Küresel Titanyum Piyasasında Daralma Riski: Çin–Rusya Hakimiyeti Havacılık Sektörünü Tehdit Ediyor
Amsterdam / İstanbul, 24 Ekim 2025 – Havacılık ve savunma sanayilerinde kritik bir hammadde olan titanyumda küresel düzeyde arz daralması riski belirdi. Özellikle Çin ve Rusya’nın üretim zincirindeki hâkimiyeti, Batılı uçak ve motor üreticileri için uzun vadeli tedarik ve maliyet güvenliği açısından ciddi bir uyarı niteliği taşıyor.
Hafif ama yüksek dayanımlı bir metal olan titanyum; uçak gövdesi, motor parçaları, iniş takımları ve uzay araçlarında yaygın şekilde kullanılıyor. Dünya genelinde havacılık sektörü toplam titanyum talebinin yaklaşık yarısını oluşturuyor.
Uzman analizlerine göre, Rusya-Ukrayna savaşı ile başlayan ve Batı tarafından uygulanan yaptırımların ardından titanyum üretim ve işleme zinciri hâlâ gençleşmiş durumda. Çin, son on yılda titanyum iskelet üretimini büyük ölçüde artırarak küresel pazarın yaklaşık %70–80’ine hâkim duruma geldi. Rusya ile Çin’in birleşik üretim gücü küresel titanyum sponge (iken halinde işlenmiş titanyum) üretiminin yaklaşık üçte ikisini oluşturuyor.
Bu durum, Batılı uçak üreticilerinin ve havacılık ekosisteminin tedarik zinciri kırılganlığını açığa çıkarıyor. Yeni Airbus, Boeing ve motor üretimi modelleri için 2040’lara kadar talep yıllık milyonlarca ton düzeyine çıkarken, alternatif üretim kapasitesi ve işleme tesisleri geliştirmek zaman alıyor.
Etki alanları şu şekilde özetlenebilir:
- Uçak üretiminde gecikmeler ve maliyet artışı riski,
- Batılı üreticilerin Çin veya Rusya kaynaklı hammaddeye bağımlılığının azaltılması için yatırım ihtiyacı,
- Yeni hammadde üretimi ve işleme kapasitesi geliştirilirken yüksek regülasyon, sertifikasyon ve kalite kontrol süreçlerinin gerekliliği.
Özellikle yeni üretim sahalarının tesis edilmesi ve kalite onaylarının alınması süreçleri 10 yıla kadar sürebilecek dönemler olarak değerlendiriliyor. Çin, Japonya, Kazakistan, Suudi Arabistan gibi ülkeler de alternatif kaynak geliştirmeye yönelik adımlar atmaya başladı ancak henüz uçak-motor seviyesi titanyum üretiminde tam ölçekli bir dönüşüm söz konusu değil.
Sonuç olarak, titanyum arzında giderek artan jeopolitik hâkimiyet ve üretim yoğunlaşması, havacılık sektöründe önümüzdeki dönemde stratejik bir darboğaza işaret ediyor. Uçak üreticilerinden tedarikçilere, yatırımcılardan devlet kurumlarına kadar tüm paydaşların bu riskleri göz önünde bulundurarak tedarik zinciri dayanıklılığını artırmaya odaklanması gerekiyor.



