ITA Airways’ta Motor Krizi: 22 Uçak Yer Hizmetine Alındı, 150 Milyon Euro’luk Kayıp Kapıda
İtalya merkezli ITA Airways, havacılık endüstrisinin kritik noktalarından birinde yer alan motor üreticisi Pratt & Whitney tarafından geliştirilen GTF (Pw1000G) turbofan motorlarında tespit edilen üretim kaynaklı arızalar nedeniyle 22 uçaklık filosunu yer hizmetine almak zorunda kaldı. Bu durum, şirketin operasyonel kapasitesinde önemli bir daralmaya yol açarken, uzun vadede yaklaşık 150 milyon euro’luk finansal zarar öngörülüyor.
Krizin Kaynağı ve Etkiler
Söz konusu motor arızaları, üretim sürecindeki kusurlar nedeniyle kritik bileşenlerin çatlama riski taşımasıyla başladı. İlgili motor ailesiyle uçan ITA Airways, aktif filosunun yaklaşık %28’ini yer hizmetine almak durumunda kaldı.
Şirketin kendi açıklamalarına göre, günlük kayıplar yaklaşık 82 000 euro olarak hesaplanıyor ve mevcut tahminler, 2030 yılına kadar toplam zararın 150 milyon euroya ulaşabileceğini gösteriyor.
Ağır Operasyonel Darbe
22 uçaklık durdurma kararı, ITA Airways’in hem kısa hat hem iç hat uçuşlarında kapasite sıkıntısı yaşamasına neden oldu. Araç tipi olarak A220-100/A220-300, A320neo ve A321neo gibi yeni nesil uçaklar etkilenmiş durumda.
Tazminat Hazırlıkları ve Hukuki Süreç
Şirket yönetimi, Pratt & Whitney’e karşı tazminat davası hazırlığı içinde olduğunu duyurdu. Ayrıca motor üreticisi, ilgili GTF motor grubunda arızalı durumları 2026 sonuna kadar çözmeyi hedeflediğini ifade etti.
Havacılık Sektörü İçin Sinyaller
Bu kriz, sadece ITA Airways için değil, GTF motor kullanan pek çok operatör için “yeni nesil motor teknolojilerinde risk” uyarısı anlamına geliyor. Havayolu şirketleri bakım, parça tedariki ve uçuş planlamasında beklenmedik aksaklıklara karşı hazırlıklı olma gerekliliğiyle karşı karşıya.
ITA Airways’in yaşadığı bu kriz, havacılık sektöründe güvenilirlik, bakım sistemleri ve tedarik zinciri konularının operasyonel sürdürülebilirlik açısından ne kadar hayati olduğunu göstermektedir. Özellikle modern uçaklarda kullanılan ileri motor teknolojilerinin arkasındaki bakım altyapısı ve üretim kalitesi, uçuş güvenliği kadar işletme verimliliği için de belirleyici hale gelmiştir.
