spot_img
spot_imgspot_img
22.5 C
İstanbul
Cumartesi, 27 Temmuz 2024

Erdal Dursun ile Dobra Dobra Röportaj

Seçtiklerimiz

– Başarılı ve genç bir adaysınız, lütfen kısaca kendinizden bahseder misiniz?

 

05 Ekim 1984 Bursa doğumluyum. Doktora eğitimini tamamlamış elektronik yüksek mühendisiyim. Çalışma hayatıma Bilkent Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesinde başladım ve devamında Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nde yaklaşık 5 yıl süreyle teknik denetçi olarak bilfiil havacılık faaliyetlerinin tetkik ve kontrol süreçlerinde bulundum. Ardında Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nde Havacılık Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü görevini yürüttüm. Müteakiben sırasıyla doktor öğretim üyesi olarak İstanbul Rumeli Üniversitesi ve İstanbul Esenyurt Üniversitesi’nde Genel Sekreterlik, Yüksekokul Müdürlüğü ve Enstitü Müdürlüğü görevlerini üstlendim. Geleceğimiz teminatı olan genç havacılar yetiştirdim ve sektöre kazandırdım.


– Niçin Türk Hava Kurumu (THK) başkanlığına aday olmayı düşündünüz?


Kurumdaki bu kötü gidişata “dur” demek için Genel Başkanlığa adaylığımı açıkladım. Türk Hava Kurumu’nun içerisinde bulunduğu ekonomik, idari ve işgücü yapısı dikkate alındığında sürdürülebilir nitelikte olmadığını rahatlıkla söylemek mümkün. Ciddi bir borç krizi, faaliyet zararı ve bütçe açığı Kurumun geleceğini ipotek altına almış durumda; herhangi bir şekilde kımıldanılması mevcut yapıda mümkün değil. Mevcut yönetim liyakatsiz bir insan kaynakları politikası izliyor, kaynakları etkin ve verimli bir şekilde kullanamıyor, iş geliştiremiyor ve gelir getirici faaliyetler yürütemiyor. Kurumun enerjisini ve potansiyelini kullanamıyor. Özellikle Kurumun kira geliri sağlayan değerli gayrimenkullerini satıyor ve yenilerini satmak için gelecek döneme yönelik planlamalar yapıyor.

 

Çünkü Türk Hava Kurumu’nun hâlihazırda uygulanmakta olan gayrimenkul satışına dayalı idare şekliyle bir dönem daha ayakta kalma takati kesinlikle yok. İş geliştirmek ve gelir getirici faaliyetler yürütmek yerine özkaynakların ve taşınmaz envanterinin tasfiye edilmesi sürdürülebilir bir yöntem değildir. Bu gidişatı değiştirmek ve profesyonel bir yönetim dönemi oluşturmak için Kurumun 45’inci Büyük Genel Kurulu son şans niteliğinde.

 

Bizler, görevdeki mevcut yönetimle Kurumun hiçbir zaman başarıya ulaşamayacağı kanaatindeyiz çünkü geride bıraktığımız yıllar bunu herkese tüm çıplaklığıyla gösterdi. Faaliyetlere, çıktılara, finansal göstergelere ve performans parametrelerine baktığımızda sonuç maalesef hüsran olarak karşımıza çıkıyor. Kurumun bu kriz ve kaos ortamından kurtulmasının yegane alternatifi bizleriz. Güçlü, azimli, kararlı ve katılımcı bir yönetim anlayışıyla ve 24 saat çalışma esasına dayanan bir işgücü temposuyla bu darboğazı aşacağız. Özellikle finansal krizin aşılması amacıyla dünyanın en büyük finansal yapılarıyla prensipte anlaştık, ihtiyacımız olan tek şey yönetime gelebilmek. Sonrasında tüm kapıların Kurum için nasıl açıldığını, kaynakların nasıl seferber olduğunu hep birlikte göreceğiz.

 

2017 yılı Ocak ayında basına servis edilen “THK’yı borç batağından Cumhurbaşkanımız kurtaracak, Cumhurbaşkanımız THK’ye el uzattı, Cumhurbaşkanımızın desteğiyle kamu bankalarından borçlar yapılandırılacak, uçak biletlerinden şans oyunlarından pay alınacak” şeklindeki gerçekle hiçbir ilgisi olmayan söylemler ve kıymetli Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın isminin bu “uydur gitsin, reklamın olsun” sistemine dâhil edilmesinin sonuçlarının ne olacağını bizler ilk günden beri biliyorduk; şimdi bugün siz de tüm çıplaklığıyla görmektesiniz.

 

Nihayetinde bu Kurumda hepimizin bir katkısı var, tüyü bitmemiş yetimin hakkı var,  burayı sahipsiz bırakmamak gerekir. Genel Başkanlığa adaylığımızı açıklamak suretiyle bizler de sahipsiz bırakmayanlardanız. Avazımızın çıktığı ölçüde sesimizi yükselteceğiz, bu gidişata “dur” diyeceğiz ve Türk Hava Kurumu’nu hak ettiği yere getireceğiz.

 

– Türk Hava Kurumunun son üç yılındaki finansal başarısızlığının altındaki sebepler nelerdir?


Türk Hava Kurumu, İktisadi İşletmesi, Vakfı, Vakfa bağlı ticari kuruluşları ve Üniversitesi şuan yönetilememenin etkisiyle çok ciddi zarar etmekte ve bu zarar gün geçtikte katlanarak artmaktadır. Kimse bu gidişata dur diyememektedir. Bu durum en önemli sebebi; kurum bütçesinin gayrimenkul satışı üzerine kurulmuş olmasıdır. Gelir getirici faaliyet çeşitlendirmesi yoktur. Şuan içerisinde bulunduğumuz otelin öyle bir anlamı var ki, tahmin bile edemezsiniz. Özellikle Sağlık Bakanlığına verilen ambulans helikopter ve Orman Genel Müdürlüğüne verilen yangın söndürme uçağı hizmetlerinde Kurum ciddi kayıplar ve zararlar etmektedir. Üstüne üstlük tecrübeli uçucu personelin ilişiği kesilerek süreç ilerleyemez bir hale getirilmiştir.


– Kurumda kriz devam ediyor mu veya kurum hala borç batağında mı?

 

Kurum borç batağındadır ve Türk bankaları nezdinde itibarı sıfırdır. Kurum borçları mevcut yönetim döneminde katlanarak artmıştır. Özellikle döviz cinsinden yapılandırılan mevcut krediler ve çekilen yeni krediler kurumu işin içinden çıkılamaz bir hala sokmuştur. Genel Kurul öncesi seçime katılacak delegelere gönderilen finansal raporlar kitapçığı tam bir fiyaskodur. Tamamı hatalı veya manipüle edilmiş verilerle doldurulmuştur, amaç delegeyi yanıltmaktır. Buna izin verilmemelidir.

 

– Türk Hava Kurumu geleceği konusunda ne düşünüyorsunuz?

 

Türk Hava Kurumu’nun mevcut genel başkan ve yönetimiyle bir dönem daha dayanma takati kalmamıştır. Resmen iflas etmiştir. Hiçbir proje üretemeyen, hiçbir faaliyet geliri elde edemeyen, sadece borç yapan ve yaptığı borca karşılık gayrimenkul satan bir mekanizma haline dönüşmüştür. Bu gayrimenkullerin tamamı havacılık sevdalısı kişilerin vefatından önce bağışladıklarıdır. Kurum, hepimizin bir şekilde dâhil olduğu fitre-zekat zarflarından elde edilen gelirlerle desteklenerek ihtiyaçlarını gidermiştir. Şimdilerde bu bağışlar amacına hizmet etmemektedir. Birilerinin maaş ve keyfi harcama kalemi olarak cebine girmektedir.

 

– Türk Hava Kurumunun büyümesi hususunda vizyonunuz nedir? Geleceğe yönelik ne tür plan, proje ve hedefleriniz mevcut? THK daha iyiye nasıl ulaşılabilir?

 

Seçildiğim takdirde öncelikle Türk Hava Kurumu’nun bağımsız denetim kuruluşlarınca en ince ayrıntısına kadar tetkik edilmesini ve incelenmesini sağlayacağım. Böylelikle karanlık ve kangrenli bölgeleri daha hızlı ve tarafsız şekilde tespit edeceğiz. Sonraki adım ise bu noktalara gerekli neşterin vurulması olacak. Kimin kabahati, ihmali, suiistimali varsa tüm şeffaflığıyla ortaya çıkacak. Mevcut yönetim tabiri caizse burnundan kıl aldırmasa da biz onların hatalarından da ders çıkarılmasını ve tekrar edilmemesini sağlayacağız. Ayrıca özellikle odaklanacağımız faaliyet başlıkları ve yöntemleri olacak.

 

a) Amatör ve Sportif Havacılık

 

Geçmişten günümüze havacılığa gönül vermiş amatör ve sportif havacılar, çalışmalarının tamamını esasen dernek statüsünde bulunan THK çatısı altında sürdürdüler. Ancak son zamanlarda özellikle kurumun iktisadi teşebbüsleri vasıtasıyla yürütmeye çalıştığı ticari faaliyetler nedeniyle amatör ve sportif havacılar hak ettikleri katkı ve desteği alamadıklarını düşünüyor. Özellikle kurumun amatör ve sportif havacılığı sevdirmek ve geliştirmek şeklindeki özgörevinin önemsenmesi gerektiği ve bu uğurda emek vererek ciddi yetenekler kazanan sporcuların daha fazla finanse edilerek uluslararası müsabakalarda büyük başarılar elde edileceği kanısındalar. 
 
b) Kamusal İşbirliği ve Etkin Koordinasyon Stratejisi

 

Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde kurulan Türkiye Hava Sporları Federasyonu, esasında THK tarafından yürütülen faaliyetlerin yasal çerçevesini uluslararası norm ve kriterlere göre oluşturmakla görevlendirildi. Bu modelin Türkiye’deki uygulamasına bakıldığında ise Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bünyesindeki Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün ticari sivil havacılık faaliyetlerine yönelik kural ve gerekliliklerin belirleyicisi; Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün ise uygulayıcısı konumunda olmasıyla birebir benzer nitelikte. Bu modelden hareketle hem federasyon hem de kurumun dirsek teması halinde mevcut imkân, kabiliyet, süreç ve faaliyetlerin rehabilitasyonuna odaklanmaları gerekiyor. Ayrıca; kurumun faaliyet alanlarıyla ilişkili olarak devletin ve kamu diplomasinin her kademesiyle etkin bir koordinasyon içerisinde bulunması, sınırlılıklarını yine devlet mercilerinin öncülüğünde aşması önemli. Bunun için can suyu niteliğinde samimi bir destek ortamı yaratılması ve iyi ilişkiler şart.
 
c) Küçülerek Büyüme Stratejisi

 

En önemlisi “küçülerek büyüme” stratejisini uygulayacağız. Zarar eden faaliyetleri derhal sonlandıracak, buradan elde edilecek bütçeyi, gelir getiren faaliyetlerin finansmanında ve geliştirilmesinde kullanacağız. Böylelikle karlılığı olan kalemleri destekleyerek daha fazla gelir elde edilmesini, sürdürülebilir kılınmasını ve yaygınlaşmasını sağlayacağız; kar getirmeyen kalemlerin ise Kuruma daha fazla zarar vermesinin önüne geçeceğiz.

 

d) Müteşebbis Şubelerle Büyüme Modeli

 

Bir diğer uygulamamız “müteşebbis şubeler projesi” olacak. Kurum kendisini var eden şubeler sayesinde ülke içerisindeki mevcudiyetini muhafaza ettiğinin bilincinde olacak. Genel Başkanın, kendi bölgesindeki temsilcisi olarak Şube Başkanlarının yer alacağı, devlet protokolünde göğsünü gererek “Türk Hava Kurumu mensubuyum” denilebilecek günlerin geldiği, Şubelerin kendi bütçeleri ve harcama yetkilerinin bulunacağı, iş geliştirerek faaliyet geliri elde eden müteşebbis şubelerin oluşturulmasını sağlayacağız.

 

e) Nitelikli İnsan Gücü Modeli

 

THK ve bağlı kuruluşlarının insan kaynakları yapılanmasının profesyonelleştirilmesi, liyakat esaslı bir görevde yükselme ve unvan değişikliği sisteminin kuruma kazandırılması, hükümet politikasına dönüşen “eşit işe eşit ücret” stratejisinin uygulama alınması, Türk Hava Kurumu’nun nitelikli insan gücüne kavuşturulmasının temel stratejisi olacak. Böylelikle çalışanlarda sağlanan motivasyon; verimliliği, katılımcılığı, kurumsal inanç ve aidiyeti artıracak. “Mutlu çalışan-mutlu faaliyet-mutlu yararlanıcı” ilkesiyle hareket edildiği sürece kurumsal imaj ve marka değeri gün geçtikçe artarak prestijli bir konuma gelinecektir.
 
f) Finansal Darboğazın Aşılması

 

THK’nın mevcut kısa ve uzun dönem borçlarının, takibe ve icraya giren ödenemeyen borçları nedeniyle ulusal mevzuatımız doğrultusundaki Türk bankacılık sistemi içerisinde yapılandırılması veya yeniden kredilendirilmesi şuan için mevcut gibi görünmese de; özellikle THK’nın faaliyet faydası – maliyet analizinden yeşil ışık yanan ticari imkân, kabiliyet ve uygulamalarının bir ikna unsuru olarak kullanılarak uluslararası fonlardan faydalandırılması mümkün. Finansal krizin aşılması amacıyla dünyanın en büyük finansal yapılarıyla prensipte anlaştık, ihtiyacımız olan tek şey yönetime gelebilmek. Sonrasında tüm kapıların Kurum için nasıl açıldığını, kaynakların nasıl seferber olduğunu hep birlikte göreceğiz.

 

g) Kurum İmajını Yükseköğretimle Güçlendirme Strateji

 

2011 yılında kurulan Türk Hava Kurumu Üniversitesinin havacılık alanında proje, inovasyon, girişimcilik ve bilim merkezi haline dönüştürülmesi, özellikle bölge ve dünya ölçeğinde alanının en önde gelen yükseköğretim kurumu konumuna erişmesi ve uluslararası sıralamalarda hak ettiği sıraya yerleşmesi; Kurumun da kurumsal imaj ve marka değerine çok büyük bir katkı sağlayacaktır. Bu amaç doğrultusunda oluşturulacak “müşterek görev güçleri” sorunları ve sınırları tespit ederek gerekli düzeltici-önleyici faaliyetleri zaman kaybetmeksizin devreye almalıdır.

 

h) Cumhuriyet Tarihinde Yapılmayanı Yapacağız

 

İcraatlarımızın belki de en önemlisi ise Cumhuriyet tarihinde yapılmamış olan ve Genel Kurul salonunda kürsünden açıklayacağımız Şube Başkanlarımıza yönelik iki özgün uygulamamız sonrasında yer yerinden oynayacak. Bu konuda çok iddialıyız, o gün geldiğinde sunacağız ve başaracağız. Aklımızda çok fazla özgün fikir, girişim ve proje bulunuyor. Kurumu hak ettiği yere getirmek için başarı garantili metot ve stratejilerimizi devreye sokacağız.

 

Son Sözlerim Olarak;

 

1925 yılından günümüze miras kalan nadide teşekküllerimizden Türk Hava Kurumu’nun hak ettiği şeref, haysiyet, bilimsel, şeffaf ve katılımcı yönetim anlayışına kavuşmasını sağlamak amacıyla çıktığımız yolda, sergilediğimiz kararlı duruş ve kazandıracağımız vizyonun kimilerini korkuttuğunu görmenin büyük mutluluğunu yaşamaktayız. Türk Hava Kurumu için değişimin ve yeniliğin ayak sesleri geliyor, artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.  Geçmişteki hatalarından onlar almasalar da biz ders alma erdemini göstermesini biliriz. Hayal satmayacağız, yapamayacaklarımızı vaat etmeyeceğiz, söylediklerimizi eksiksiz yerine getireceğiz. Nihayetinde bu Kurumda hepimizin bir katkısı var, tüyü bitmemiş yetimin hakkı var.  Burayı sahipsiz bırakmamak ve arpalık gibi görenlere fırsat vermemek gerekir. Genel Başkanlığa adaylığımızı açıklamak suretiyle bizler de sahipsiz bırakmayanlardanız. Avazımızın çıktığı ölçüde sesimizi yükselteceğiz, bu gidişata “dur” diyeceğiz ve Türk Hava Kurumu’nu hak ettiği yere getireceğiz.


– Adaylık sürecinde yaşadığınız problemler nelerdir?

 

Ben ve değerli ekibim bu gidişata dur demek için, tüyü bitmemiş yetimin hakkını kimselere yedirmemek için genel başkanlığa adaylığımı koydum. Ancak mevcut Genel Başkan Kürşat Atılgan beni karşısına rakip olarak almayı dahi göze alamamıştır. Genel Sekreteri Salim Kaya ve Teşkilat Müdürü Ozan Şanver ile birlikte türlü oyunlar ve usulsüzlüklerle bizleri seçim sürecinden diskalifiye etmeye çalışmaktadır. Bu yapılan suçtur.


– Okuyucularımızla paylaşmak istediğiniz son düşünceleriniz var mı?

 

Türk sivil havacılığı için çok önemli bir döneme doğru ilerliyoruz. Atatürk’ün emaneti olan ve ülkemizin en nadide teşekkülleri arasında yer alan Türk Hava Kurumu’nun 45’inci Büyük Genel Kurulunun ayak sesleri geliyor. Kurumun içerisinde bulunduğu kaotik yapının biran önce son bulması için değişim ve gelişim şart. Mevcut yönetimin yeteri süre boyunca denendiği ve bu sürecin hayal kırıklığıyla neticelendiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Artık gözler genç, dinamik, dinleyen, anlayan ve uygulayan bir yönetim arıyor. Artık gözler öneri ve fikirlerin önemsendiği bir yönetim dönemini arıyor. Aranılan yönetimin mevcut yönetim olmadığı ise su götürmez bir gerçek.
Mevcut Genel Başkan ve Genel Sekreter adeta korku imparatorluğu kurmuştur. Kendilerine biat etmeyen şubeleri tek bir kararla anında kapatmaktalar ve yerine kendi adamlarıyla yeniden şubeyi açmaktadırlar.

 

Ben buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Meclis Başkanımıza, Sayın İçişleri Bakanımıza sesleniyorum.

Artık birileri bu gidişata dur desin. Birileri bu Türk Hava Kurumu’nda yapılan hukuksuzlukları, usulsüzlükleri, kanun tanımazlıkları durdursun. Ben Erdal Dursun olarak Genel Başkanlığa adaylığımı koyduğum günden beri müfterilerin türlü oyunlara maruz kaldım. Tabiri caizse kural kaide tanımaz mafya kılıklı çetelerin kıskacında kaldım. Hesap sormak isteyen bizlerin hakları gasp ediliyor ve Türk Hava Kurumu’nun dernek statüsünde olmasından dolayı Ankara Valiliği sadece seyrediyor. Tenezzül edip herhangi bir önlem almıyor, sadece izlemekle yetiniyor.

 

İlgili Makaleler

- Corendon -spot_img

Son Dakika