S: Sizin liderliğinizde EUROCONTROL’un hedefleri nelerdir?
FB: Özellikle Tek Avrupa Gökyüzü Performans Programı’nın bir sonucu olarak, European ATM’nin şimdi birçok hedefi var. Şu anda ihtiyaç olduğu açık olan European ATM’nin performansının iyileştirilmesine herkesin daha çok odaklanacağı anlamına geldiği için bunu destekliyorum.
EUROCONTROL’un bu hedefleri karşılamak için European ATM’ye yardımcı olma amacı var. Bir dereceye kadar bunun direkt bir katkısı var – örneğin, Maastricht’deki ANSP rolümüz, Ağ Yönetici olarak taktiklerimiz ve yakıt verimliliğine olan önemli katkımız, çünkü EUROCONTROL, RP1-RP2 yakıt verimliliği performans hedeflerine tam olarak katkı sağlayacağı konusunda Üye Devlere taahhüt verdi.
Fakat, hissedarlarımıza kendi hedeflerine ulaşmak için yardımcı olmak da aynı derecede önemli. Bunlar, Serbest Hava Sahası Rotaları’nın tanıtımı gibi belirli eylemlerden, Merkezileştirmiş Servisler girişimi gibi genel programlara kadar uzanabilir.
S: NextGen uçaklarını SES’ler ile karşılaştırabilir misiniz?
FB: Aralarında birçok benzerlik ve tutarlılık var. Teknik olarak, uçağın iki sistemde de çalışabileceğinden emin olmak için gerçekten sıkı çalışıyoruz ve ICAO seviyesinde birçok gelişme elde ettik – örneğin, geçtiğimiz günlerdeki Hava Navigasyon Konferasyonunda.
Birçok farklılık da var, çünkü iki alanın da çok değişken zorlukları var. Burada Avrupa’da, bölünmenin bir sonucu olarak olması gerekenden daha pahalı bir sistemle karşı karşıyayız. Havaalanı kapasitesi gibi belli konularda sorunlarımız var.
NextGen şu anda, Performansa Dayalı Navigasyon (PBN)’un uygulanabilmesine odaklanıyor. İki alan da, paranın çok kısıtlı olduğu bir gelecek için yatırım yapma zorluğu yaşıyor. Yatırımlarımızın net kazançlar getirdiğinden emin olmalıyız, bu sebeple her bir Merkez’da ya da TMA’da ekipmanların her bir parçasını servise sunmaya devam etmek isteyip istemediğimiz sorularını sormamız gerekiyor.
S: Tek Avrupa gökyüzü ne zaman gerçek olacak?
FB: Birdenbire ‘’Şu anda Tek Avrupa Gökyüzüne sahibiz’’ diyebileceğimiz bir nokta yok. Tek bir olaydan çok, birden çok önemli olayın yaşanmasından oluşan bir süreç. Birçok insanın fark ettiğinden daha fazla ilerleme kaydettik. Örneğin, SESAR bir tanımlama sürecinden geçti ve şu anda ürünler için fikirler sunuyor. Ağ Yöneticisi olarak somut ve ölçülebilir başarılar elde ettik. Fakat en önemli değişiklik, endüstrideki herkesin fikrini değiştirmeye başlayan Performans Programının oluşturulması oldu.
Hala önümüzde uzun bir yol var. Örneğin hala, Fonksiyonel Hava Sahası Bloklarından pek bir sonuç alamadık. FAB’ın işlerini yapabilme sürecini gerçekleştirmek ve hızlandırmak için EUROCONTROL burada atölyeler oluşturuyor.
Ama yine de, SES’in bir parçası olan Performans Programı olmadan şu anda gördüğümüz verimliliği göremeyeceğimizden eminiz.
S: EUROCONTROL’un diğer havayollarıyla sahip olduğu işbirliği ne durumda?
FB: Ağ Yöneticisi olarak başardığımız ilerlemeden memnun olan birçok havayoluyla iyi derecede işbirliğimiz var. Hareket Merkezimizde havayollarından bağlantı memuru bulunuyor ve bu da özellikle grev ya da uygunsuz hava koşulları gibi aksaklık durumlarında oldukça faydalı oluyor. Aslında genel olarak bu gerçekten yarar sağlıyor çünkü havayollarının problemlerini anlamak ve onlara nasıl yardımcı olacağımıza karar vermek açısından ilerleme kaydediyoruz.
Bunun örneği olarak, Yunan adaları havaalanlarında Yunan servis sağlayıcısıyla yapılan işi gösterebiliriz. Burada Ağ Yöneticisi, ANSP ve havayolları, önemli gecikmelere sebep olan ATC denetçilerin az olduğuna dikkat çekmek için beraber çalışıyor.
S: EUROCONTROL’un gelecekteki planları nelerdir?
FB: Vizyonumuz ve Stratejimiz konusunda hissedarlarımızla görüşmelerimiz devam ediyor. Bu görüşmeler, EUROCONTROL’un ATM performansında nasıl mükemmele ulaşabileceğine dayalı ve 12 tane vizyon noktası etrafında dönüyor. Bunun önemli bir noktası, Ağ Yöneticisi olarak rolümüzü geliştirmek ve büyütmek.
Bunu başarmanın bir yolu, Merkezileştirilmiş Servisler girişimi. Ana konsept şu: Çoğunlukla bilginin işlenmesiyle alakalı olan (ki bu ATM’de gittikçe daha da önemli hale geliyor) ve her FAB, ANSP hatta Kontrol Merkezinde kullanılmasındansa pan-Avrupa seviyesinde organize edildiği zaman daha düşük ücretle ve daha etkili uygulanabilen bazı servislerin olması.
S: Havacılık endüstrisinin 10 yıl sonra nasıl olacağını düşünüyorsunuz?
FB: Daha önce yaşadığımızdan daha düşük oranda olsa da trafik büyümesinin artacağını umuyoruz. Bazıları günün çoğu zamanında neredeyse full kapasitede çalışan bazı yoğun havaalanları üzerinde daha da artan bir baskı olacağı anlamına geliyor. Bu da, tüm ağ boyunca daha etkili iş birliği yapılması ve trafiğin daha dikkatli planlanmasına olan ihtiyacın daha çok artacağı anlamına geliyor.
Performansa odaklanma devam edecek ve endüstri; Serbest Hava Sahası Rotaları gibi kaynakları daha verimli kullanarak, havaalanlarını daha iyi hale getirerek ve uçaklarda şu anda hazır halde bulunan teknolojiyi daha iyi kullanarak daha etkin hale gelecek.
Kaynak : Air Transport News
