spot_img
spot_imgspot_img
11.1 C
İstanbul
Salı, 19 Mart 2024

Hamdi Topçu: KTHY özelleştirilmeli

Seçtiklerimiz

THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, KTHY’nin zarardan kurtularak kara geçmesi için siyasi etkilerden kurtarılmaya ihtiyacı olduğunu söyledi.

THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, KTHY’nin zarardan kurtularak kara geçmesi için siyasi etkilerden kurtarılmaya ihtiyacı olduğunu söyledi.

Ada TV’de yayınlanan Öğlen Ajansı programına telefonla bağlanan THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, KTHY’nin zarardan kurtularak kara geçmesi için siyasi etkilerden kurtarılmaya ihtiyacı olduğunu söyledi. Topçu bunun yolunun da özelleştirme olduğunu ifade etti. KTHY’nin siyasetten aşırı derecede etkilendiğini düşündüğünü belirten Topçu, siyasetten uzaklaşılmasının sorunun çözümündeki kilit nokta olduğunu vurguladı. Topçu, KTHY ile ilgili yaşanılanları ve bundan sonrası için yapılması gerekenlerin ne olduğunu, Star Kıbrıs Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Davulcu ve Program Sunucusu Cem Kar’ın sorularıyla cevaplandırdı.

“MALİYETLER DİÐER ŞİRKETLERİN 3 KATIYDI”

Cem Kar: Sayın Topçu, Sayın Ekşi’nin genel müdür olarak atanmasından önceki süreç nasıl başladı?

Hamdi Topçu: “2009’un ilk yarılarında bize Ankara’dan Cemil Çiçek Bey tarafından bir talep geldi ve ‘KTHY ile bir ilgilenir misiniz?’ diye soruldu. Bu talep zannediyorum Sayın Başbakan Derviş Eroğlu vasıtasıyla bize ulaştı. Bunun üzerine THY’den bir ekip oluşturarak KTHY’nin tekrardan nasıl karlı ve iyi bir duruma gelebileceğinin tespiti için bir rapor hazırlattım. Bu raporun hazırlanmasında bizzat kendimde yer aldım. Rapor bittikten sonra ne yapabileceğimizi görüşmek üzere Sayın Derviş Eroğlu’nun daveti üzerine ekim ayında adaya geldim. Hem Ulaştırma Bakanı Hasan Taçoy hem de Sayın Derviş Eroğlu ile bu konuları görüştüm. Görüşmelerimiz çok olumlu geçti. Ben KTHY’nin tekrar eski günlerine döneceğini ümit ederek bu alınacak önlemleri kendilerine aktardım. Kendileri de bu önlemleri uygulayacaklarını bize aktardılar. Görüşme esnasında yeni bir genel müdür aradıklarını söylediler ve bu işi yapabilecek bir arkadaşımız olup olmadığını sordular. Bende bunun üzerine bizim Teknik A.Ş.’de ve aynı zamanda THY Anonim Ortaklığında Genel Müdür Yardımcılığı yapmış, yönetim tecrübesi olan bir arkadaşı kendilerine önerdim ve bu öneri üzerine KTHY Yönetim Kurulu, Bilal Ekşi’yi Genel Müdür olarak atadı.

Mehmet Davulcu: KTHY’nin rapor hazırlandığı zamanki durumu neydi?

H. Topçu: KTHY’nin biz 2009 ortalarında bir röntgenini çektik. Bu röntgenle havayolu şirketinin rakipleriyle arasındaki farkların ne olduğunu, giderlerinin, çalıştırdığı eleman sayısının, yönetici sayısının, karar alma mekanizmalarını ve elindeki filonun durumunu belirledik. Hangi sistemin Kıbrıs için uygun olabileceğini, hangi filonun, kaç kişilik bir personel sayısının bu şirketin para kazanması için yeterli olabileceğinin bir tahlilini yaptık. Yapılan bu tahliller sonucunda maliyetlerin diğer havayolu şirketleriyle 1’e 3 oranında fazla olduğunu gördük. Giderleri aşırı derecede yükselmişti. Bunun en büyük kalemini de personel sağlıyor. İşe alımlardaki düzensizlik, muhasebe sisteminin dağınık olması, rezervasyon sisteminin tamamen yok gibi sayılması gibi birçok eksiklik vardı.

“MUTABIK KALINAN KONULARDA ADIM ATILMADI”

M. Davulcu: Buradaki makamlarla görüştüğünüzde bir hedef birliğine varabilmiş miydiniz?

H. Topçu: Oradaki konuşmalarımızda tamamen mutabık kaldık ki bu konular KTHY gibi bayrak taşıyıcı bir şirket için çok önemliydi. Bizde bu şirketi ayakta tutmak istiyorduk. Geçmişte yapılan hataları şu anda anlatmak istemiyorum çünkü bunların bir anlamı yoktu. Konuşmalarımızın hepsi olumlu geçmişti. Aldığımız ve alacağımız tedbirleri kendilerine anlattım. Kendileri de bunları kabul ettiler. Yönetim Kurulu ve kurul başkanı ile toplantı yaptım. İstanbul’da Sayın Taçoy ile beraber görüştük ve orada da bütün konularda mutabık kaldık fakat sözlü olarak mutabık kaldığımız hiçbir şeyin uygulaması yapılmadı. KTHY bir anonim şirkettir. Kar etmeyen bir şirketin ayakta kalması mümkün değildir.

M. Davulcu: Sayın Taçoy KTHY’nin zarar eden bir durumda olduğunu söyleyerek, KTHY’i büyüterek zarardan kara geçişinin sağlanması için bir politika güdeceklerini ifade etmişti. Oysa siz yaptığınız açıklamalarda KTHY’nin küçültülerek yoluna devam etmesi gerektiğini söylüyordunuz. Büyütme konusunda mı, küçültme konusunda mı bir ortak nokta sağlandı?

H. Topçu: Aldığımız tedbirler içerisinde uçak sayısının arttırılmasının KTHY’e bir fayda getirmeyeceğini ben kendilerine söyledim. Uçuş noktaları itibariyle ağırlıklı olarak İngiltere pazarının daha efektif kullanılması gerektiğini, Kıbrıs- Türkiye pazarının da daha efektif olarak kullanılması gerektiğini ve uçak sayısının da belli bir sayının üstüne çıkmaması gerektiğini söyledim. Kendileri de uçak filosunu büyütme konusundaki fikirlerini beyan ettiler. Bizde büyütmenin KTHY’nin zararını daha da arttıracağını aktardık. Ercan Havaalanı’nı çok büyük bir rekabetle karşı karşıyadır. Türkiye’deki özel şirketlerin çok fazla sefer yapması, THY’nin sefer yapması bu tabloda kar oranlarını minimum noktaya getirmişti. Hal böyleyken rakiplerinizin 1/3 oranında bir giderle bu operasyon yaptıkları yerde sizin 3 kat bir giderle bu operasyonu yapmanızın hiçbir anlamı ve mantığı yoktu. Ya rakiplerinizin fiyatlarına ve giderlerine inecektiniz ya da bu piyasadan çekilecektiniz. Birinci yolu tercih ettiler. ‘Giderleri azaltacağız, KTHY’e alternatif uçuş yolları tespit edeceğiz’ dediler. yüzde 70 seviyesinin altındaki bir operasyonu yapan havayolu şirketinin kar etmesi mümkün değildir. Onun için yüzde 50 noktasındaki bir şirkette önce yolcu sayısının arttırılması, üstünlüğü olan hatlarda kendisini geliştirmesi ve satış ayağını genişletmesi gerekiyordu. Bu konularda THY’nin bütün imkanlarını kendilerine aktaracağımızı söyledik. THY’de yaptığı bütün çalışmalardan herhangi bir ücret almadan sadece bir kardeş havayoluna yardım etme pahasına bütün imkanlarını KTHY’e açtı fakat dediğim gibi aldığımız diğer önlemlerde hiçbir gelişme yaşanmadı.

M. Davulcu: KTHY’e maddi bir katkınız oldu mu?

H. Topçu: Nakit bir desteğimiz olması söz konusu değil çünkü THY Anonim ortaklığının yüzde 51’inin halka açık olduğu bir şirket. Bu tip bir yardım söz konusu değil. Belki Türkiye Cumhuriyeti devlet olarak bir katkı yapmıştır, ama benim herhangi bir bilgim yok. Onun haricinde tabii ki KTHY’nın uçak bakımlarını THY Teknik A.Ş. yapmaktaydı fakat öyle bir noktaya gelindi ki, borçlar nedeniyle bu şirketimiz bakım hizmetini kesmişti. Biz bu bakım hizmetlerinin tekrardan devam etmesini sağladık. Teknik A.Ş’e olan borçları tekrar uzun vadeli bir yapılandırmaya soktuk. Rezervasyon sistemlerindeki imkanlarımızı, personel desteğimizi, her türlü teknik desteğimizi kendilerine verdik. Biz kaba bir şey koyduğumuz zaman kabın dolması için altının sağlam olması gerekirdi ama kabın altı tamamen delikti. Biz altının tamamen onarılabilmesi için çaba gösteriyorduk. En son zannedersem Şubat ayı içerisinde de Sayın Başbakan ile İstanbul’da bir toplantı yaptık. Ben kendilerini ziyaret ettim otelde ve anlattım. Söylediklerimin hepsine hak verilmesine rağmen bunların şirkette hiç bir yansımasını göremedik.

“HÜKÜMET BİR SEÇİM YAPMALI”

M. Davulcu: Bugün KTHY’nin içinde bulunduğu durum nedir?

H. Topçu: KTHY bağımsız bir anonim şirkettir. Ben bu şirketin bir yöneticisi değilim. Sayın Ekşi ile de bu konuda herhangi bir görüş alış verişinde bulunmam uygun ya da etik değildir. Bu konuyla ilgili herhangi bir görüşmemizde olmadı. Şunu söyleyebilirim ki KTHY gerçekten borçlu durumdadır ve borçlarını da ödeyemiyor. Bunu Sayın yöneticilerin açıklamalarından çıkarıyoruz. Kıbrıs hükümetinin bu konuda bana göre bir karara varması gerekir. Birincisi; KTHY bir ticari şirket olarak mı işletilecek yoksa devletin finanse ettiği, içindeki çalışanlara sosyal sorumluluk gereği veya işsiz olan insanlara iş kapısı olma yeri olarak mı faaliyetlerini sürdürecek? Bu iki seçenekten birinin tercih edilmesi gerekir. Bu bir anonim şirkettir. Anonim şirketlerin temel amacı da kar elde etmektir. Kar etmeyen bir şirketin yaşama şansı yoktur. Bu kadar çok personelin çalıştığı, giderlerinin rakip firmalara göre 3 kat fazla olduğu bir şirketin serbest piyasada rekabet etmesi mümkün değildir. Bazı basın organlarında çıkan haberlere ben çok üzülüyorum. Biz dostuz ve kardeşiz. Bizim bütün çabamız Kıbrıs Türk Bayrağı’nın diğer ülkelerde dolaşmasını temin etmek ve buna yardım etmektir. Biz bu yardımı yaparken karşılıksız olarak yapıyoruz. THY’nin KTHY’i ele geçirmek için çaba sarf ettiği söyleniyor. Bizim böyle bir çabamız yok, böyle bir çabamız olması söz konusu değil. İlgililer tarafından bize ortaklık da teklif edildi. Biz halka açık bir şirketiz. Zarar eden bir şirketi üstlenmemiz mümkün değil çünkü uluslar arası ortaklarımız var. Kendilerine bu fikrimizi ve amacımızı izah ettik. ‘Bizim maksadımız bu gemiyi yüzdürmektir. Bu gemiyi batırmak gibi bir hedefimiz yoktur çünkü KTHY bizim rakibimiz değil destekçimizdir. Bizde onun destekçisiyiz’ dedik. Daha önce de Heathrow’un pahalı bir havaalanı olduğunu buradan Stansted’e geçilmesi önerisinde bulunmuştuk. Bu bölgede operasyonun, havaalanı vergilerinin, konaklamanın daha ucuz olduğunu söylemiştik. Bunlara ihtiyaç olması durumunda bunları alabileceğimizi bizim eski yönetim kurulu başkanımız bildirmişti. Bunlar bizim görüşmemizde kesinlikle konu olmadı. THY, Akritas Planı yapıyor gibi söylemler var. Bu durumlar bizi üzüyor. Kendi açımızdan baktığımız zaman bu açıklamalar üzülüyoruz çünkü Kıbrıs kim biz kimiz?

M. Davulcu: Bundan sonrası ne olacak?

H. Topçu: Söylediğim gibi biz bir önlemler paketi sunmuştuk. Sayın Bilal Ekşi oraya geldiği zaman bu paketi geliştirdi. Bilal Bey işe geldikten sonra bazı engeller oluşmaya başladı. Bunun üzerine Bilal Bey bana geldi ve biz bu engelleri değerlendirdik. Ben kendilerine konuyu uzlaşı içerisinde yürütmeleri gerektiğini, her ne kadar bu personel sayısının fazla olması konuşuluyorsa da bu konunun görüşülerek halledilmesi gerektiğini söyledim. 137 kişi için de Havaş ile ortak kurulan bir şirkette137 kişinin KTHY’den ayrılarak o şirkette görev alması şeklinde bir planlama yapılmıştı. Daha da fazla personel çıkarılması gerekiyordu. O nedenle zannedersem önce işten durdurma konusu gündeme geldi. İhbar süresinden sonra çalışan personelin bahsettiğim şirkete geçirilerek KTHY’nin üzerindeki yükü bir miktar hafifletmek planlanılmıştı. Bu esnada bu gider azaltıcı önlemlerle ilgili her çabamızın bir engele takıldığını gördük. En son noktaya gelinince artık benim de sabrım kalmadı ve ‘bildiğinizi yapın’ dedim. Biz THY olarak size bütün imkanları açtık, Genel Müdürü de oraya gönderdik ancak önlem ve kurtarma paketi ile ilgili hiçbir adım atılamadı. En son KTHY’nin Genel Müdürünün de iradesi dışında çalışanların tekrardan işe alınması bu şirketin idam kararını imzalaması gibi bir şeydir. Böyle bir Genel Müdürün kendi başarısızlığına imza atması ve o şirkette kalması bana göre uygun değildi. O nedenle arkadaşımız da THY’e geri döndü.

“KTHY ÖZELLEŞTİRİLMELİ”

C. Kar: Bu olaylardan sonra KTHY’e bakış açınız ne oldu?

H. Topçu: Bu konuda kesin bir şey söylemem uygun olmaz çünkü buradaki kişilere kızıp Kıbrıs Cumhuriyeti’ni hedef alma yönünde bir konuma gelmemiz mümkün değildir. Neticede hatayı insanlar yapıyor, devlet yapmıyor. Kıbrıs bize ihtiyaç duydukça biz elimizden gelen yardımı yaparız. Bunda bir sıkıntı yok ancak dediğim gibi bununda ceremesini almak isteriz. Kıbrıs’ta KTHY bana göre kendi mezrasına bırakılarak bir anonim şirket gibi ehil kişiler tarafından yönetilirse başarılı olur. Uçtuğu hatlara bakılınca bu şirketin kar etmemesi mümkün değil. Görünen şu ki KTHY siyasi olaylardan aşırı derecede etkileniyor. Ticarette siyasi kararları kaldıramıyor. KTHY biraz daha siyasetin dışına itilirse şahsi fikrimce şirket kendini daha iyi toparlar ve hayatını devam ettirir. Dünyada artık özelleşmemiş hiçbir şirket yoktur. THY dahil pek çok şirket özeldir. Şu anda THY’na Türkiye’deki hükümetin en ufak bir telkini en ufak bir uyarısı yoktur. Şu anda personel alımları bile bağımsızdır. Baktığımız zaman 7 sene de THY’nin nereden nereye geldiğini görüyoruz. Dünyada artık devletin işlettiği bütün şirketler batma noktasında. Benim kanaatim bu şirket derhal özelleştirilmeli. KTHY’ndaki bazı iş adamları bir araya gelerek bu şirketi almalı ve yönetmeli. Şirket bir noktada borçlarını sıfırlayabilir biri bunu üstlenir ya da en kötü ihtimalle tasfiyeye gidilir ve yeni bir şirket kurulur. O şirkette artık özel şirket olur ve siyasetin ya da başka herhangi bir etkinin altında kalmaz. Yoksa bu tip şirketlerin yaşama şansı olamaz ve halkın sırtına yük olmaya devam eder. KTHY şu anda operasyonundan her gün büyük paralar kaybediyor.

M. Davulcu: KTHY sizce bu haliyle nereye kadar gidebilir?

H. Topçu: Hükümetin nefesi nereye kadar yetiyorsa yani Kıbrıs Devleti’nin ona ayırdığı bütçe nereye kadar yetiyorsa oraya kadar gider. Tabii ki herkesin alacakları var ve onlarda alacaklarını tahsil etmek için uğraşacaklardır. Bunun nereye kadar gidebileceğini benim buradan planlamam ya da tahmin etmem mümkün değil. Davranış biçimlerinin ve karar alma mekanizmalarının ne olduğunu bilmiyorum. Neticede KTHY, Kıbrıs Bayrağı’nı taşıyan bir şirkettir. Hükümet bunun bir yolunu düşünmüştür diye düşünüyorum.

“İŞBİRLİÐİNE AÇIÐIZ”

M. Davulcu: Çalışanların maaşlarının borç alınarak ödendiği, yakıt ve uçuş ekibinin konaklaması konularında sıkıntılar olduğu da sıkça konuşulan bir konu. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?

H. Topçu: Şu anda yapılanlar taşıma suyla değirmenin döndürülmesidir. Bunun ne kadar döneceğini bilmiyorum. Özel bankalardan ödemeler için kredi alınması kısmı şirketin iç işlerine girer ve bu konuda benim herhangi bir bilgim ya da merakım yok. Şirketin kaynaklarını da bilmiyorum. Bildiğim tek şey şirketin borçlu olduğudur. Tam rakamını da net olarak bilmiyorum. Bu şartlarda operasyonun devam etme şansı yoktur. Operasyonun bedelini biz öder bu şirketi uçururuz deniliyorsa bu şekilde de şirket devam edebilir.

C. Kar: Bir gün borçlarından dolayı uçağın kalkmaması gibi bir durum söz konusu olabilir mi?

H. Topçu: Böyle bir durumun olacağını sanmıyorum ama olabilir de. Böyle bir durum olsa önceden tebliğ edilir. Herhangi bir havaalanına borcunuz varsa size hizmet verilmez. Her türlü şey olabilir ama dediğim gibi bunu şu anda kestirmek mümkün değil.

M. Davulcu: Yeniden KTHY ve THY arasında bir işbirliği sağlanabilir mi?

H. Topçu: Böyle uçak sayısı az olan şirketlerin büyük bir şirketle operasyon yapması her zaman avantajınadır. Daha önce KTHY ile yaptığımız işbirliğine göre Kıbrıs’tan alınan bir biletle THY’de binebiliyordunuz bunun karı bilet KTHY ofisinde satıldığı için orada kalıyordu ya da KTHY ofisinden satılan bir biletle Kıbrıs’a ya da herhangi bir şehre KTHY ile gidilebiliniyordu. İki taraf arasında frekanslar ayarlanıyordu ve gereksiz uçuşlar olmuyordu. Büyük şirketin rezervasyonundan yararlanılıyordu böylelikle rezervasyon fiyatları düşüyordu. Bakımlarından faydalanılıyordu. Avrupa’da bile şu anda hava yolu şirketleri büyük bir şirketin altında ya da yanında yer alma durumundadır. Bahsettiğim gibi Kıbrıs bize ihtiyaç duydukça biz elimizden gelen yardımı yaparız.

 

İlgili Makaleler

- Corendon -spot_img

Son Dakika