Program kapsamında TAI tesislerine gelen Milli Savunma Bakanı Gönül, 3 bin 600 kişinin çalıştığı TAI’de bin 500 mühendisin görev yaptığını söyledi. Türkiye’nin askeri araç gereç ve silah üretme konusunda eski bir geleneği bulunduğunu, Osmanlı İmparatorluğu zamanında bir dönem savunma ihtiyaçlarının tamamının yurt içinden karşılandığını anlattı. Türkiye’nin NATO’ya girdikten sonra yapılan hibe yardımları nedeniyle savunma sanayisini ihmal ettiğini ifade eden Gönül, ancak 1974 yılında Kıbrıs çıkarması sırasında uygulanan ambargonun bu anlamda Türkiye’ye bir ders olduğunu, bu tarihten itibaren oluşturulan Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı sayesinde çeşitli savunma şirketleri kurulduğunu bildirdi. Bu şirketlerden birinin de TAI-TUSAŞ olduğunu belirten Gönül, bu tesislerde başta F-16 uçakları olmak üzere, insansız hava araçları, helikopter ve uydu sistemlerinin imal edildiğini ve sistem entegrasyonlarının yapıldığını kaydetti.
Türk savunma sanayinin son dönemde oldukça ileri bir seviyeye ulaştığını ifade eden Gönül, ”Buraya hangi yabancıyı getirsem, Türkiye imajını değiştirerek geri gidiyor. Türkiye’nin en ileri teknolojisi burada uygulanıyor. Şu anda Avrupa’nın en büyük nakliye uçağı olan A400M’in ortağı olarak burada üretim yapılıyor. Buna benzer müşterek projeler burada yürütülüyor. Demek ki öncelikle kendimize güvenmemiz gerekiyor, güvenince bu işleri yapabiliyoruz” diye konuştu.
Kusursuz 7 F-16’dan dördü TAI de üretildi
Dünyada bugüne kadar 3 bin 500 F-16 uçağının üretildiğini, bunlardan 7’sinin kusursuz olarak literatüre geçtiğini ifade eden Gönül, ”Uçak parçası üretiminde de yanılmıyorsam kusur payı 10 binde 2. Bu kusursuz 7 uçaktan 4’ü burada üretildi. Bu Türk mühendislerinin eseridir” dedi.
TAI’nin 2010 yılı kârı 90 milyon dolar
TAI Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı da basın mensuplarına TAI ve çalışmaları hakkında brifing verdi. TAI’nin 1984 yılında F-16’ların üretimi amacıyla kurulduğunu anlatan Dörtkaşlı, kuruluşunda yabancı ortaklı bir girişim şirketiyken, 2005 yılında yabancı hisselerin satın alındığını söyledi.
TAI’nin kurulduğu günden 2010 yılı sonuna kadar toplam 2,8 milyar dolar satış geliri elde ettiğini belirten Dörtkaşlı, bunun 2 milyar dolarını ihracatın oluşturduğunu kaydetti. Dörtkaşlı, TAI’nin 2010 yılını 572 milyon dolar ciroyla kapattığını ve 90 milyon dolar faaliyet karı elde ettiğini ifade etti. Geçen yıl yapılan satışların üçte ikisinin mühendislik faaliyetleri sonucu yapılan işlerin oluşturduğunu anlatan Dörtkaşlı, 2010 yılı sonu itibarıyla toplam yatırım miktarının 460 milyon dolar olduğunu ve yatırımların devam edeceğini bildirdi. Dörtkaşlı, ar-ge faaliyetlerine de kendi kaynaklarından 41 milyon dolar harcadıklarını kaydetti. Avrupa’da ve dünyada bilinen, saygı duyulan bütün havacılık şirketlerinin müşterileri konumunda olduğunu dile getiren Dörtkaşlı, mevcut projeleri hakkında da bilgi verdi.
Öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri için geliştirdikleri HÜRKUŞ eğitim uçağının ilk uçuşunun 2012’nin ilk yarısında planlandığını anlatan Dörtkaşlı, insansız hava aracı ANKA’nın ise ilk uçuşunu 30 Aralık 2010’da gerçekleştirildiğini, ilk teslimatının ise gelecek yılın ilk çeyreğinde yapılmasının hedeflendiğini kaydetti. ANKA’nın İsrail Heron ve ABD’nin Predator’dan sonra 3. insansız hava aracı olduğunu belirten Dörtkaşlı, ANKA projesinin çok saygın bir proje kabul edildiğini ve Avrupalı birçok şirketin bu projede kendileri ile ortak olmak istediğini ifade etti.
ATAK 1’in ilk teslimatı 2013’te
Dörtkaşlı, ATAK 1 Taaruz helikopteri projesinde ilk teslimatın 2013’te gerçekleştirileceğini de kaydetti. Dörtkaşlı, ATAK helikopterinin kasasının zaman kaybetmemek için İtalyan bir firmadan alındığını, ancak sistemler dahil geri kalan bütün donanımının kendileri tarafından geliştirildiğini belirterek, ATAK 1’in özgün egemen bir ürün olduğunu söyledi.
Dörtkaşlı, Türk Silahlı Kuvvetleri için yapılacak 30 F-16 uçağı projesinde ise temmuzda yapılması gereken ilk teslimatın, 2 ay öne çekerek mayısta gerçekleştirileceğini ve uçağın Mayıs ayında yapılacak havacılık gösterilerinde uçabileceğini belirtti.
Kompozit Malzeme hususunda rekabet gücü kazandık
Dörtkaşlı, F-35 Taarruz Uçağı projesinde ise yatırımın yarısını yaptıklarını, kalan yarısının da yapılacağını kaydetti. Proje kapsamında üretilen kompozit malzemelerin rekabet konusunda kendilerine önemli bir rekabet gücü kazandırdığını anlatan Dörtkaşlı, uçağın orta gövdesini ABD dışında sadece kendilerinin üreteceğini belirtti.
Uçak tasarlayıp üretebilecek kapasitedeyiz
Dörtkaşlı, ”1984’te F-16’ların perçinlerini çakarak taşeron olarak başladığımız işte, 25 sene içerisinde uydu fırlatacak noktaya geldik. Biz, artık, sıfırdan insanlı, insansız bir uçağı tasarlayıp, yapacak noktaya gelmiş bir şirketiz” dedi.
TAI’nin kurulu arazinin yanındaki 820 bin metrekare alanı alarak yan sanayilerini de bu bölgeye getirmeyi hedeflediklerini anlatan Dörtkaşlı, ”Amacımız Akıncı Ovası’nı bir havacılık ovası haline getirmek” dedi.
Dörtkaşlı, özgün insansız hava aracı, helikopterleri uyduları olan Milli Jet uçağını geliştiren, tüm platformlarda egemen modernizasyon projeleri yapabilen, uluslararası işbirliği projelerinde yer alan, ihracata yönelik bir TUSAŞ hedeflediklerini kaydetti.
Bölgesel yolcu uçağı projesi
Dörtkaşlı, bir soru üzerine de ilerleyen dönemde bölgesel yolcu uçağı projesi geliştirilebileceğini, bununla ilgili düşüncelerini Ulaştırma Bakanlığı ve Türk Hava Yolları ile paylaştıklarını söyledi.
ANKA’ya yurt dışından talep var
TAI Uçak Grup Başkanı Özcan Ertem de basın mensuplarına tesisleri gezdirerek bilgiler verdi. Ertem, tesislerde üretilen Türk insansız hava aracı ANKA’nın 5 adet prototipinin yıl sonunda hazır hale geleceğini ifade etti. ANKA uçağının yazılım testlerinin de burada yapıldığını anlatan Ertem, Türk yapımı bu uçakla 3-4 ülkenin ilgilendiğini, bu yıl içinde ihracat için anlaşma imzalanabileceğini belirtti.