spot_img
spot_imgspot_img
18.2 C
İstanbul
Cuma, 4 Ekim 2024

Harabe manastırı turizme kazandırıldı

Seçtiklerimiz

Giresun Müzesi Müdürü Güleç: "Manastırın tüm birimleri tek tek elden geçirilerek restorasyonu tamamlandı, kısa bir süre sonra tamamen ziyarete açılacak manastırı şimdi de ziyaret etmek mümkün"

Mağara içerisinde yer alan tarzda Türkiye’nin en büyük ikinci manastırı olan ve bir süre önce restorasyonu tamamlanan Meryem Ana Manastırı, ziyaretçilerini bekliyor.

Şebinkarahisar ilçesindeki Kayadibi köyünde kayalık bir tepedeki doğal mağara içerisine inşa edilen ve Ortodoks Rumlar tarafından kullanılan Meryem Ana Manastırı, restore edilerek turizme kazandırıldı. Yürüyerek yaklaşık 20 dakikada ulaşılan manastırın yapısı dört kademeden oluşuyor.

Giresun Müzesi Müdürü Hulusi Güleç yaptığı açıklamada, Meryem Ana Manastırı’nın, restorasyonu öncesinde harabe bir halde olduğunu söyledi.

Manastırın, 1924’te terk edildikten sonra 1960 ve 1970’li yıllara kadar uzun süre tahribata uğradığını anlatan Güleç, şunları kaydetti:

"Burası 1986 yılında keşfedilmiş ancak koruma altına alınamamıştı. Daha sonraki yıllarda Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca koruma altına alınarak 2006 yılında restorasyon projesi hazırlandı. 2011 yılında ödenek çıktı, restorasyona başlandı. Daha önceden patika bir yoldan gidilerek ulaşılıyordu, çok zordu, öncelikli yolunu yaptık. Manastırın tüm birimleri tek tek elden geçirilerek restorasyonu tamamlandı, kısa bir süre sonra tamamen ziyarete açılacak manastırı şimdi de ziyaret etmek mümkün. Geçtiğimiz günlerde de geçici kabulü yapılarak Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bize teslim edildi."
Dört kademeli bir yapı

Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Gazanfer İltar ise manastırın yüksek bir tepedeki kayalık bir alanda bulunan doğal mağara içerisinde yer aldığını belirterek, "Dört kademeli bir yapılanma söz konusu. Birinci kademesi mağaranın hemen önünde, girişinde yer almakta ve burası Meryem Ana Manastırı’nın bahçesi şeklinde olup, bahçede kutsal ayazma çeşme sarnıç mezar yapısı gibi birimler bulunmakta" dedi.

Diğer üç kademenin ise üç katlı bir yapılanma gösterdiğini dile getiren İltar, "Tamamen mağara içerisindedir. Üç bölümün birinci katında kabul salonu, mutfak, yemek odası, ocak gibi birimler bulunur. İkinci katında keşiş odaları ve büyük bir teras yer alır, üçüncü katında ise manastırın vazikel planlı kilisesi yer alır. Manastır 27 bin 500 metrekaredir " ifadelerini kullandı.
Fener Rum Patrikhanesi manastırı satın almak istedi

Manastırla ilgili son belgenin Başbakanlık Osmanlı arşivinde yer aldığını aktaran Gazanfer İltar, şöyle konuştu:

"Manastırın baş papazı konumundaki Kominos Yuvanikyos öldüğü için o dönemin kanunları gereği bilavelet ölen gayrimüslimlerin mal varlıkları hazineye bırakılıyordu. Dolayısıyla Kominos Yuvanikyos öldükten sonra manastır da devlet hazinesine kalıyor. Daha sonra Fener Rum Patrikhanesi’nin Dahiliye Nezareti’ne uygun bir fiyatla tekrar manastırın kendilerine devredilmesi için bir yazısı var. Bu yazı Osmanlı arşivlerinde manastırla ilgili bilgi veren son belgedir."

İltar, manastırın Osmanlı döneminde de faal bir durumda olduğunu belirterek, "1890’lı yıllarda Osmanlı arşivinde kayıtları söz konusudur. Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlı yapılar grubudur. Yapı 1. Dünya Savaşı’nın akabinde yavaş yavaş terk edilmiş ve 1924’teki mübadeleyle tamamen terk edilmiştir" dedi.

İlgili Makaleler

- Corendon -spot_img

Son Dakika