Uçağın kalkışına izin veren 18 görevli hakkında soruşturma açılmasına valilik izin vermedi. Yargı, valiliğin kararına itiraz etmedi ve soruşturma takipsizlikle sonuçlandı.
Taşıdığı 1,5 ton altınla geçen yıl Gana’dan kalkarak Atatürk Havalimanı’na iniş yapan ve evrak eksikliği nedeniyle 18 gün havalimanında bekletildikten sonra Dubai’ye giden kargo uçağıyla ilgili gümrük bölge müdür ve yardımcılarının da aralarında bulunduğu 18 memur hakkında ‘görevi kötüye kullanmak’ suçundan başlatılan soruşturma takipsizlikle sonuçlandı. Savcılık gerekçe olarak ‘valiliğin soruşturma izni vermemesini’ gösterdi.
İstanbul Atatürk Havalimanı’na 1 Ocak 2013’te Gana’dan İran’a giden bir uçak indi. İstanbul merkezli Türk kargo şirketi ULS Havayolları’ndan kiralanan uçak, taşıdığı yükü ‘1.500 kilo değersiz maden’ olarak beyan etti. Ancak beyandan şüphelenen gümrük müfettişleri uçağa girdi ve külçe külçe altın buldu. Bunun üzerine havayolu yetkilileri, uçaktaki 1.208 kilogram altının 500 kiloluk bölümünün Duru Döviz’e ait olduğunu, kalan bölümünün ise İran’da faaliyet gösteren Sorinet Holding’e gideceğini açıkladı. Ancak bu konuda da hiçbir evrak beyan edilmedi. Bunun üzerine gümrük görevlileri uçağı ve kargoyu mühürledi ve tutanak tuttu.
Zaman Gazetesi’nde yer alan habere göre, tapelere de yansıyan konuşmalara göre Reza Zarrab , bürokratik bağlantılarını kullanarak önce uçağın yüküyle ilgili sorunları çözdü. Reza Zarrab tapelere göre gümrükte rüşvet dahil her talebi geri çeviren Kargo Müdür Yardımcısı Teoman Coşkun Dudak’tan yakınıyordu. Dudak, bu olaylar esnasında Gaziantep’e sürgün edildi ve sonra tapeler yayınlanınca ‘rüşveti kabul etmeyen memur Teoman’ olarak meşhur oldu. Bu arada uçak Atatürk Havalimanı’nda bekletilirken, daha önce Tahran’a uçacağı beyan edilen uçağın Dubai’ye gideceği yönünde beyanda bulunuldu. Böylece uçak 18 Ocak 2013’te içindeki altınlarla birlikte Dubai’ye gitti.
Gümrük müfettişleri bu olayla ilgili tutanak tuttu ve hemen ardından suç duyurusunda bulundu. Dosya önce Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Mali Suçlar Bürosu’na gönderildi. Ancak daha sonra sıra dışı bir şekilde buradan alınarak Kabahatler Bürosu’na yönlendirildi. Gümrük müfettişlerinin raporlarını inceleyen savcılık Türk Parasını Koruma Kanunu’na muhalefet ve kıymetli madenlerin ülkeye yasa dışı yollardan sokulmaya çalışıldığı gerekçesiyle Duru Döviz’e 57 milyon 789 bin lira idari para cezası kesilmesine karar verdi.
Reza Zarrab, Duru Döviz şirketinin 2007 yılındaki yönetim kurulu başkanıydı. 15 Mayıs 2009’da şirketten ve görevden ayrılmış gözüküyor. 7 Kasım 2012’de Duru Döviz’in yönetiminde yer alan diğer İranlılar da şirketten çekildi. Şirketin yönetiminde sadece Emin Hayyam isimli kişi kaldı. Emin Hayyam, 17 Aralık operasyonu sırasında gözaltına alındı, daha sonra serbest bırakıldı.
Reza Zarrab’ın patronu olduğu öne sürülen ve daha sonra Tahran Başsavcılığı tarafından yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan Babek Zencani, Türk yetkililerin arama yaptığı Gana uçağı hakkında şu açıklamaları yapmıştı: “Gana’dan yasalara uygun olarak 1,5 ton altın aldım. Bunun 500 kilosunu Türkiye’ye, geri kalan bölümünü ise Dubai’ye satmayı planlıyordum. Kaynakla ilgili belgeler Gana’da kaldığı için uçak bir süre Atatürk Havalimanı’nda kaldı. Belgelerin gelmesinin ardından uçak Türkiye’den ayrıldı. Konu incelendi ve hakkımda herhangi bir suçlama yapılmadı. Reza Zarrab’ın patronu da değilim.”
Yaşanan olaylar üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, gümrük bölge müdür ve yardımcıları ile kısım amirleri ile memurlarının da aralarında bulunduğu 18 kişi hakkında ‘görevi kötüye kullanmak’ suçundan soruşturma başlattı. Savcılık, başlattığı soruşturma kapsamında 4483 sayılı memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanmasına dair yasa gereği soruşturma izni için İstanbul Valiliği’ne yazı gönderdi. Valilik, savcılığa 12 Mart 2014 günü gönderdiği cevabi yazıda, “18 gümrük memurunun kamu görevlerini yasal çerçeve içerisinde yerine getirdiğini ve üzerlerine atılan suçu işlemediklerini, bu yüzden de soruşturma izni verilmemesi gerektiğini” belirten kararını gönderdi. Valilik tarafından verilen karara 10 gün içinde itiraz eden olmayınca karar kesinleşti. Ve bu karar kesinleştikten sonra Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, görevi kötüye kullanmakla suçlanan 18 memur hakkında soruşturma izni verilmemesi üzerine 18 Haziran 2014 günü ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ hükmetti.
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında eski bakan Zafer Çağlayan hakkında fezleke hazırlanıp Meclis’e gönderilmişti. Hazırlanan fezlekede Gana’dan 1 Ocak 2013 tarihinde uçakla ‘mineral sample (doğal taş)’ bildirimi yapılarak Türkiye’ye 1,5 ton altın sokulmak istendiği, bunun 1.280 kilogramının tespit edildiği, 250 kilogramının ne olduğunun bilinmediği iddia ediliyor. Ayrıca fezlekede sahte belgelerle ‘5 bin tonluk gemiyle 150 bin tonluk ihracat’ yapılmasına onay verildiği de ileri sürülüyor.