S: Porter’ı yaratmaya karar verdiğiniz zaman, YTZ havaalanı stratejik planınızı kullanıyor muydu?
RD: En başsından beri Toronto City Havaalanı’nı, hiçbir zaman gelişememiş bir ulaşım mücevheri olan bir havaalanı olarak tanımladık. Potansiyeli gördük ve şehir havaalanı ile gelen hız, uygunluk ve servis gibi güçlü noktaların bazılarından faydalanabilecek havayolu geliştirmeye odaklandık. Ek olarak, zaman konusunda hassas iş yolcularına da odaklandık. Bu da bize şehir merkezine yakın yerlerde bulunan bölgelerden fayda ve zaman tasarrufu sağladı.
S: Hangi tür yolculara odaklanıyorsunuz? Genellikle iş yolcularına mı tatil yolcularına mı?
RD: Başlangıçta zaman hassasiyeti olan iş yolcularıydı ve bu yolcular programa, uçuş sıklığına, kalite servisine çok önem veriyor. Bence, zaman içinde zaman hassasiyetli yolcularımızdan çok uzaklaşmadık, ama ayrıca, hafta sonu yolcularına, dağ ya da sahile ziyarete giden yolculara ya da sadece ziyaret eden yolculara yöneldik. Porter’ın sunduğu servis, konfor, Wi-fi servisi, havaalanı otobüs servisi ve uygun fiyatları içeriyor. Tatil için seyahat eden yolcularımızın Porter gibi bir şirketle uçuş gerçekleştirmekle farkı göreceklerini söylemek istiyorum.
S: WEstJet’in de bu havaalanı kullanmak isteyeceğini düşünüyor musunuz?
RD: Bildiğiniz gibi Air Canada durumunda, sadece bir yıldır buradalar. Montreal’e servis sunuyorlar ve tek servis sundukları güzergah burası. Montreal’ın yanı sıra, biz 17 tane daha güzergaha servis sunuyoruz ve yüksek kalitede servis ile daha iyi uçuş sıklığına sahibiz. WestJet ve diğerlerinin durumunda ise, buraya gelmeleri konusunda kısıtlı bir imkan var.
S: Bio-Yakıtlar sürekli olarak stratejinizin bir parçası olabilir mi?
RD: Evet, bence şu anda her havayolunu sınırlayan şey yakıtların mevcut olması durumu ve fiyatların da bunda etkisi var. Demek istiyorum ki, bioyakıtları yeterli miktarda üretmiyorlar ve buna bağlı olarak da fiyatlar yüksek oluyor, ama şimdi ulaşılmak istenen hedefler konusunda ICAO tarafından koyulan kuralları karşılayan, motor ve yayılımlar konusunda çeşitli üretimcilerin özel standartlarını karşılayan bir çeşitten fazla bioyakıt var.
S: Açmayı düşündüğünüz yeni güzergahlar var mı?
RD: Geçtiğimiz yıl oldukça aktiftik. Daha geçenlerde Toronto City Havaalanı’ndan Washington Dulles’e uçuş başlattık. Bu güzergah oldukça iyi gelişiyor. Açıkçası, talep o kadar yoğundu ki dördüncü günlük uçuşu ekledik. Üç tane ile başladık, dörde çıktık, yani Dulles için belki de tahmin ettiğimizden çok daha fazla bir talep var. Bunun sebebinin, Dulles’in sadece büyük Washington alanına değil, Virginia ve Maryland gibi belirli alanlara servis sunan büyük bir havaalanı olmasının etkisi olduğunu düşünüyorum ve ek olarak, codeshare ve arahat anlaşmaları konusunda diğer uluslar arası havayolları tarafından yüksek bir ilgi olduğunu keşfettik. Yaptığımız diğer bir şey ise, bir süredir gerçekleşen güzergahlara bakıyoruz ve servisi genişlettiğimizden emin oluyoruz. Boston ve New York, var olan servislerimizi genişlettiğimizin en yeni örnekleri. Boston’da 5 tane dönüş uçuşumuz vardı, geçen kasım ayında 6’ya çıkardık ve daha yakın bir zamanda da 7’ye ulaştı. New York’ta, 11’den 13 uçuşa ulaştık ve ayrıca bu güzergaha daha fazla uçuş sıklığı ekleme sürecindeyiz.
S: Peki Montreal’den Boston’a ve Montreal’den New York’a olan direk uçuşlar hakkında ne söyleyeceksiniz?
RD: Bunun gelecekte gerçek bir olasılık olduğunu düşünüyorum. Hatta tahmin edebileceğimizden daha yakın. Gayrimenkula ve hem Montreal hem Boston ve New York hatta Washington gibi diğer güzergahlardaki insanlara sahip olduğunuzda, Montreal gibi diğer şehirlere bağlanmak oldukça pahalı oluyor ve var olan uçakları kullanmakta ve var olan mürettebata ek uçak eklemekte daha iyi oluyorsunuz. Bu da, tamamen yeni bir güzergah eklemektense büyümenin başka bir formu. Yani, bu bizim gerçekleştirmeyi düşündüğümüz bir şey ve yakın gelecekte Montreal gibi önemli şehirlerimizde hatta başka bir tanesinde, belki Hallifax’ta, böyle bir şey gerçekleştirmemiz bizim için mantıklı olur.
