Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay, ”Türk Hava Kuvvetleri, havadan havaya ve havadan yere modern mühimmat, insansız hava aracı, uydu ve savaş uçağı gibi milli sistemlerle havacılık, uzay ve siber alanda kuvvet yapısını bölgemizdeki sulh ve istikrar için daha da güçlendirmeyi hedeflemektedir” dedi.
Türk Hava Kuvvetlerinin 100. kuruluş yılı etkinlikleri kapsamında Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığında düzenlenen ”Türk Hava Kuvvetleri Tarih Sempozyumu”nun açılışında konuşan Orgeneral Aksay, havacılığın başlangıcı olarak kabul edilen dünyada ilk uçağın uçtuğu 1903 yılından kısa bir süre sonra 1909’da Türkiye’de havacılık faaliyetlerinin başladığını söyledi.
Orgeneral Aksay, Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa’nın vizyoner girişimleriyle Türk Hava Kuvvetlerinin ilk nüvesi olan Tayyarecilik Komisyonunun 1911 yılında kurulduğunu belirtti.
Türkiye’nin hava gücünün oluşturulmasının, Osmanlı Devleti’nin son dönemine denk gelmesi nedeniyle bu sürecin Trablusgarp, Balkan ve Birinci Dünya savaşlarının yanı sıra yokluk ve mali sıkıntılarla geçtiğini anlatan Orgeneral Aksay, Türk havacılarının ilk hava harekat görevini Balkan Savaşı sırasında 29 Kasım 1912’de gerçekleştirdiğini ve ilk hava zaferini de 1. Dünya Savaşı sırasında 30 Kasım 1915’te elde ettiğini ifade etti.
Orgeneral Aksay, Türk havacılarının 1. Dünya Savaşı boyunca Çanakkale’den Filistin’e neredeyse her cephede milletten aldığı güçle zor şartlar ve kısıtlı imkanlarla görev yaptığını kaydetti.
Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra da Atatürk tarafından ”İstikbal Göklerdedir” parolasıyla çağdaş havacılığa uyum sağlayacak şekilde güçlü bir hava kuvvetinin kurulması için çalışmaların başlatıldığını dile getiren Orgeneral Aksay, Türk Hava Kurumunun önderliğinde Kurtuluş Savaşı’ndan yeni çıkan Türk milletinin sağlamış olduğu destekle 10 yılda satın alınan yaklaşık 350 uçağın Türk Silahlı Kuvvetlerine hediye edilmesiyle ilgili, Atatürk’ün 1937’de meclisin üçüncü yasama yılını açış konuşmasında yaptığı konuşmanın bir bölümünü aktardı.
Orgeneral Aksay, Hava Kuvvetlerinin 2. Dünya Savaşı öncesi ve sonrasındaki tehdit algılamalarına paralel olarak NATO’nun desteğini alarak 1951 yılından itibaren jet uçaklarıyla teçhiz edilmeye başladığını anlatarak, ”Envanterine giren modern jet uçaklarıyla 8-10 Ağustos 1964 tarihleri arasında gerçekleştirdiği müstakil hava harekatı sayesinde Kıbrıs Erenköy halkının katledilmesini önleyen Türk Hava Kuvvetleri, benim de katıldığım 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında da 13 filo ile toplam 931 sorti görevi icra etmiştir” dedi.
Hava Kuvvetlerinin dünyada barış ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunmak amacıyla BM ve NATO şemsiyesi altında 1993’te Bosna Hersek’te, 1999’da Kosova’da, 2006’da Litvanya’da ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde yürütülen operasyonlara aktif olarak katıldığını belirten Orgeneral Aksay, yine aynı kapsamda Afganistan, Azerbaycan, Gürcistan ve Sudan’da personel görevlendirildiğini kaydetti.
Orgeneral Aksay, ”İkinci yüzyılımıza adım atarken bir asırlık tecrübe ve birikimle oluşan nitelikli insan gücü ve yüksek teknoloji ürünü silah ve sistemlerle, çağıyla yarışını her alanda sürdürmeye kararlı olan Türk Hava Kuvvetleri, havadan havaya ve havadan yere modern mühimmat, insansız hava aracı, uydu ve savaş uçağı gibi milli sistemlerle havacılık, uzay ve siber alanda kuvvet yapısını bölgemizdeki sulh ve istikrar için daha da güçlendirmeyi hedeflemektedir” diye konuştu.
Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı da, sempozyumda bugüne kadar hem genel tarih hem de askeri tarihte hakkı verilmeyen Türk havacılığının ele alınacağını söyledi.
Seneler önce Hezarfen Ahmet Çelebi ve Lagari Hasan Efendi hikayesinin Türk havacılığının başlangıcı olarak gösterilmesine itiraz ettiğini hatırlatan Ortaylı, Lagari Hasan Efendi’nin füze denemesinin doğru, öbürünün ise bir hikaye olarak kabul etmek gerektiğini ifade etti.
Türk Hava Kuvvetlerinin 1. Dünya Savaşı’nda var olduğunu ve savaşa katıldığını, bütün nesil gibi Türk kaynaklarından değil, ”Lawrence of Arabia” filminden öğrendiğini dile getiren Ortaylı, açılışta gösterilen ”Türk Hava Kuvvetleri Tarihi Filmi” gibi çalışmalarla bunun önlenebileceğini kaydetti.
Sempozyumda daha sonra Müze-Tarih araştırma görevlisi Ayşe Akca ”Dünyada Havacılığın Doğuşu” konulu bir sunum yaptı.