spot_img
spot_imgspot_img
11.9 C
İstanbul
Cumartesi, 20 Nisan 2024

Dengede Olmak, Dengede Kalmak

Seçtiklerimiz

Dengede Olmak, Dengede Kalmak

Aristo’dan bu yana filozoflar “denge”’yi bir erdem olarak görmüşlerdir. Çok genel anlamıyla herhangi bir konuyu değerlendirdiğimizde çok az seviye de çok fazla seviye de zayıflık olarak görülebilir. Dengede olmak, optimal noktayı yakalamakla mümkündür. Bu konu duygu dünyamız için de geçelidir. Akılcı beyin ile duygusal beynin dengede olması tercih edilir

Duygularla mantık arasında denge kurmak için dikkat edilmesi gereken konuları şöyle sıralayabiliriz; bilişsel tahrifat, düşüncesizlik kontrolü, memnunluğu erteleme, duyguları yok saymak.

Bilişsel Tahrifat:

Duygular gerçekliği, görüşümüzü etkileyebiliyor hatta tahrifata uğratabiliyor. Bunu sözler ile ifade ediyoruz. “Öfke gözünü kör etmiş” gibi.

Bazen düşünceleri, biliş sistemini, duygular etkisi altına alır ve kişi gerçeklerden uzaklaşır. Bu durumlarda kişi dengeyi kaybedebilir. Bilişsel çarpıtmalara benzer durumların etkisi görülür.

  • Duygusal muhakemenin yönü sonuçları etkiler. Başarısız olacağını düşünen bir kişinin başarısız olması.
  • Bazen duygularımızın esiri oluruz. Başka türlü (daha akılcı) davranabileceğimiz halde kendimizi duygularımıza kilitlenmiş buluruz.
  • Her şeyi olduğundan iyimserce ya da kötümserce görebiliriz. Bir küçük problemi afet olarak görebiliriz. Ya da sevineceğimiz bir olayı üzüleceğimiz bir olaya çevirebiliriz.
  • Daha önce yaşadığımız hataları hep tekrarlayacağımızı sanırız. Her şeyi unutuyorum, her zaman yeniliyorum, ya da hep mutsuzum gibi.

Düşüncesizlik Kontrolü

Düşüncesizlik kontrolü, duygusal zekâ konusunda önemli kavram. Duygularımızı aklımızı kullanarak dengelemek, olaylara hazırlıksız dalmamızı sağlar. Olaylardan gereksiz yere çok korkmamızı engeller. Yüksek duygusal zekâlı kişi, duygusal tepkiler vermek ya da durumları göz ardı etmek yerine kendi gözlemlerini kullanır.

Duyguları Bastırmak:

Duyguları aklı kullanarak dengelemeye çalışmak kişinin zaman zaman olaylara hazırlıksız yaklaşmalarını durumu açıkça anlayamamalarına sebep olabilir. Bu durum kişinin süreci etkin yönetebilmesine fırsat vermez.

Memnuniyeti Erteleme:

Duygularla mantığı dengelemek aynı zamanda mutluluğu erteleme yetisine de işaret eder. Bir işe başlarken başarmak için uzun saatler gerekir ama gelecek ödül çok büyüktür ve beklemeye değer. “Memnuniyeti Erteleme” konusuna ışık tutacak popüler bir çalışma vardır. Literatürde “Marshmallow Testi” olarak geçer. Çalışma 1960’lı yıllarda Stanford Üniversitesi’nin öncülüğünde gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışma sonrası hazzı erteleme becerisine sahip bireylerin yaşamın diğer alanlarında diğerlerine nazaran daha başarılı oldukları ortaya konmuştur. Günümüzde bu araştırma sonuçları tekrar tartışmaya açılmıştır. Sonuçların yeterli olmadığı öne süren bilim insanları vardır.

Duyguları Yok Saymak:

Eğer kişi duyguları önemsemiyorsa, mantıkla dengeleyeceği bir şey yok demektir. Eğer sadece mantığa dayalı kararlar veriyorsa ya da ilişkiler kuruyorsa, hayatta birçok zevkten mahrum kalıyor demektir. Duygularından uzak insanlar, duygusal yakınlıktan, hassasiyetten de paylarını alamazlar. Duygularıyla temas halinde olmayan kişiler başkalarının duygularını da bilemez anlayamazlar. Birçok durumda iletişim, ilişkiler ve sonuçları konusunda olumsuzluklar yaşanabilir.

Stephen R. Covey tarafından sıkça kullanılan bir kavram vardır. “Anla, Yap, Kazan”. Bu doğrultuda kişisel ve ekip olarak bakıldığında “denge” konusundaki farkındalık kişiye dengede kalmak konusunda önemli ipuçları verir. Bunun sonrasında farkındalık, düşünceleri kontrol ve etkin ilişki yönetimi becerilerini getirecektir. Buradaki farkındalık en basit haliyle kişisel ve sosyal farkındalık olarak algılanmalıdır.

Duygulara yok sayma ve duyguları bastırma konusunda “Kenya Havayolları 507 Sefer Sayılı Uçuşu” bazı yönleri ile dikkat çekicidir.

Kenya Havayolları 507 Sefer Sayılı Uçuşu (5 Mayıs 2007)

Yardımcı pilotun uçuşun ilk safhasında kaptanın kendisine hitap şekli ve söylediği sözlerden (duyguları yok saymak) olumsuz etkilendiği (duyguları bastırmak) görülmektedir. Yardımcı pilot tarafından bakıldığın;

* Bir tarafta duygular dünyası; yardımcı pilot, incinmiş, kırılmış, üzgün ya da kızgın hissetmiş olabilir. Hatta bu durum onu strese sokmuş olabilir.

* Diğer tarafta ise her ne olursa olsun uçuşun emniyetli olarak yürütülmesi ve tamamlanması gerçekler dünyası olarak ifade edilebilir.

Kişinin bunların farkında olarak aradaki dengeyi yakalaması görevini profesyonelce tamamlaması kendisinden beklenendir.

Sözün özü;

Brifingde, kokpitte, kabinde, bakımda, havacılıkla ve yaşamla ilgili tüm süreçlerde aslında hayatın her noktasında duygular dünyası ve gerçekler dünyasının farkında olmak, yaşam içerisinde dengeyi sağlamak önem kazanmaktadır. Denge konusu “Duygusal Zekâ” konusunda kilit özelliktir. Bu konudaki farkındalığı geliştirmek duygusal zekânın her bileşeni ile ilgili olarak kişinin kendini geliştirmesi ile mümkündür.


Kaynaklar:

  • Walter Mischel “Marshmallow Testi” 2016
  • Steve Hein www.eqi.org

İlgili Makaleler

- Corendon -spot_img

Son Dakika