Devlet Hava Meydanları İşletmesi(DHM) Genel Müdürlüğü`nün hava limanlarını hizmet kapısından ziyade aldığı vergilerle gelir kapısı olarak görmesi birçok meydanın kapasitenin altında çalışmasına sebep oluyor. Tarifelerde yaptığı kısa süreli indirimlerde bu anlamda çok fazla bir anlam ifade etmiyor.
DHMİ, tarifelerde yaptığı indirimlerle küçük ölçekli hava alanlarında uçak ve yolcu trafiğinin arttırılması, daha fazla yolcuya hizmet verilmesini amaçlıyor, ancak Esenboğa ve Adnan Menderes gibi bazı meydanların kapasitesinin altında çalışmaması için çok daha özel ve sürekliliği olan teşvikler gerekiyor. Mesela yolcu başına alınan 15 euro seviyesindeki vergilerin gözden geçirilmesi gerekmez mi?
İstanbul`da Atatürk Havalimanı kapasitesinin limitlerinde hizmet verirken, yeni merkezlerin oluşması yönünde bazı meydanların özel destekle teşvik edilmesi gerekir. Türkiye`nin Ankara ekseninden doğuya olan uçuşları için yeni bir merkez gerekiyor. Bu da tarifelerdeki kısa süreli indirimlerle olmayacağına göre daha özel çalışmalar gerektiriyor. DHMİ uygulayacağı teşviklerle ilk etapta Hazine`ye aktaracağı rakamlarda bir düşüş olabilir, ancak uzun vadede devletin bütçesine girecek paranın katlanarak artacağı unutulmamalı…
ÇİN YAPIMI UÇAĞA GÜVENİLİR Mİ?
Uçaklara ayakta yolcu alınacağına dair haber geçen hafta medyanın gündemindeydi. Konu, sanki her şey tamamlanmış, ABD Federal Havacılık Dairesi ve Avrupa Sivil Havacılık Otoritesi(EASA) onay vermiş ve uçaklara ayakta yolcu alınacak gibi lanse edilmişti. Peki, işin aslı neydi ve bu gelişme nasıl olabilir?
Düşük maliyetli havayollarının öncüsü Ryanair`in patronu Michael O`Leary, aynı uçaklarla daha fazla yolcu nasıl taşınacağına kafa yorup, kendince bir parlak fikir ortaya atmış. Boeing`den de yolcuları ayakta seyahat ettirmek için özel tasarım talep etmiş. Buraya kadar normal, ancak sonrası da var. Çünkü uçak üreticilerinin yeni tasarımlarının havacılık otoriteleri tarafından onaylanması gerekiyor. Bunun içinde ciddi araştırmalar, testler lazım. Ayaktaki yolcunun acil durumlarda nasıl sabitleneceği ayrı bir tartışma konusu.
Maliyetleri düşürmek isteyen Ryanair`in bu fikrine en sıcak tepkiyi vermesi gereken ise Çin. Çin yapımı Airbus`ı havalandı. Çin`in tasarlayıp, ürettiği ARJ 21 de test uçuşlarını yapıp, sipariş toplamaya başladı. Çin`in hem nüfusu fazla hem de bölgesel de olsa yeni bir yolcu uçağına kavuştu.
THY Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin`in, `Bize önerilen uçaklar 60, 70 koltuklu jet uçaklar. Bu konuda yapılan önerileri hem THY`nin iş modeline hem de Türkiye pazarına uygunluğu yönünden değerlendireceğiz` açıklamaları abartılarak verildi. Kamuoyunda, THY`nin Çin uçağı alacağı havası oluştu. Bana gelen eleştiriler ise `Çin uçaklarına güvenilir mi?` şeklinde oldu.
Evet güvenebilirsiniz, ayakta bile uçarsınız….
Sarkozy Airbus`ı yaktı
Yemen Havayolları`na ait Airbus A310 tipi uçağın Hint Okyanusu`na düşmesinin ardından Fransa tarafından yapılan açıklamalar iki ülkeyi karşı karşıya getirdi.
Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy`nin, `Bu havayolunun başka ülkelere yolcu taşımaması için küresel anlamda almamız gereken tedbirler var. Biz Fransa`da gereken önlemleri alacağız` şeklindeki açıklaması Airbus`ın iyi bir müşterisi olan Yemen Havayolları`nı kızdırdı.
Yapılan açıklamaları ve Airbus`ın kendisine destek olmamasını gerekçe gösteren Yemen Havayolları, daha önce verdiği 2 milyar dolarlık 10 adet A350 siparişini iptal etmekle tehdit etti. Airbus ise kazadan sonra istenen tüm desteğin Yemen Havayolları`na sunulduğunu açıklamakla yetinildi.
Hint Okyanusu`nda meydana gelen kazada 66`sı Fransız olmak üzere 153 kişi hayatını kaybetmişti. Fransa, kazadan dolayı Yemen Havayolları`nın tüm Avrupa`da kara listeye alınabileceğini belirtmişti. Kazadan sonra Yemen Havayolları`nın güvenirliliği sorgulanmaya başlanırken, uçakta hiçbir teknik arıza olmadığını savunan şirket yetkilileri, medyayı kendilerine karşı yargısız infaz yapmakla suçlamıştı. Uçağın düşme sebepleri arasında ise bölgedeki kötü metereolojik şartlar gösteriliyor.