JFK Havalimanı’ndan İsrail’e Silah Parçaları Taşındığı İddiası Gündeme Geldi
New York’taki John F. Kennedy (JFK) Havalimanı’nın, ABD yapımı silah parçalarının İsrail’e götürülmesinde kritik bir lojistik merkez olarak kullanıldığına dair iddialar, yeni belgelerle gündeme oturdu. Mondoweiss’ün yayımladığı iç nakliye kayıtları, JFK’nin savaş malzemelerinin gizli güzergâhında önemli bir rol oynadığını öne sürüyor.
Belgelerde, 16 Temmuz 2025 tarihinde Challenge Airlines’a ait bir Boeing 747 uçağının JFK’den kalkış yaparak 347 kilogram ağırlığında Lockheed Martin üretimi bir BRU-68 bomb release birimini taşıdığı ve rotasını İsrail’in Nevatim Hava Üssü’ne çevirdiği belirtiliyor. BRU-68, F-35 tipi savaş uçaklarının 2 bin poundluk bombaları bırakmasına olanak tanıyan bir sistem olarak biliniyor.
Söz konusu sevkiyat yalnızca tekil bir örnek değil; yayımlanan kayıtlar, Temmuz’un ilk üç haftasında en az altı farklı silah parçaları naklinin JFK’den İsrail’e gerçekleştirildiğini ortaya koyuyor. Taşınan malzemelerin arasında uçak yapısal parçaları, füze fırlatıcı destek elemanları, yakıt valfleri, mühimmat konteynerleri ve uçak cam koruyucuları gibi kritik bileşenler bulunuyor.
Rapora göre, bu tür malzemeler sık sık “uçak parçası” ya da “tehlikeli madde” gibi genel etiketlerle gönderiliyor; böylece sivil lojistik işlemleriyle karışarak kimlikleri gizleniyor. Bir hava kargo çalışanı, “Paletler gizli ya da gizli ibarelerle geliyor, normal denetimlerden geçmeden yükleniyor” şeklinde ifade verdiğini söylüyor.
İddialara göre, JFK’nin doğu kıyısındaki konumu, silah depolarına ve nakliye güzergâhlarına yakınlığı ve fazla lojistik kapasitesi, bu tür gizli sevkiyatlar için elverişli bir altyapı sağlıyor.
Uluslararası silah ihracatını düzenleyen ITAR (International Traffic in Arms Regulations) ve ABD’nin Silah İhracat Kontrol Yasası (Arms Export Control Act), özellikle insan hakları ihlalleri riski taşıyan alıcı ülkelere silah transferini sınırlandırmayı öngörse de, iddialara göre İsrail bu saldırı döneminde bazı lisans muafiyetlerinden faydalanıyor.
Amnesty International’ın askeri ve güvenlik politikaları sorumlusu, herhangi bir devletin bilerek insan hakları ihlaline zemin hazırlayan bir tarafı silahlandırmasının “soykırım ya da savaş suçu” suçlarına yardım etme boyutuna çekilebileceğini belirtiyor.
Öte yandan, bu iddialar bölgeden uluslararası sorumluluğu, şeffaflığı ve silah kontrol denetim mekanizmalarını tartışmaya açmış durumda. Bu gelişmeler, silah sevkiyatlarının sivil altyapılar üzerinden gerçekleştirilmesi olasılığına dikkat çekerken, küresel kamuoyunda yeni tartışmalar başlatabilir.
Kaynak: Mondoweiss
