spot_img
spot_imgspot_img
12.9 C
İstanbul
Cuma, 19 Nisan 2024

Uçak fobisine son veren yöntem

Seçtiklerimiz

Uzman Klinik Psikolog Cemre Ece Gökpınar Çağlı, uçak korkusu, tedavi yöntemleri ve baş etme yollarına ilişkin önemli bilgiler verdi.
 
Çağlı, fobiyi “Belirli bir nesneye, duruma ve olaya karşı duyulan aşırı baskı, normalin dışında işlevselliğimizi bozacak düzeyde kaygı, anksiyete ve korku” olarak tanımladı.
 
FOBİLER, HAYATI CİDDİ ŞEKİLDE KISITLIYOR


Uçak fobisinin kişinin uçağın içinde bulunduğu anda hatta bazen havalimanına gitmeden, uçuş yapılacağı gün planlandığı andan itibaren duyduğu yüksek kaygı olarak nitelendirilebileceğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Cemre Ece Gökpınar Çağlı, “Bu durumun korkudan öteye geçmesi bizim için önemli. Hepimizin korkuları vardır.

Genel olarak baktığımızda uçaktan korkan pek çok kişi görebiliriz. Her ne kadar veriler ve istatistikler, uçak yolcuğunun çok güvenli bir yolculuk tipi olduğunu gösterse de hepimizin zaman zaman bu uçuşlardan korku duyduğu ya da zaman zaman çekindiği durumlar vardır.

Burada önemli olan nokta şu; Ne zaman bu korku ve kaygı bizim işlevselliğimizi bozuyor? Bu şu demek: Yurt dışında bir yere gitmemiz gerekiyor, çok önemli bir iş seyahati var ya da yakınlarımızı ziyaret etmemiz gerekiyor.

Uçağa binmekten çekindiğimiz noktada, hatta binemediğimiz zamanlarda ya da bindiğimizde ancak uçak içerisinde çok ciddi boyutta sıkıntı yaşadığımız noktada, bu durum bizim için fobi anlamına gelebiliyor” diye konuştu.

 
Kişinin mantığı devreden çıkıyor


Bazı mantıksal açıklamalarla dindirebileceğimiz korkularımızın olabileceğini belirten Uzman Klinik Psikolog Çağlı, “Uçak emniyetli, bir seyahat aracı. Karayolu ulaşımlarında çok daha fazla oranda kaza, yaralanma ve ölüm riski olduğunu görüyoruz.

Uçakta böyle bir durum olmadığını görüyoruz fakat o anda bizim duygusal, kaygılı tarafmız bize mutlaka uçak yolculuğunun, o senaryonun kötü bir şekilde sonuçlanacağını hissettirir.

O anda kişinin mantığı devreden çıkabiliyor ve tüm o mantıklı açıklamalar ve istatistiksel veriler bir anda yok oluyor. Tamamen kaygı baskın bir hale geliyor” sözlerini kaydetti.

 
ASLINDA “KORKU”DAN KORKULUYOR


“Kişi aslında korkudan korkuyor, kaygıdan kaygılanıyor” diyen Çağlı, “Ya korkarsam ya bir şey olursa korkusu başlıyor. Aslında olay esnasında değil, öncesinden başlatıyoruz bu kaygıyı. Havalimanına giderken başlıyor bu kaygı. Oradaki işlemler esnasında daha çok artıyor ve en son noktada kişi uçağa bindiğinde artık uçuşa hazır.

Uçak kalkışa hazırken o kaygı baş edilemez bir noktaya geliyor. Özellikle en sık rastladığımız noktalar uçağın kalkışı, inişi ve türbülans esnasında yaşanan korkular.

Bireyler uçak seyir halindeyken; titreşim, alçalma ya da yükselme olmadığında, motor sesinde bir değişiklik olmadığı durumlarda daha sakin seyahat edebiliyorlar” ifadelerini kullandı.

 
UÇAK KORKUSU, SANAL GERÇEKLİK YÖNTEMİYLE AŞILABİLİR


Bazı terapilerde zaman zaman uzmanı zorlayan bazı durumların ortaya çıkabileceğini, bunun da Sanal Gerçeklik Terapisi ile aşıldığını kaydeden Çağlı, şunları söyledi:
 
“Seans odasına korkulan durumu ve nesneyi almakta güçlük çekiyorduk. Bunun en güzel örneği de uçuş fobisi. Terapi esnasında kişiyle bir uçağa binmek ve o kademeli duyarsızlaştırmayı sağlamak zor oluyordu ama bunun için de artık bir çözümümüz var, Sanal Gerçeklik Terapisi.

Psikoterapi seansları içerisinde kullandığımız Sanal gerçeklikle kişinin kademeli olarak evinden havalimanına gittiği sahneyi, havalimanında o bilet işlemlerinin yapıldığı anı, uçağa binişi, uçağın kalkış anı, uçağın türbülansı, yağmurlu hava mı açık hava mı, gündüz uçuşu mu gece uçuşu mu, koridor koltuğunda mı cam kenarında mı oturduğu şeklinde bir çok değişkeni değiştirerek kişiyi kademeli olarak uçuşa hazırladığımız ve o esnada kaygısıyla yüzleşmesini sağladığımız bir terapi yöntemi.

Tedavide fayda gördüğümüz bir yöntem. Sebebi de kişi aslında o anda kaygıyla nasıl baş edeceğini kaygıdan kaçmadan öğreniyor. Kaygıyla yüzleştiğimiz noktada aslında o kaygıdan kaygılanmamayı öğreniyoruz.

Çünkü bizim için kaçınmaya yol açan, bilinmeyen şeyler veya kötü senaryolardır. Kaygıyla yüzleştiğimizde, onu tanıyıp fark edip onunla nasıl ilerleyeceğimizi, onu nasıl yönetebileceğimizi öğrendiğimizde artık o korkulacak bir durum olmaktan çıkıyor.

İlgili Makaleler

- Corendon -spot_img

Son Dakika