Korean Air ve Asiana Airlines’a Birleşme Koşullarını İhlal Nedeniyle Milyonlarca Won Para Cezası
Güney Kore’nin rekabet düzenleyicisi, ülkenin iki büyük havayolu şirketi Korean Air ve Asiana Airlines’a, birleşme koşullarını ihlal ettikleri gerekçesiyle toplam yaklaşık 6,46 milyar won (yaklaşık 4,4 milyon ABD doları) tutarında para cezası verdi. Bu karar, şirketlerin ortak operasyonlarını sürdürürken belirlenen düzenleyici gereklilikleri yerine getirmemesi üzerine alındı.
Ne Olmuştu? Birleşme ve İhlal
Korean Air ve Asiana Airlines arasındaki birleşme, 2024’ün Aralık ayında, uzun süredir beklenen bir süreç sonucunda tamamlandı ve bu adım Güney Kore sivil havacılık pazarında büyük bir değişime işaret etti. Birleşme, rekabet endişeleri nedeniyle Korea Fair Trade Commission (KFTC) tarafından belirli şartlar altında onaylanmıştı. Bu şartlar arasında, uçak koltuk kapasitesinin 2019’daki seviyelerin altına düşürülmemesi gibi rekabeti koruyucu önlemler bulunuyordu.
Ancak düzenleyici kurumun incelemesine göre, iki taşıyıcı ortaklaşa Incheon–Frankfurt hattında koltuk kapasitesini 2019 seviyesinin %90’ının altına düşürdü. Bulgulara göre bu kapasite, söz konusu dönemde yalnızca yaklaşık %69,5 seviyesine geriledi ve bu da belirlenen şartların ciddi şekilde ihlal edildiğini gösterdi.
Cezalar ve Düzenleyici Mesaj
KFTC bu ihlal nedeniyle Korean Air’e yaklaşık 5,88 milyar won, Asiana Airlines’a ise 580 milyon won para cezası uyguladı. Bu yaptırım, düzenleyici gerekliliklerin ihlal edilmesinin sonuçlarının ciddi olacağını, şirketlerin onaylanmış birleşme koşullarına uygun hareket etmesinin beklendiğini güçlendiriyor.
KFTC’nin birleşme onayı kapsamında belirlediği çözücü (remedy) tedbirler hem yapısal değişiklikleri hem de davranışsal yükümlülükleri içeriyordu. Koltuk kapasitesi ve fiyat politikalarının belirli standartlarda tutulması, sektör rekabetinin korunması için öne çıkan gereklilikler arasındaydı.
Bu gelişme, havayolu birleşmelerinin yalnızca onay alınmasıyla tamamlanmadığını; onay sonrası süreçte belirlenen kurallara uyulmasının da piyasa dengeleri açısından kritik olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.




