Türkiye’nin geçen günlerde yaptığı Uzun Menzilli Hava Savunma Sistemi ihalesinde Çin’i seçmesinin altından ileriye dönük bir gerekçe çıktı:
– Çin ile Türkiye arasında varılan ön mutabakata göre, sistemin üretimi ve füzelerin konuşlandırılması süreçleri, yüzde 50 oranında yerli katkıyla gerçekleşecek. Bu süreçlerdeki ortaklık, uzun menzilli füze savunma sistemiyle, büyük oranda benzerlik taşıyan ‘uydu fırlatma’ teknolojisi konusunda çok önemli tecrübe kazanmamızı sağlayacak.
– Türkiye, gerek teknoloji, gerekse üretim konularında edineceği deneyimi, Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın geliştireceği ulusal uydu projelerine yansıtarak dışa bağımlılıktan kurtulacak ve yerli üretimle uzay yolunu açacak.
– Kurulacak sisteme ilişkin kesin anlaşmanın imzalanmasının ardından ASELSAN ve HAVELSAN elektronik sistemlerin hazırlanmasında, ROKETSAN fırlatma sistemleri ve rampa sürecinde aktif olarak devreye girecek.
– Uzun menzilli hava savunma sistemlerinde kullanılan kıtalararası balistik füze (ICBM) rampalarının menzil avantajı, bu rampaların uydu fırlatma (atmosfer dışı) projelerinde kullanılmasını da sağlıyor. Bu sistemin ulusal firmaların katılımıyla üretilecek olmasından edinilecek tecrübe, SSM tarafından uzay ve uydu teknolojilerine yansıtılmış olacak.
ULUSAL FİRMALAR SÜRECE KATILACAK
Konuyla ilgili SSM yetkilileri, ulusal firmaların aktif katılımıyla gerçekleşecek üretim, montaj ve konuşlandırma süreçlerinin önemine vurgu yaptı: Hava savunma sisteminin çapı büyüdüğünde, uzaya çıkma teknolojisine de sahip oluyorsunuz. Çin’le varılan ön anlaşmada ulusal firmaların sürece katılımı önemli rol oynadı.
GÖKTÜRK-2’Yİ ÇİN’DEN YOLLADIK
Türkiye ilk milli uydusu Göktürk-2’yi Çin’deki Jiuquan Fırlatma Üssü’nden uzaya yollamıştı. Türkiye bu işlem için Çin’e 20 milyon dolar ödemişti. Sistem kurulursa Türkiye dünyada kendi uydusunu fırlatabilecek teknik alt yapıya sahip 13’üncü ülke olacak.
