spot_img
spot_imgspot_img
19.3 C
İstanbul
Perşembe, 28 Mart 2024

Bakan Ünal: Turizm Diplomasisi çok önemlidir

Seçtiklerimiz

Türkiye’nin riskli ülke olduğu algısının başta Rusya olmak üzere turizm pazarındaki bazı rakiplerimiz tarafından bilinçli olarak yaygınlaştırıldığını belirten Bakan Ünal; dünyada ve Türkiye’de yaşanılan terör saldırılarına da değinerek; “Bizim bu terör örgütlerine karşı duruşumuz ve tavrımız bellidir. Ama ülkenin itibar yönetimi, turizmi güvenlik algısı açısından asıl yönetilmesi gereken daha büyük sorun bunun sonuçlarını yönetebilmektir. Çünkü terör olaylarının hedefi kaos, kaygı, endişe ve bir şiddet sarmalı oluşturmaktır. Buna maruz kalan tek ülke elbette Türkiye değildir. ” dedi. 
 
Yaşanılan Krizlere Tepki Verme Biçiminin çok önemli olduğunu vurgulayan Bakan Ünal özetle şunları söyledi: ” Paris, Madrid, Londra, New York’ta ve günümüzde artık terör değişik yerlerde hiç beklemedik zamanlarda çirkin yüzünü gösterebiliyor. Dolayısıyla terörün geliş biçimi ve sonuçları üzerinden çeşitli algı operasyonları da yapılmıyor değil. Yani bir terör eylemi Paris’te gerçekleştiğinde bu terör eylemine gösterilen hassasiyet ile aynı terör eylemi İstanbul’da gerçekleştiğinde dünya medyasının buna gösterdiği hassasiyetin bizim tarafımızdan nasıl karşılanacağı ve ne tepki vereceğimiz de çok önemli. Bizim bunu burada bir düşmanlık olarak algılayıp düşmanca bir tepki vermemiz mi yoksa bunu bir mevcut durum tespiti olarak görüp bunun sonuçlarını yönetmek için neye ihtiyacımız olduğunu değerlendirmemiz mi gerekiyor? 
 
Özellikle diplomasi açısından bu çok kıymetlidir. Çünkü bizim öncelikli olarak yaşadığımız kriz ya da yaşadığımız sorun her ne olursa olsun onun bize geliş biçiminden daha önemli olan bizim onu karşılama ve ona tepki verme biçimimiz daha çok önemlidir. Diğer bir ifade ile biz burada kurban rolünü mü oynayacağız yoksa proaktif bir yaklaşımla bunun üstesinden gelmek ve bunu aşmak için ihtiyacımız olan şeylerin neler olduğuna mı enerjimizi yönlendireceğiz? ” 
 
Biz hiçbir zaman Türkiye olarak yaşadığımız sorunlar, krizler karşısında kendimizi mağdur ya da kurban olarak görmedik. Yaşadığımız her krizi bir şekilde aşacak enerjiyi ve bunu aşmak için neye ihtiyacımız olduğu sorusunu sorduk ve bugüne kadar aştığımız her kriz bizi biraz daha güçlendirdi. Bizim krizlerden neler öğrenmemiz, hangi deneyimleri hangi tecrübeleri edinmemiz ve daha sonraki süreçler için hangi öngörülere sahip olmamız gerektiğiyle ilgili biz de bir birikim oluşturdu. Şundan emin olunuz ki, yaşadığımız bu sorunlar bizim direncimizi, deneyimimizi, bizim bu sorunlarla başa çıkabilme kapasitemizi daha da artırmaktadır. Takdir edersiniz ki, bir toplumun gelişmişlik oranı o toplumun sorun çözebilme kapasitesiyle eş değerdir. Bir toplumun gelişmişliğini biz anlamak istiyorsak o toplumun ne kadar sorun çözme yeteneği, becerisi, deneyimi olduğuna bakmamız gerekir. ” . 
 
” 2011 yılında başlayan ve bölgemizde önce Tunus, Yemen, Libya, Mısır ve Suriye’de durdurulan ve Mısır üzerinden geri çevrilen ve bölgedeki düzen arayışının artık bir kaosa dönüştüğü sorunlar yumağının da hemen yanı başımızda olması ve bütün bunları yönetme becerimizin ve bütün bunları yönetecek bir aklın ortaya çıkması ve bu süreçte yaşadığımız sorunlar… Türkiye’nin dünyada nasıl algılandığı ile ilgili bizim en son yaptırdığımız bir çalışmada gördüğümüz temel şey şu oldu: Bizim kendimizi algılama biçimimiz ile dünyanın bizi algılama biçimi arasında çok ciddi bir makas mevcut. Bunun koordinasyondan kaynaklanan sebepleri de var ” . 
 
Türkiye’nin tanıtımını yapan yaklaşık yirminin üzerinde kurum olduğuna dikkat çeken Bakan Ünal, konuşmasında yeni ve tek çatıda toplanan bir tanıtım stratejisinin ipuçlarını şöyle aktardı: 

 

” Bu kurumların her biri kendi bakış açısı, Türkiye’yi algılama biçimi ve Türkiye’yi tanıtma stratejisi farklılıklar içerdiği için her biri farklı farklı yaklaşımlarla bu tanıtımı gerçekleştiriyor. İlk adım olarak bu Türkiye’nin tanıtımını yapan kurum ve kurulların bir ortak koordinasyon altında toplanması için bir çalışma başlatıyoruz. Önümüzdeki dönemde de bütün bu kurumları toplayarak bir arama konferansı gerçekleştireceğiz. Bu arama konferansından da Türkiye Tanıtım Koordinasyon Kurulu gibi yeni bir yapıyı nasıl oluşturabileceğimiz doğrultusundaki çalışmaları yapacağız. Özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı açısından bakıldığında maalesef Kültür Bakanlığı ile Turizm Bakanlığı yan yana konulmuş ve şu anda biz tanıtma ataşeleri üzerinden yurt dışında 39 ülkede 44 temsilcilikle biz çalışıyoruz. Şimdi biz hızlı bir şekilde yeniden kültür ataşelerimizi de atamak istiyoruz. ” 

 

“Önümüzdeki süreçte aslında biz, Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak tanıtım stratejimizi de temelde değiştirecek bazı yeni çalışmalar da içerisindeyiz. 

 

Çünkü dediğim gibi bir koordinasyon kurulu altında tanıtımı toplamak, hem de tanıtımı daha çok temas ve daha çok yüz yüze görüşme üzerine kurmak gerekliliği ortaya çıkıyor. Çünkü bizim bilinirlik sorunumuz yok. Dünya bizi biliyor. Bizim hem dijital platformda hem de diğer mecralarda çok güçlü tanıtım kampanyalarımız var ama şu anda bizim bu son 2 yılda oluşturulan ve Türkiye’nin güvenli ülke imajını karalamaya dönük kara propagandanın oluşturduğu negatif etkiyi bertaraf etmeye ihtiyacımız var. Bu bizim reklamla ya da reklam ve tanıtım mecralarını kullanarak gerçekleştirebileceğimiz bir şey değil. Dolayısıyla bizim üzerimizdeki bu güvenlik açısından riskli ülke algısını temizlemek için daha çok temas, daha çok yüz yüze görüşme, bu anlamda bizim sektör temsilcilerimizin, AB Bakanlığımızın, Dışişleri Bakanlığımızın, büyükelçilerimizin kısaca bütün tarafların seferber olduğu bir planlama ve süreç içerisine girmemiz gerekiyor. Bu açıdan önümüzdeki süreç bizim için çok kritik. Çünkü sadece Antalya açısından bile bu çok sıkıntılı sonuçlar doğurabilir ama elimizde çok kıymetli bir kaldıraç var şu anda. Bu Antalya EXPO 2016. Bu kapsamda 8 milyon ziyaretçi bekliyoruz. Bunun 3 milyonu yerli, 5 milyonu yabancı. Ve bu önümüzdeki sezon Rusya’dan 4.5 milyon gelecek olan ya da gelmeyecek olanın telafisi anlamına gelir. Aynı zamanda bu yine bizim tanıtım çalışmalarımızın da bir kaldıracı. Bizim katılımı 40 ülkenin üzerine çıkarma konusunda ciddi çabalarımız var. Önümüzde bizim katılacağımız üç tane büyük fuar var Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak. Bu fuarlarda da biz EXPO kaldıracını çok iyi bir şekilde kullanmak istiyoruz. ” 
 
 
Sultanahmet olayının hemen ardından katıldıkları Utrecht Fuarı’nın sektör temsilcileri, tur operatörleriyle biraraya gelerek hızlı bir temas sağlama ve bu patlamanın sektör üzerindeki etkisini azaltma imkanını sunduğunu belirten Bakan Ünal; ” Önümüzdeki günlerde aynı zamanda Madrid’de, Almanya’da, yine İngiltere’de, İsveç’te tur operatörleriyle görüşüp aynı zamanda orada büyükelçiliklerimizle de işbirliği içerisinde bir çalışma yürüteceğiz. ” dedi. 

 

 
Rus uçağının düşürülmesi ile başlayan krizi ve alınan tedbirleri değerlendiren Bakan Ünalşu açıklamalarda bulundu: ” Rusya’dan bize gelen 4.5 milyon turistin önümüzdeki sezon gelmeyecek olması özellikle turizm başkenti Antalya için çok ciddi bir risk oluşturuyordu. Biz hızlı bir şekilde pazarı çeşitlendirmek, bu anlamda sadece Rusya ve bağımsız devletler topluluğuna dönük uyguladığımız 6 bin dolar yakıt desteğini bütün dünyaya dönük hale getirerek özellikle Rusya’dan kaynaklanacak açığı kapatmayı hedefledik. 
 
Görüldüğü gibi bütün bunlar aslında turizm sektörünün usta bir kriz yöneticisi olmasını zorunlu kılıyor. Başından beri anlattığımız, içinde bulunduğumuz coğrafyada yaşanılan istikrarsızlıklar kaçınılmaz olarak artık her sektör gibi turizm sektörünü de ciddi anlamda etkiliyor. Türkiye’nin güvenlik açısından riskli ülke olduğu algısının bazı ülkeler tarafından özellikle yaygınlaştırılıyor. Biz son on yılda turizm sektöründe çok hızlı büyüme ile altıncı sıraya yükseldik. 41 milyon gibi bir rakama ulaştık. Biz 2023’de 50 milyon turist hedefini koymuştuk. Bu hedefi 2019’da yakalayacağımızı gördük. Ama Türkiye algısına dönük negatif saldırılar şu anda içerde yaşadığımız krizlerle de birleştiğinde bu yöndeki çabamızı ve gayretimizi arttırmamızı gerektiriyor. ” 
 
Türk turizminin önümüzdeki süreçteki amaçlarını da değerlendiren Bakan Ünal; beş başlıkta görüşlerini açıkladı: ” Önümüzdeki süreçte hızlı bir şekilde turizmin çeşitlenmesi, ürün çeşitliliği ve bunun tüm yıla yayılması bizim için çok önemli. Türkiye’nin Almanya ve Rusya’ya bağımlı hale gelmesi çok ciddi bir risk oluşturuyor. Çünkü Rusya ile yaşadığımız kriz ve hemen arkasından Sultanahmet’te Alman turistlere dönük saldırı bir anda iki büyük pazarda zor durumda bırakabiliyor. O nedenle hem ürünün hem pazarın çeşitlendirilmesi önümüzdeki süreçte büyük bir önem arz ediyor. 
 
Yine nitelikli iş gücü, tesis ve hizmet kalitesiyle uluslararası bir marka haline gelinmesi, daha üst gelir grubuna hitap edecek şekilde turizm ürün ve hizmet çeşitlendirilmesi, turizm değer zincirinin her bileşeninde kalitenin daha da arttırılması, sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde bölgesel kalkınmada öncü bir sektör haline gelmesi şeklinde amaçlarımızı da özetleyebiliriz. ” 

İlgili Makaleler

- Corendon -spot_img

Son Dakika