TSK’nın açıklaması gündemi alt üst etti.
22 Haziran 2012 tarihinde, Doğu Akdeniz’de, uluslararası hava sahasında, görev uçuşu yaparken Suriye tarafından düşürülen RF-4 uçağıyla ilgili kriminal inceleme devam ediyor. İnceleme Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı tarafından yapılıyor.
Genelkurmay Başkanlığı hazırlanan raporu kamuoyu ile paylaştı. Raporun en dikkat çekici cümlesinde basının kafası karıştı ve uçak kazayla mı düştü manşetleri atılmaya başlandı.
KEŞKE DÜŞÜRMESEYDİK
Suriye Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Cihad Makdisi uçağın düşürülmesinin ardından üst üste yaptığı açıklamalarda Türk Jeti’ni yanlışlıkla düşürdüklerini ifade etmişti. Son olarak Devlet Başkanı Beşar Esad Cumhuriyet Gazetesi’ne “Keşke düşürmeseydik” şeklinde konuşmuştu.
Genelkurmay Başkanlığı internet üzerinden yaptığı kafa karıştıran açıklamasında şu sözlere yer verdi.
“Malzemeler üzerinde petrol türevi herhangi bir yangın başlatıcı ve hızlandırıcı madde profiline, organik ve inorganik patlayıcı madde artığına ve herhangi bir mühimmata ait olduğu değerlendirilen bir bulguya rastlanmamıştır".
SURİYE NASIL DÜŞÜRDÜ?
Genelkurmayın açıklamasına göre RF-4 uçağı organik (örneğin nitroselüloz v.b) inorganik (sodyum, potasyum, kurşun, civa, magnezyum) gibi yapısında patlayıcı madde bulunan unsurlarla düşürülmedi. Yanı sıra füze ve uçaksavarla da düşürülmedi. Peki Türk Jeti’ni ben vurdum diyen Suriye RF-4’ü nasıl düşürdü?
ELEKTRONİK HARP SİSTEMLERİ
Amerikan Ordusu’nun 2003 yılında Irak’ta elektromanyetik silahları kullandığı biliniyor. ABD bu silahlarla Irak elektronik sistemlerini bozmak ve yok etmek amacını taşıyordu. Silahlar yüksek güçte mikro dalgalarla hedefleri etkisiz hale getirebiliyordu.
Türkiye’de bu teknolojiyle bir süreden beri ilgileniyor. Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın 2011-2016 teknoloji yönetim stratejisi belgesinde Elektronik harp sistemleri Radyo Frekansı/ İnfrared (kızılötesi)/lLazer/ Elektro Optik ve akustik yanıltma sistem teknolojileri’nin yanı sıra yönlendirilmiş enerji silah teknolojileri yer alıyor.
KALICI KÖRLÜK YAPIYOR
RF-4’ün düşürüldüğü anda rotası Suriye değildi. Ancak uzmanlara göre pilot çarpma anındaki şok ile rotasını değiştirdi ve uçak Suriye karasuları içine düştü. Doğrudan enerjili silahların özelliklerinden biri tahrip edici ışık etkisiyle kalıcı körlüğe neden olması. Uçağın füze, uçaksavar ve patlayıcı unsurlarla düşürülmediğinin açıklanması yeni teknoloji silahların bu olayda kullanılıp kullanmadığını gündeme taşıdı.
Suriye bu teknolojiye sahip değil. Ancak Rusya ve Çin’in bu silahlara büyük yatırımlar yaptığı biliniyor.
DÜŞÜRÜLDÜĞÜ İDDİA EDİLEN
Genelkurmay’ın açıklamasında yer alan, ancak gözden kaçan bir başka konu ise “Suriye resmi makamlarınca kendileri tarafından düşürüldüğü iddia edilen” cümlesiydi.
Genelkurmay daha önce 7-9-10 Temmuz’da internet üzerinden yaptığı bilgilendirmelerin tamamında Suriye tarafından düşürülen ifadesini kullanırken son açıklamaya iddia edilen şeklinde yeni bir anlam kazandırması uçağın Suriye yerine bir başka ülke tarafından düşürülmüş olabileceğini akıllara getirdi.
Genelkurmay son yaptığı açıklamanın satır aralarında uçağımızın geleneksel silah teknolojileriyle düşürülmüş olma ihtimalini bir kenara bıraktı ve yeni savaş silahlarının kullanılmış olabileceğinin işaretlerini verdi. Ancak basın bu açıklamayı uçağın kaza ile düştüğünün anlatılmaya çalışıldığı şeklinde yorumladı.
PAYLAŞILMAMIŞ BİLGİ
Başbakan Erdoğan’ın, bir günlük çalışma ziyareti kapsamında sürpriz bir şekilde 18 Temmuz’da Moskova’ya gidecek olması, henüz kamuoyu ile paylaşılmayan çok önemli bilgilerin olduğu izlenimi veriyor.
Uçağın düşürülmesine ilişkin herhangi yeni bir açıklamanın başbakanın Rusya’dan dönüşüne kadar yapılmayacağı değerlendiriliyor.