 tarihleri arasında teslim edilmesi için toplamda 70 adet uçak siparişi verdik. Liste fiyatıyla siparişin toplamı 16.6 milyar dolar. Uçaklar ANA Grup bünyesinde kullanılacak.
Fakat, 777 ve 787 uçaklarının, uluslararası servislerimizin büyümesini desteklemek için geniş gövdeli takımlarımızın dayanak noktası olacak. A320neo/A321neo, iç hat ve kısa mesafeli uluslararası servislerimizin güçlenmesinde önemli bir rol oynayacak.
Ek kapasite bize, orta mesafeli ve uzun mesafeli strateji planımızdaki amaçlarımızı gerçekleştirmemiz için yardımcı olacak. Bu uçaklarla, Tokyo Olimpiyatlarının ortaya çıkardığı fırsatlardan avantaj sağlayabilecek ve hükümetin Japonya’da 20 milyon uluslararası ziyaretçinin karşılanması hedefinin gerçekleşmesine katkıda bulunabileceğiz.
Tabi ki kapasiteye sahip olmak işin sadece bir tarafı. Ayrıca verimli de olmalı. Bu siparişle, takımımızı büyütmenin yakıt verimliliğini arttırmaya devam etme amacımızı gerçekleştirmemize yardımcı olacağından eminiz. Ek olarak bu, biz büyüdükçe, müşteri servisini en iyi şekilde iletmemize devam etmemiz için doğru ortamı sunacak.
S: Yönetim stilinizi nasıl tarif edersiniz?
OS: Ben bakım alanında bir geçmişi olan ilk ANA başkanıyım. Bileşen bakımlarını tamir ederek yaklaşık olarak 8 sene harcadım. O zamandan beri, havayolunun pek çok yönünde tecrübe kazanacak kadar şanslıyım.
Ben ‘’cephe’’de çalıştığım için, çalışanlar kendilerini bana yakın hissedebiliyor. Bir tamircinin dünyayı nasıl gördüğü ile ilgili biraz merak oluşabilir. Fakat tabi ki, bir şirketi yönetirken, geçmişiniz nasıl olursa olsun, büyük resmi görebilmeniz gerekiyor. Havayolu endüstrisindeki herkes için en önemli öncelik güvenliktir. Bu, başarının inşa edildiği temeldir.