İşte o uçak kazası bizde olsaydı şu anda ölü sayısı 9-10’larda değil 100’lerle hatta çok daha fazla rakamlarla ifade ediliyor olacaktı. Akisini iddia edenlerin boş bir alana değilde yerleşim yerine düşen bir uçağın görüntüsünü tahayyül etmeleri yeterli…
Peki bu durumun sorumlusu kim?
Aslında doğru soru “sorumlu kim” olmasa gerek. Çünkü Atatürk Havaalanı 1953 yılınra inşa edildiğinde en yakın yerleşim yerine 19 km uzakta bulunuyordu. Ancak İstanbul diğer şehirlere göre çok daha hızlı büyüdüğü için 1980’lere gelindiğinde havaalanı şehrin içinde kaldı.
Peki çözüm nedir?
En radikal çözüm elbetteki mevcut havaalanını şehrin dışına taşımak. İkinci ve daha uygulanabilir olan çözüm ise buradaki yoğun trafiği azaltmak. Kurtköy’de inşa edilen Sabiha Gökçen Havaalanı’da zaten bu nedenle yapılmıştı. Ancak gelinen noktada Atatürk Havaalanınının trafik yükünü azaltmakta başarılı olamadı. Şimdilerde Silivri’de yeni bir havaalanı düşünülüyor. Bu proje hata geçirilir ve Yeşilköy’deki trafik Kurtköy ile Silivri’de yapılacak olan havaalanına dağıtılırsa sorun bir nebze çözüme kavuşur. Ancak yoğunluk ne kadar azalırsa azalsın risk her zaman olacak.
Batıda alternatif havaalanları var
Batıda da bir çok ülkede havalimanının çevresi, İstanbul’daki gibi yerleşim alanlarıyla çevrili. Fakat bu kentlerde alternatif 2-3 havaalanı daha bulunuyor. İngiltere, İtalya, Fransa ABD’nin metröpol kentleri bunun örnekleriyle dolu. (Zaman Online/Editör)