Geçtiğimiz cumartesi günü Kuzey Kore’nin 69 yaşındaki lideri Kim Jong-İl hayatını kaybetti. Spiker, devlet televizyonundan ölüm haberini gözyaşları içinde okurken, halk da liderinin ardından büyük üzüntü duydu. Kim, uçak fobisi olduğu için yurt dışı ziyaretlerden mümkün olduğunca kaçan biriydi. Hatta 2001 yılında Moskova’yı ziyaret etmesi gerektiğinde, bütün yolu iki ayda trenle giderek herkesi şaşırtmıştı.
Birhan Keskin: Şair Birhan Keskin’in babası Türk Hava Yolları’ndan işçi emeklisiymiş. Çok binmiş zamanında uçağa; ama en son 1998’de kapatmış o defteri. Son uçak yolculuğu için "Eziyet gibiydi." diyor ve ekliyor: "Bir yerden bir yere giderken kendime bu kadar eziyet edeceğime, gitmeyiveririm, olur biter. Bence aklı başında olan herkes uçağa binmekten korkar."
Suat Kaya: Galatasaray’ın eski futbolcusu Suat Kaya’nın da uçak korkusu meşhur. Hiç binmemiş değil; ama ne zorluklarla! Her inişten sonra bir daha asla binmeyeceğim demiş ya da bindikten sonra inmiş. Mesela babası rahatsızlandığında İstanbul’dan İzmir’e gitmek üzere eşiyle beraber 07.00 uçağından yer ayırtmışlar. Uçak havalanmak üzere piste doğru giderken durdurmuş ve uçaktan inmiş.
Uğur Vardan: "2006 yazı… Hayatta en sevdiğim sanat icra ediliyor, ne yazık ki uçaktan korkuyorum. Allah’tan otobüs denen bir icat var. Hayatımın en ilginç yolculuğuna koyuluyorum. Tam 45 saatlik serüvenin ardından Esenler’de sabah başlayan hikâye, ertesi gece 01.00 suları Münih’te bitiyor. Dünya Kupası 2006 heyecanı içinde yaptığım bu yolculuk önce Yunanistan, ardından gemiyle İtalya’ya, peşi sıra Avusturya ve nihayet hikâye Almanya’da sonlandı." Bu satırlar futbol ve sinema eleştirmeni Uğur Vardan’ın dünya kupasına otobüsle gidişini anlatan satırlar.
Volkan Konak:
Uçaktan korktuğu için her yere karavanıyla gidiyor. Avrupa’ya bile karavanla gitmişliği var. Hiç olmadı otomobille gidip orada karavan kiralıyor. Üstelik yılda ortalama 150 bin kilometre yol yapıyor. Uçakta özgürlüğünü kaybettiğini düşünüyor o. Bir silindire biniyor, hiç tanımadığı insanlar etrafında, önünü görmeden gitmek canını sıkıyor. Bir nevi kendisi kullanmadığı için tercih etmiyor uçağı. Garip olan da aynı yere şoförü uçakla giderken onun karavanla gitmesi.Çok acil durumlarda zoraki de olsa biniyor uçağa. Ama tedavi olmayı düşünmemiş hiç.
"Zira bu benim özel tercihim." diyor.
Korkudan gidilmeyen maçlar
Uçak fobisini psikiyatrlar, bir nesneden bilinçli kaçınmaya neden olan mantık dışı korku olarak tanımlıyor. Aslında korkunun temelinde yatan uçağa binmek değil, uçak kazası yapma düşüncesi. Uçağa bindiğini düşünen kişi, başkaları tarafından fark edileceği, kontrolünü kaybedeceği ya da öleceği kaygısını yoğun olarak yaşar. Bu korkunun tedavisi elbette mümkün ancak kişinin korkuyu yeneceğine inanması lazım. Sema Hastanesi psikiyatri uzmanı Dr. Işılay Yatkın, ilaç ya da psikoterapi teknikleriyle tedavinin mümkün olduğunu söylüyor. Yatkın, fobiye rağmen uçağa binilmesini öneriyor. Ancak önce tedavi olunmalı. Aksi takdirde korku artırılabilir. Uçuş güvenliği konusunda bilgi sahibi olmak da korkuyu azaltan etkenlerden. Yatkın, fobilerin toplumun yüzde 10’unda görüldüğünü de ekliyor.




