Türk hava sahasındaki hava trafiğine ilişkin kontrol hizmetlerinin sağlanmasında kullanılan sistemlerin yerli imkanlarla gerçekleştirilmesi kapsamında, hava kontrolör adaylarının daha kısa sürede ve az maliyetle eğitilmesini sağlayacak yerli hava kontrolörü eğitim simülatörü geliştirildi.
TÜBİTAK BİLGEM ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) işbirliğiyle geliştirilen “ATC Kule ve Radar Simülatörü (atcTRsim)” isimli hava trafik eğitim simülatöründeki her kontrolör pozisyonu, radar haritalar üzerinde sergilenen verileri, egzersiz bilgilerini, her uçağa ait kimlik, pozisyon ve uçuş bilgilerini sürekli yenileyerek görüntüleyen ana radar ekranı ile hava durumu bilgilerini gösteren yardımcı bilgi ekranından oluşuyor.
İstenildiğinde yaklaşma, yol ve meydan kontrol simülasyon yazılımlarının entegre olarak ya da tamamen birbirlerinden bağımsız olarak çalışabilme özelliğine sahip olan simülatörün meydan kontrol simülasyon yazılımı da 3 boyutlu modellerle 360 dereceye kadar görsellik imkanı sağlıyor.
Görselleştirmede meydan tel örgüsü içerisinde oluşabilecek patlama, rüzgar etkisi, uçak çarpışması gibi özel efektlerin kullanıldığı simülatörde, sistem içerisinde yer alan kontrolör ve pilot pozisyonlarında iki yollu muharebe sağlayan sesli muharebe sistemi de yer alıyor.
Ayrıca, similatörde bulunan performans değerlendirme aracı ile öğrencilerin sistem üzerinde koşturulan senaryolardaki başarı performansları da otomatik olarak ölçülebilecek.
– “Hava kontrolünde nitelikli insan yetiştirmek çok uzun zaman alıyor”
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, yaptığı açıklamada, artan rötarların uçakların daha uzun süre havada kalmasına, bunun da uçuş maliyetlerinin yükselmesine, çevre kirliliğine, gürültüye ve uçuş emniyetinin azalmasına neden olduğunu belirtti.
Ülkede hızla gelişen sivil havacılık sektörünün hava trafik kontrolü ve yönetimi konusunda iyileştirme ve geliştirme çalışmaları yapılmasının önemini her geçen gün arttırdığını anlatan Işık, son zamanlara kadar hava trafiği hizmetlerini gerçekleştirmek için gerekli altyapı hizmetlerinin neredeyse tamamının yurt dışından karşılanmak zorunda kalındığına dikkati çekti.
Bakan Işık, ülkede havacılık sanayisine yönelik geç başlasa da çok büyük mesafelerin katedildiğini dile getirdi.
TÜBİTAK ile DHMİ arasında 2009 yılında DHMİ’nin ihtiyaç duyacağı alanlarda bilimsel ve teknolojik işbirliklerinin geliştirilmesini hedefleyen bir protokol imzalandığını anlatan Işık, bu protokolle Türkiye’deki hava trafiğine ilişkin kontrol hizmetlerinin sağlanmasında gerek duyulan sistemlerin milli imkanlarla geliştirilmesinin hedeflendiğini kaydetti.
Işık, bu konuda en önemli unsurun insan olduğunu dile getirerek, hava kontrolünde nitelikli insan yetiştirmenin çok uzun zaman aldığını ve çok ciddi kaynak gerektirdiğini ifade etti.
Bakan Işık, hava trafik kontrol eğitim simülatörüyle hava trafik kontrolünü yönetecek görevlilerin çok daha kısa zamanda ve her türlü reel şartlarda, belki normal hayatta karşılaşması mümkün dahi olmayan pek çok senaryoyu simülatör ortamında tecrübe ederek reel hayata çok daha hazır başladığını vurguladı.
Similatörün özelliğinin, burada yetişecek insan kaynağının daha hızlı yetişmesi, daha kısa zamanda ve çok daha az maliyetle yetişmesi olduğuna dikkati çeken Işık, “Çünkü bu alanda çalışan insanların üstün niteliklere sahip olması gerekiyor ve çok ciddi kaynaklar harcanıyor. Tamamen dijital ortamda her türlü şartta bu eğitimler yapılıyor ve bu eğitimlerin sonucunda da insanlar hazır halde kulelere çıkıyorlar. Bu açıdan bu proje gerçekten çok önemli. Hava trafiğinde yaşanması muhtemel kazalara yönelik verilecek eğitimler pek çok hayatın kurtulması anlamına geliyor. Şuanda burada testleri yapılıyor 2014 yılı içerisinde DHMİ’ye teslim edilecek ve simülatörle eğitim başlamış olacak” şeklinde konuştu.
– “Belli bir teknoloji seviyesinin üstünü kendiniz üretmek zorundasınız”
Işık, dünyanın artık belli bir teknoloji seviyesinin üstünü satmadığını ve bu seviyenin üzerindeki teknolojiyi kendilerinin geliştirme zorunluluğunun olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
“Hele hele savunma sanayisinde, özellikle siber güvenlik alanında pek çok çalışmayı kendiniz yapmak durumundasınız. TÜBİTAK, bu bilinçle özellikle dışarıdan transferinin çok zor olduğu, mümkün olmadığı alanlarda özel bir kurguyla ciddi çalışmalar yapıyor. Bu mesela çok önemli bir çalışma, kripto alanında yapılan çalışmalar, haberleşme güvenliği alanında yapılan çalışmalar, elektronik harp alanında yapılan çalışmalar, bilişim teknolojileri alanında yapılan çalışmalar gibi pek çok çalışma özellikle milli yazılımların geliştirilmesi alanında yapılan çalışmalar TÜBİTAK’ın hem var oluş misyonuna hem de ülkenin geleceğinde güvenlik açısından çok önemli çalışmalar.”
Bakan Işık, askeri projelerde TÜBİTAK’ın çok ciddi bir Ar-Ge görevinin olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“2023 yılında yüzde 100 yerli mühendislik, yerli tasarımla Türkiye kendi savaş uçağını yapma hedefini koydu. Bu hedefini gerçekleştirmede olmazsa olmaz kurumlardan bir tanesi TÜBİTAK. Bütün teknolojiler büyük oranda önce askeri alanda uygulamaya geçiyor ondan sonra sivil hayata uygulanması zaman almıyor. Biz bu açıdan Türkiye’nin savunma sanayisindeki projelerinin bir aşama sonra sivil sektörlere ve Türkiye’nin üretimine çok ciddi katkılar yaptığını biliyoruz. O açıdan TÜBİTAK’ta yapılan araştırma geliştirme faaliyetlerini hem savunma sanayi anlamında hem de sivil sektörlerde önemsiyoruz.”