spot_img
spot_imgspot_img
7.7 C
İstanbul
Salı, 19 Mart 2024

Lufthansa Yönetim Kurulu Başkanı:Carsten Spohr

Seçtiklerimiz

Lufthansa Yönetim Kurulu Başkanı Carsten Spohr ile, Germanwings trajedisi ve Lufthansa Grubunun geleceği üzerine konuştuk.

Kalplerimiz Germanwings trajedisinde kaybettiğimiz insanların arkadaşları ve aileleri ile birlikte. Kazayı duyduğunuzda ilk düşünceniz ne oldu?

Tüm havayolu başkanları, kendilerini bu gibi bir elim kaza için hazırlamaya çalışır. Ancak 24 Martta olanların etkisi, hayal bile edemeyeceğimiz kadar büyüktü.

Lufthansa olarak, emniyetin genlerimizde olduğu hususunda her zaman kendi kendimizle övündük. Kazadan hemen sonra fark ettik ki, olan biteni önceden kestirmek hiç elimizde değildi ve kazadan sonraki fotoğraflara bakarsanız, bizim de şok içerisinde olduğumuzu görmeniz mümkün. Olayın duygusal etkisini yüzlerimizden okuyabilirsiniz. Lufthansa’nın 60 yıllık geçmişinde gerçekleşmiş en kötü olay oldu bu. Elbette elimizde olan konulara odaklanmamız gerekiyordu. Biz de bunu yaptık. Havayolunun şimdiki sorumluluğu, kazada hayatını kaybedenlerin aileleri ve yakınlarını ihmal etmemek. Bu saygı ile doğru şeyi yapma arzusu, bizi yönlendiren şey.

Germanwings trajedisi, Lufthansa Grubunun geleceği için ne anlama geliyor?

Bu olayda bir kez daha anlamış olduk ki, uçuşlarda %100 emniyet diye bir şeyden söz etmek mümkün değil. Bu husus, tüm endüstri için geçerli.

Endüstrimizin muazzam emniyet sicili kolay elde edilmedi. Her gün her gece bunun için çok çalışmalıyız. Bu yaşadığımız trajedi, bunu unutmamamız için kulağımıza küpe olmalı. Her kaza, emniyeti artırmak için bir fırsat olarak görülmeli. Artık neyi daha iyi yapabileceğimizi kestirmek ortak sorumluluğumuz olmalı.

Daha geniş kapsamlı konulara dönersek, Avrupa’daki bütünleşme sizce yeteri seviyede mi?

ABD’deki en iyi 5 taşıyıcı, şu anda endüstrinin %90’ına hakim. Avrupa’da, en iyi 5 taşıyıcı pazarın yarısına bile hakim değil. Açıkça görülüyor ki, Avrupa’da bütünleşme imkanları hala mevcut. Bence buna ihtiyaç da var ve eninde sonunda olacaktır.

Carsten Spohr: Endüstrimizin muazzam emniyet sicili kolay elde edilmedi

Ancak bu, özellikle de politik sınırlar göz önüne alındığında, oldukça zor bir iş. Havayollarının ulusal mülkiyeti hala geçerli. Viyana’dan doğuya doğru giderseniz, Hong Kong, Kore, Japonya ya da Avustralya hariç, hükümetlerin yönetiminde olmayan hava yolu şirketleri bulmanız oldukça zor.

Özelleştirme bütünleşmenin ilk şartı. Muhtelif sebeplerden, hükümetler havayolu gelirlerini bırakmak istemiyor. Ulusal gurur ya da havayolunun ulusal stratejide oynadığı rol yüzünden olabilir. Bazıları oldukça başarılı. Diğerleri ayakta kalmak için çabalıyor.

Eninde sonunda, hükümetler bunun bir iş oluğunu ve en iyi biçimde, ticari prensiplere dayanarak yönetilebileceğinin farkına varmak zorundalar. Benim beklentime göre, bölgesel bütünleşme, bir anda değil, senelere yayılarak, yavaş yavaş gerçekleşecek.

Lufthansa bir grup havayolu şirketi ile alt işletmelerden oluşmuş bir şirket. Bu tip bir yapının faydaları nelerdir?

Stratejimizin üç önemli ayağı var: Frankfurt, Münih, Zürih, ve Viyana’daki kaliteli aktarma merkezlerimizden çalışan tam hizmet havayollarımız, Eurowings adı altında birleştireceğimiz Avrupa’daki noktadan noktaya hizmetlerimiz, ve havacılık dışında kalan, bakım ve onarım ya da ikram servisi alanlarında pazarda lider konumdaki işletmelerimiz.

Amacımız, bu üç ayağı da, müşterilerimizin ihtiyaçları nezdinde en iyi hale getirmek. Dolayısı ile, aktarma merkezlerinde, Lufthansa’yı Avrupa’nın ilk 5 yıldızlı taşıyıcısı yapan, kalite odaklı bir yaklaşım, bu aktarma merkezleri dışındaki hizmetlerimizi geliştirmeye odaklı bir yaklaşım, ve havacılık dışı pazar liderlerimizin küresel kapsama alanlarını genişletmeye odaklı bir yaklaşım var.

Lufthansa’yı 5 yıldızlı taşıyıcımız olarak seçmemizin sebebi, grup içinde birden fazla öncü markamızın olmasından gurur duymamızın dışında, Lufthansa’ya geçtiğimiz yıllarda hemen hemen tüm ürün gruplarında oldukça yoğun bir yatırım yapmamızdan kaynaklı.

Her bir havayolu şirketinizin farklı karakteristik özelliklerini nasıl ayarlıyorsunuz?

Lufthansa Grubu, bir dizi rakamdan çok daha fazlasıdır. Her bir marka, müşterilerinin, çalışanlarının, hissedarlarının duygularına kendine has biçimde dokunur.

Gruptaki bazı fonksiyonlar merkezileştirilmiştir, ancak münferit markalara yaklaştıkça, her şey gittikçe daha özerk hale gelir. SwissAir’de bir “İsviçreli havası” ve güçlü bir Avusturya misafirperverliği vardır. Lufthansa’da, Almanların mükemmeliyetçi tavrını görmek mümkündür. Stratejimiz bu markaları canlı tutmak ve gelecekte özelliklerini geliştirmektir.

Endüstri, ve Lufthansa, daha sürdürülebilir bir kârlılığa doğru nasıl adımlar atabilir?

Ben her zaman, sürdürülebilir kârlılığın, müşteri-çalışan-hissedar üçgenindeki dengenin korunması ile sağlanabileceği inancında oldum. Birinci seçenek olmak istediğimizi söylerken, bu bahsettiğim üç grup içinde de birinci sırada olmak arzusundayız.

Lufthansa Grubu, bir dizi rakamdan çok daha fazlasıdır. Her bir marka, müşterilerinin, çalışanlarının, hissedarlarının duygularına kendine has biçimde dokunur

Lufthansa çok uzun süredir tek rakamlı kâr marjları ile çalışmakta, ancak hiç iflas söz konusu olmadı. Ve bence kısa dönem kârlılık, uzun dönem başarı ile karıştırılmamalı. Ancak endüstri olarak, sermayenin maliyetlerini karşılayabilecek kadar kazanmalıyız, ve bir çok havayolunun da bunu gerçekleştiremediği bir gerçek. Bu da endüstrinin pek de sağlıklı bir işleyişte olmadığını gösteriyor.

Petrol fiyatlarının düşmesi ile, insanlar havayollarından ücret indirimi beklemeli mi?

Euro zayıf, ve benzini dolar üzerinden ödüyoruz. Ancak maliyetlerin ücretlendirme politikalarını yönettiği dönemler çoktan geçmişte kaldı. Fiyatı pazar belirler. O yüzden pazarın petrol fiyatlarına nasıl tepki vereceğini bekleyip görmemiz gerekiyor.

Geçtiğimiz yıllarda pilot sendikaları ile zor zamanlar yaşadınız. Pilotları havayolu için öngördüğünü vizyona ikna etmek için neler yapıyorsunuz?

Pilotlarla tek tek konuşurken fark ediyorum ki, kendi ayrıcalıkları ve bakış açıları arasında oldukça hevesli idealleri var. Bunu pilotlarımızın Lufthansa’ya sıkı bağlılıkları ile birleştirirseniz, uzun vadede, çalışanlarımızla olan sıkıntılarımızın çözümleneceğine olan inancım artmakta.

Küresel alanda rekabet ediyorsunuz, ancak Avrupa’da hizmet veriyorsunuz. Avrupa’da hizmet vermek ne kadar kolay?

Avrupa, olgun bir toplum. Bize oldukça yüksek bir yaşam kalitesi sunmakta. Ancak bunun bir bedeli var. Elbette maliyet alanında rekabetçi olmak zorundayız. Yaptığımız değişikliklerin büyük bir kısmı, maliyet etkinliği üzerineydi. Ancak sadece maliyete odaklı bir pazarda, rekabetçi olmamız pek mümkün değil. Başarılı Avrupa şirketleri, Avrupa hayat tarzına pozitif etki ediyorlar. Otomobil üreticilerine bakın mesela.

Havacılık için de buna benzer bir avantaj algısı yaratmalıyız. Şirket bazında, marka stratejimiz ile bunu gerçekleştiriyoruz.

Hükümet faktörü de var tabi. Havacılığın ekonomik bir bağlayıcı unsur olması, endüstrinin olduğu her yerde geçerlidir. Bu en çok da gelişen pazarlarda görülebilir. Avrupa’daki yasa koyucular, havacılığın faydalarını tam olarak göremiyorlar. Yasa koyucular tarafından müşteri hizmetleri alanına oldukça yoğun bir ilgi var. Ancak bununla birlikte, gerekli alt yapı geliştirmelerini göz ardı ediyorlar.

Avrupa’da altyapıya yeterince ilgi var mı?

Avrupa’nın havaalanları ve hava trafik kontrol yönetim sistemi ile ilgili çok büyük maliyet sorunları var. Eninde sonunda Avrupa üzerinde, Schengen anlaşmasının yer üzerinde sağladığı sınırsız seyahat özgürlüğü gibi, Tek bir Avrupa hava sahası (SES) dahilinde, daha verimli uçacağımız konusunda iyimserim. SES’i tam anlamı ile başarılı kılmak için büyük sabır gerekiyor ancak olmaması için hiçbir sebep yok.

Yeni terminaller ve özellikle ek pistler inşa etmek, bambaşka bir zorluk. Gürültü ve hava kalitesi, halkı etkilediği için politikacılar tarafından aşılması oldukça zor olan konular. Elbette bu iki sorunun üstesinden gelmek, Avrupa havayolu şirketlerini daha güçlü rakipler haline getirecektir. Ve geçmişimizde bu gibi sorunların çözüldüğü örnekler çok.

Avrupa endüstrisi politikacıların havacılığın önemini anlamasını sağlamada yeterli mi?

Açıkça söyleyebiliriz ki, hükümetlerin ya da halkın havacılığın katlanarak büyüyen önemini anlamalarında pek de başarılı olmuş sayılmayız. Başka ülkeler bunu başardı. Endüstri olarak, havacılığın faydaları ile ilgili tek ses olmalıyız. IATA ve diğer kurumlar daha aktif bir rol oynamalı. Bazı iş kolları, münferit şirketlerin desteği ile, kolektif bir biçimde daha iyi yönlendirilebilir.

İşinizi etkileyen tek bir sorunu çözebilecek olsaydınız, bu hangisi olurdu?

Soyut bir düzlemde, bu endüstride, gelecekte özel şirketler tarafından mı yoksa hükümet kontrolü altındaki kurumlar tarafından mı hizmet verileceğini bilmek isterdim.

İşletme ile ilgili düzlemde ise, uçakların A noktası ile B noktası arasında dümdüz bir çizgide uçamamaları sorununu çözerdim. Bu sorun yüzünden her gün, hem zaman, hem yakıt hem de para kaybediyoruz. Ve gereksiz yere karbondioksit salınımı yapıyoruz. Bu sorun çözülmeli.

Teknolojik açıdan sıradaki büyük yenilik ne olacak sizce?

Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde başarılanlar ile karşılaştırıldığında, gelecekte teknolojik açıdan çok daha küçük adımlar göreceğimizi düşünüyorum. Teknolojik açıdan büyük bir sıçramanın, benim havayolu yönetim kurulu başkanlığı kariyerim süreci içerisinde olacağını zannetmiyorum.

Eski bir pilot ve yönetim kurulu başkanı olmak, size daha derin bir öngörü yeteneği veriyor mu sizce?

Aslına bakarsanız, ben bir mühendisim, ve Almanya’daki geleneğe göre, teknoloji ile ilgili şirketlerin başında, mühendislik geçmişi olan insanlar olmalıdır. Her bir yönetim kurulu başkanı, soyut bir bağlamda yönetim gösterebilmelidir. Pilot olmak, gerektiğinde işletme ile ilgili detaylar ile ilgili ağırlığımı koyabilmemde bana yardımcı oluyor.

Bu beceri, yatırımcıların ve yönetim kadrosunun daha rahat olmasını sağlıyor. Ve çalışanlar içinde de güvenilirlik kazandırıyor.

Yönetim tarzınızı nasıl tarif edersiniz?

Endüstri ve şirketim ile ilgili heyecanımı gizlemeye çalışmam. Umut ederim ki, bu, yönetim şeklimde de tezahür edebiliyordur. Bu heyecanı bir başka sektörde bulabileceğimi hayal bile edemiyorum.

İlgili Makaleler

- Corendon -spot_img

Son Dakika