spot_img
spot_imgspot_img
12.9 C
İstanbul
Cuma, 29 Mart 2024

Havaalanlarında kuyruklara takılmamak için ne yapılmalı?

Seçtiklerimiz

“Uçakla seyahat güzel de, bir de şu kuyruklar olmasa.” Bu sözü, havalimanlarında çok sık duyarız. Özellikle terminal girişi, check-in (bilet-bagaj işlemi) ve pasaport kontrolündeki kuyruklar seyahatimizi çileye dönüştürür. “Tam bu kuyruklardan kurtulduk şimdi gönül rahatlığı ile uçağa binebiliriz.” dediğiniz anda ise bu sefer ‘boarding’ (uçağa binmeden önceki son kontrol) kuyruğu ile karşılaşınca bir kez daha hayal kırıklığına uğrarız. Bu yüzden eğer kuyruk derdi yaşamak istemiyorsanız elinizi cebinize atmanız gerekecek. Yani yüksek ücret ödeyerek ya business sınıfta uçacaksınız ya da havalimanlarında özel hizmet sunan şirketlerin kapısını çalacaksınız.

İlk suçlu: Sıkı güvenlik kontrolü

Havalimanlarındaki kuyrukların en büyük nedenlerinden biri terminal girişinde veya pasaport sonrası uygulanan güvenlik kontrolleri. Uçuş emniyeti dikkate alınarak devamlı yeni uygulamalarla daha da yoğunlaştırılan güvenlik kuralları, yolcuları çileden çıkarıyor. Bu konuda yetkililer ne mi yapıyor? Mümkün olduğunca bazı kuralları esnetmeye çalışıyor ancak uluslararası kurallar çoğu kez çaresiz bırakıyor. Geçen yıl, bazı havalimanlarında (İstanbul’da Atatürk ve Sabiha Gökçen Havalimanı, İzmir Adnan Menderes, Ankara Esenboğa ve Antalya Havalimanı gibi) terminal girişlerinde kemer ve ayakkabı çıkarma zorunluluğu kaldırılmıştı. Uygulama yolculardan beğeni gördü. Ancak ceplerde unutulan para, anahtarlık ve aksesuar olarak takılan metal eşyalar güvenlik kontrollerine takıldı. Sonuçta, dedektörlerden geçerken sinyal veren yolcular, detaylı aramadan kurtulamadı.

Uzun süre kuyrukta bekleyen yolcular çok sinirli olabiliyor. Özellikle bazı yolcuların halk diliyle ‘araya kaynak yapması’ bardağı taşıran son damla oluyor. İskoçya merkezli uçak bileti karşılaştırma motoru Skyscanner’in yaptığı bir araştırma, işte tam da söylediklerimizi haklı çıkaran tespitlerde bulunmuş. Bin 200’ü aşkın seyahat severin katıldığı uluslararası ankette, yolcuları en çok rahatsız eden davranış, check-in ve uçuş kapılarındaki kuyruklarda araya girilmesi (yüzde 41) olarak gösterilmiş. Bazı yolcular da (yüzde 12), güvenlik kontrolü sırasında bir türlü hazırlanamayanlardan hoşlanmadığını bildirmiş.

Nasıl ki, erken rezervasyon yaparak daha ucuza seyahat etme imkânı yakalıyorsak, havalimanına da erken gitmemiz gerekiyor. Yoldaki trafiği de dikkate alarak iç hatlarda en az 1 saat, dış hatlarda da en az 2 saat önce bulunmakta fayda var. Erken geldiğiniz takdirde, güvenlik kontrolleri, check-in ve pasaport kuyrukları o kadar canınızı sıkmayacaktır. Çünkü sizi asıl sinirlendirenin, ‘uçuşa yetişememe korkusundan kaynaklandığını’ unutmamak gerekir.

Peki ne yapmalı?

Peki kuyruklara takılmamak için ne yapmalıyız? Bu konuyu sorun olmaktan çıkarabilecek fazla bir seçenek yok maalesef. Bilet alırken yüksek fiyat ödeyerek business sınıfta uçarsanız (Bu hizmet en kapsamlı şekilde sadece THY uçuşlarında sunuluyor.) iç hatlarda CIP salonlarından geçiş yaparak direkt uçağa geçiş yapabilirsiniz. Dış hatlarda ise terminale özel bir bölümden giriş yapar, özel kontuarda check-in yaptırır sonra da özel bölümdeki pasaport kontrolünden geçerek CIP Salonu’na gider ve uçak saatini beklersiniz. Eğer business sınıfta uçmuyorsanız, paraya kıyıp, ‘özel yolcu hizmetlerinden faydalanmanız’ gerekiyor. Aslında bu uygulamalar her ne kadar yüksek ücretli gibi görünse de, hizmet çeşitliliği ve sunulan avantajlar açısından son derece cazip fırsatlar sunuyor. Özellikle sık seyahat eden yolcuların tercih ettiği özel hizmet programı, evden uçağa kadar sunduğu ayrıcalıkla seyahati tam anlamıyla keyfe dönüştürüyor.

TAV İşletme Hizmetleri tarafından da sunulan (primeclass) özel hizmet paketinde yolcular, evlerinden özel araçlarla alınarak havalimanına getiriliyor. Daha sonra bu yolculara, terminal girişindeki güvenlik noktasında, check-in kontuarında ve pasaport kontrolünde kuyruk derdi yaşanmayan özel bir bölümden hizmet sunuluyor. Havalimanında sunulan ayrıcalıklar bununla da sınırlı değil. Eğer duty free (gümrüksüz satış) mağazalarından alışveriş yapacaksanız yine özel kasadan ödeme yapabilir, özel salonlarda ağırlanır ve sonra da özel araçlarla uçağınızın kapısına kadar bırakılırsınız.

Riskli ülkere uçuşlarda hava polisi olacak!

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Sivil Havacılık Yasası’nı değiştirmeye hazırlanıyor. Planlanan değişiklikteki en ilginç ayrıntılardan biri de, hiç kuşkusuz ‘Air Marshal’ denilen uçak polisinin görev almaya başlayacak olması. Tasarıya göre, ‘güvenlik uygulamasında zafiyet gösteren ülkelere gerçekleştirilecek uçuşlarda silahlı sivil polis’ görev alacak. Dışişleri Bakanlığı ve MİT’in isteği doğrultusunda belirlenecek riskli hatlardaki seferlerde, hava polisi bulundurmak mecbur tutulacak. Bunu kabul etmeyen havayolu şirketlerinin uçuşlarına izin verilmeyecek.

Silahlı polislerin uçaklarda bulundurulmasına yönelik hazırlanan taslakla ilgili sektör temsilcilerinin de görüşleri alındı. SHGM (Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü), uzun süredir üzerinde çalıştığı rapora son şeklini vererek, gelecek ay Bakan Binali Yıldırım’a sunacak.

Bu arada, Bakanlık yetkililerinden, ‘hava polislerinin masraflarının kim tarafından karşılanacağı’ sorusuna yolcuları üzecek bir cevap geldi. Buna göre, uygulamadan kaynaklanacak maliyeti, havayolu şirketleri üstlenecek ancak bu ekstra masraf bilet fiyatlarına dahil edilerek yolculardan karşılanacak. Hazırlanan tasarıda şu değişikliklerin yapılması planlanıyor:   Hava polisi ya da özel güvenlik görevlileri, ‘şüpheli’ gördükleri yolcuyu uçağa almayabilecek.

Mülki idare amirleri, gerekli görmeleri halinde havaalanı binalarını ve görevli personelin üstlerini, araçlarını ve eşyalarını aratabilecek.  Türkiye’ye tescilli uçaklarda silahlı polis görevlendirilebilecek.  Hava polisi gerektiğinde uçak içinde silah da kullanabilecek.  Silah kullanma kararını, ‘amir’ konumundaki polis verecek. Silah kullanımından kaynaklanacak maddi zararı, havayolu şirketi karşılayacak.

İlgili Makaleler

- Corendon -spot_img

Son Dakika