Meselenin bizi ilgilendiren bir boyutu var, o da program ortağı bir ülke olarak ortaklıkla ilgili her türlü teknik görüşmeyi yapmak, şirketlerin iş dağılımını planlamak, görüşmelere katılmak, programın geliştirilmesi sırasında, üretilmesi sırasında, üretim sonrasında destek faaliyetleri ile ilgili alınacak tedbirlerle ilgili masada bulunmak, Türkiye’nin alacağı iş payını planlamak, bunlar bizim bulunduğumuz ortamlarda konuşulan şeyler.
Nihayetinde geçen hafta arkadaşlarımız Washington’daydılar, orada yapılan ortak ülkeler toplantısına katıldılar F-35 projesi kapsamında. Burada bizim açımızdan bir sorun yok. Program ofisi açısından da, diğer ortaklar açısından da bir problem yok. Ortaklık anlaşması çerçevesinde program yürüyor. Siyasi arenada, kongrede veya senatoda olan faaliyetler, bu gibi konular ise bizim tartışma gündemimiz içinde değiller.
O dışarıda yürüyen bir süreç. O süreç eğer sonuçlanırsa bizim sürecimizi etkiler mi o zaman düşünülecek bir şey. Olan bitenlerle ilgili gerek ortakların, gerekse bizim kulağımıza gelen şeyleri duyuyorsak ta fiziki olarak iş yapış tarzımızı, uçakların teslimatını etkileyen bir husus yok"“Bir yerde orman kanunu kullanmak isterseniz kullanırsınız ama onun bir yasal süreci olur”
Bir taraftan da biz burada eğitim merkezi faaliyetlerimizi devam ettiriyoruz. Mesela ilk 6 uçağımız için bu işlem devam ederken, daha sonraki uçaklarımız için burada yapılacak faaliyetler olacak. Uçak teslim edildiği halde ‘vermeyiz, gönderemeyiz’ veya çeşitli konulacak tedbirler bunların hepsi bir anlamda anlaşmaların dışında, anlaşmanın ruhunu bozan yaklaşımlar olur. Bir yerde orman kanunu kullanmak isterseniz kullanırsınız ama onun bir yasal süreci olur” şeklinde konuştu.
Bizim projeksiyonumuz, süreç devam ederse 7 milyarı aşan bir ihracat öngörüyoruz. Bunları ortaya koyduğumuzda ortaklık ruhunun zedelenmesi gibi uluslararası ilişkilerde yeri olmayan bir kavrama doğru gider. Biz kendi muhataplarımızla konuşma seviyelerimizde sürecimizin kendi parametreleri ile anlaşma şartlarında yürüdüğünü görüyoruz. Diğeri dış müdahale olur. Dış müdahalenin ne getireceği siyasi ve uluslararası bir konudur”
Süreçte evet tecrübemiz yok, bir dizi risk var, bunların farkındayız, süre uzar kısalar ama çok hayalperest şeklinde konuşmamak lazım. Meşhur bir örnek var ‘9 kadın bir çocuğu bir ayda doğuramaz’ Bunun bir olgunlaşma süreci var. Çeşitli işbirliklerine açığız. Bu ülke bu uçağı yapacak, ‘yapamaz’ diyenlerin hiç birisine inanmıyorum. B bir özgüven eksikliğidir.”
Bir yapılanma yaptık, bütün beyni burada oluşturmak istiyoruz. Diğer şirketlerimiz çeşitli şekilde bu sürece katılabilir ama bu bilgi birikiminin çok uzun vadede Türkiye’de ulaşması lazım. Bir iki ay içinde en az 10 tane yurt dışından tecrübeli arkadaşlarımızı transfer ettik yerli ve yabancı.”
Hiçbir uçak ilk çıktığı versiyonda gitmiyor. Bizimki de öyle olmayacak. ‘Mükemmel mümkünün düşmanıdır’ mantığı ile yaklaşıp önce olabilecekleri, kısa zamanda saha sürebileceklerimizi yapıp daha sonra bunu mükemmelleştirerek gitmek durumundayız” açıklamasında bulundu.
Bunun illaki bir uçak tipi olması gerekmiyor ama geniş anlamda birçok teknik müzakereleri yaptığımız söylenebilir. Çeşitli ülkelerle, çeşitli ürünler ile ilgili ortak çalışmalar, ortak geliştirmeler sürekli gündemimizde olan konulardır. Savunma sanayii öyle bir alan ki kendi başınıza her alanda koşturmanız, oradaki bütün yükleri kaldırmanız çok zor. Gerektiğinde teknik, gerektiğinde finansal iş birlikleri yapılır. Bazen bir şeylere sıfırdan başlamak yerine belli bir iş birliği ile başlanır.”
Bunlar şu anda performans gösteren motorlar. Motor meselemizin çözülmesi gerekiyor. Hatta motor teknolojileri ile ilgili olarak sadece geçmişten gelen teknolojiler değil, hem geçmişten gelen klasik teknolojileri daha iyi öğrenmek, tecrübeyi kullanmak hem de yeni gelişmekte olan bazı konuları gündeme almak ve motorlara bunları uygulamak durumundayız. Büyük bir bilgi birikimi ile gelen bir tarihçe var. Biz ortadan başladık.
Bahsettiğimiz o geniş bilgi birikimi yok ama dünyada bilimsel alanda bir dizi çalışma var. Bu çalışmaların da birçoğu ulaşılabilir durumda. Açık bilgi kaynaklarından da aklınızın alamayacağı ölçüde bilgiyi değerlendirip, başkalarının sıfırdan başladığı yere çok daha ortadan, yukarıdan başlayabilecek durumdasınız. Bu avantajı kullanmamız lazım. Hem eski teknolojileri devreye koymak hem de yeni gelişmeleri yakından takip etmek adına” ifadelerini kullandı.