Güçlü bir Ulusal Savunma Sanayi hedefini Türkiye başarmak zorunda !
Türkiye’nin kavram ve belirlemeleri ile, harekat ihtiyacına göre ve içinde bulunduğu coğrafi şartları dikkate alarak özgün çözümlerin kendi öz kaynaklarımızla gerçekleştirilebilmesi en mantıki olanıdır.
Türk Ulusal Savunma Sanayii, bu zorlu süreç için elini taşın altına sokmuş ve zorlukların üstesinden gelmek için olağanüstü çaba göstermektedir.
Dünya güvenlik parametrelerinin değiştiği 21nci yüzyılda Türkiye; Balkanlar, Kafkaslar, Ortaasya ve Ortadoğu da ortaya çıkan anlaşmazlıklardan coğrafi, kültürel, tarihi ve sosyo-ekonomik nedenlerle yoğun etkilenmektedir. Türkiye, 21nci yüzyılın başlarından itibaren, terörizm, köktendincilik, mikro milliyetçilik, yasadışı göç, uyuşturucu, silah kaçakcıliğı ve kitle imha silahlarının yayılması gibi riskler ve asimetrik tehditlerle karşı karşıyadır.
Enerji koridor durumunda olan Türkiye, enerji güvenliğinin önemli bir ihtiyaç olduğunu görmektedir. Gerek sanayi sektörlerinde ve gerekse diğer alanlarda kullanılan doğal gaz ve petrolün güvenli bir şekilde akışının sağlanması Türkiye açısından büyük önem taşımaktadır.
Coğrafi olarak zor bir bölgede yer alan Türkiye’nin bekası icin güçlü bir orduya sahip olma mecburiyeti kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Ülkesi ve milleti için her türlü gayreti gösteren Türk Silahlı Kuvvetleri’nin; kısa, orta ve uzun vadelerde güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak için, daha yüksek teknolojiye sahip olması ve her alanda kabiliyetlerini artırması icap etmektedir.
1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrası ülkemize uygulanan silah ambargosu, dışa bağımlılığın sakıncalarını ortaya koymuştur. Türk Silahlı Kuvvetleri nin yüksek seviyeli modernizasyon çalışmaları ile birlikte yurt dışı açılımlara da yoğunlaşmış Türk Ulusal Savunma Sanayi etkin çalışmalar yapmaktadır.
Türk Ulusal Savunma Sanayi nin geçirdiği evreler – montaj ağırlıklı bir yapıdan başlayarak aksam ve detay imalata ve son aşama olarak da tasarım ve mühendislik ağırlıklı bir yapıya geçiş- gözlemlenmektedir.
Türkiye’nin Ulusal Savunma Sanayi nde özellikle alt yapı birikimleri kolay kazanılmamıştır.
Çok büyük tasarruflar ve özkaynak harcamaları karşılığında kazanılan bu kabiliyetleri değerlendirmek hayati bir önem taşımaktadır.
Başaramamamız için hiç bir neden yoktur, teknolojinin özümsenilecek bir
birikim süreci oldugunu idrak edelim. Her bir birikimin çok pahalıya mal olduğu bu Türk Ulusal Savunma Sanayi ve en son teknoloji sahalarında, zoru başarmak zorundadır !
***
Bu hafta da yazımızı Ulu önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün veciz sözleri ile bitiriyoruz.
” Harp sanayii tesisatımızı, daha ziyade inkişaf ve tevsi icin alınan tedbilere devam edilmeli ve endüstrileşme mesaimizde de ordu ihtiyacı ayrıca göz önünde tutulmalıdır.”
