S: Hissedarlara da ödeme sağlayan havayolunun finansal başarısının altındaki sebepler nelerdir?
RA: Bu birden çok faktörün birleşmesinden oluşuyor. En önemlisi, Delta çalışanları havayolunu işletirken harika iş çıkartıyorlar. Ayrıca, kapasitemiz hakkında çok kuralcıyız, olağanüstü ve verimli bir yönetime sahibiz ve mükemmel bir servis sunuyoruz. Bu da, gelişmiş endüstri yapısıyla bir araya geliyor. Hem ulusal hem uluslararası alanda endüstri düzeyinde bir birleşme var ve şimdi daha rasyonel yapılar bulunuyor. Bunun sonucu olarak biz daha iyi para kazanıyoruz. Delta 2012’de toplam Kuzey Amerika havayolu endüstri kazancının %50’sini elde etti ve 2011’de bu oran %30’daydı. Tabi ki 2013’ün daha da iyi olacağını düşünüyoruz. Bu bize ortalama olarak 6 milyar dolarlık bir gelir kazanma şansı verecek ve bunun sonucunda çalışanlarımıza ve ürünlerimize yatırım yapabilmenin yanı sıra, hissedarlarımıza da kazanç sunabileceğiz.
S: Yönetim açısından da geçen sene büyük başarı sağladınız. Bunu sağlayan şey neydi?
RA: Basitçe sürece odaklandık ve başarıya ulaşmak için çalışanlarımıza gerekli araçları sunduk. Ulaştırma Bakanlığı (DOT)’na göre, %99.6 ikmal faktörü ve %87 zamanında performans oranına sahibiz. Yine DOT’a göre, %99.8 bagaj teslimi oranımız var. Aslında toplamda, dünyada en iyi performans gösteren havayoluyduk. İşlevsel olarak en iyi olmamız gerekiyor. Amacımız, dünyadaki en güvenilir, en istikrarlı havayolu olmak çünkü Delta, iş için seyahat eden yolcuların havayolu. Örneğin; Fortune 500’e göre dünyadaki en beğenilen havayoluyuz. Geçtiğimiz günlerde hiçbir iptal yaşamadan arka arkaya beş gün uçuş gerçekleştirdik. Çok bir şeymiş gibi gözükmüyor ama bu kadar büyük bir güzergah ağınız varsa, bu oldukça büyük bir başarı.
S: Bu operasyon verimliliğini devam ettirmenizde, altyapı nasıl bir rol oynuyor?
RA: Bu, altyapıya önem veren bir iş alanı. Biz de işin altyapı kısmına gereken önemi veriyoruz.
Uluslararası olarak Narita, Japonya’da, geçtiğimiz 10 yıl boyunca havaalanıyla işbirliği yaptık ve Delta ve SkyTeam ortakları için tesislerimizi sağlamlaştırmak amacıyla sıkı çalıştık. Ayrıca, Amsterdam Schiphol ve Paris Charles de Gaulle’de yolcu servisini geliştirmek ve transfer kolaylığı sağlamak için çalışıyoruz.
İç hat konusuna gelirsek, Los Angeles Uluslararası Havaalanı’nda birkaç yüz milyon dolar harcadık ve 200 milyon dolar daha harcayacağız. Seattle-Tacoma’da yeni bir Gelen Yolcu Salonu inşa ediyoruz ve şu anda Atlanta’da birinci sınıf kalitede bir tesis olan yeni bir Gelen Yolcu Salonu var. New York JFK’de geçtiğimiz günlerde yeni bir terminal açtık, Minneapolis Gelen Yolcu Salonu iki katına çıkarıldı ve Salt Lake City’deki merkezimizi tamamen yenileyeceğiz.
Özetle altyapı konusunda bir çok yatırım gerçekleştirdik ve bunu yapmaya devam edeceğiz. Hem Avrupa’da hem ABD’deki modern uçaklarda teknolojiden fayda sağlamak için yıllardır uğraşıyoruz fakat şu ana kadar bu teknolojilerinin adaptasyonunda çok da başarı sağlayamadık.
S: Amerika piyasası konsolidasyonun bir sonucu olarak nasıl bir değişim gösterdi?
RA: Başlangıç olarak, sonunda kazanç sağlanabildi! Şimdi iki dünyanın da en iyileri bulunuyor. Güçlü, finansal olarak tutarlı yine de rekabetçi havayolları var. Amerika’nın, güçlü bir tarım ve tekstil sektörüne sahip olma ihtiyacının yanı sıra, güçlü bir seyahat ve turizm sektörüne ihtiyacı var. Ve tabi ki, havacılık seyahat ve turizm sektörünün temelini oluşturuyor. Küresel piyasada rekabet eden güçlü ve tutarlı havayollarına sahip olmamız ülkemiz için iyi bir şey.
S: SkyTeam gelecek planlarınız için ne kadar önemli?
RA: SkyTeam önemli olmaya devam ediyor. Yolcularımıza bir uçtan bir uca güzergah sunmamıza olanak sağlıyor.
Stratejimize karar verirken, her zaman SkyTeam’in ve tüm ortak havayollarımızın çıkarlarını göz önünde bulunduruyoruz. Dünya genelinde ortaklıkta bulunduğumuz tüm havayolları için bu ortaklık bir kazan-kazan sistemine bağlı olmak zorunda.
S: IATA başkanı olarak neler başarmayı umuyorsunuz?
RA: Dünya genelindeki tüm havayollarını kapsayan bir organizasyon olmamız gerekiyor. IATA üyelerine yükske kalitede bir servis sunuyor. Başkan olarak, IATA’nın endüstriye faydalı olduğundan emin olmak benim görevim. Özellikle hükümetle ilgili konularda, kurallarımız konusunda şeffaf olmamız gerekiyor. Ayrıca, harika bir iş çıkaran IATA çalışanlarını da desteklemeye devam ettiğimizden emin olmak istiyorum. Tüm dünya genelinde bir çok sorumlulukları var ve onlara yardımcı olmalıyız.
Daha önemli konularda, en önemli olan tek şey çevresel girişimlerde başarılı olmamızdır. Egzoz gazı yayılımlarını yönetme konusunda güvenilir bir çözüme sahip olan ilk küresel endüstriyiz. ICAO’da gerçekleştirilen konuşmalar aracılığıyla, egzoz gazı yayılımlarını yönetmek için küresel, güvenilir bir çözüme sahip olduğumuzu tüm dünyaya göstermek için bir fırsatımız var. Ve başarı şansımızın yüksek olduğuna inanıyorum.
